Milletlerarası Basın Enstitüsü (IPI) Ankara merkezli operasyonda 12 gazetecinin gözaltına alınmasına ait yazılı bir açıklama yaptı. “IPI Türkiye’yi tüm gazetecileri gecikmeksizin hür bırakmaya çağırıyor” başlıklı açıklamada gazetecilerle dayanışma içinde oldukları vurgulandı.
Türkiye yetkililerine seslenilerek gazetecilerin hür bırakılmasının talep edildiği açıklamada şu tabirlere yer verildi: “Editörler, gazeteciler ve medya yöneticilerinden oluşan global bir ağ olan Milletlerarası Basın Enstitüsü (IPI), 25 Ekim 2022 tarihinde Türkiye’de 11 Kürt gazetecinin gözaltına alınmasını kınamaktadır. Gözaltılar, yetkililerin “terörle çaba operasyonu” olduğunu sav ettikleri operasyonun bir kesimi olarak birçok farklı kentte gerçekleşti. Türkiye, sıklıkla keyfi suçlamalara ve mahpus cezalarına maruz kalan gazetecileri gaye almak için terörle uğraş yasasını sistemli olarak berbata kullanmaktadır. Bu gözaltılar, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik önemli hücumların bir örneğidir. IPI, Türk yetkilileri bu 11 gazeteciyi ve parmaklıklar gerisindeki öteki tüm muhabirleri özgür bırakmaya çağırmakta.
25 Ekim’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen terör soruşturması kapsamında Ankara, İstanbul, Van, Diyarbakır, Urfa, Mersin ve Mardin’de yapılan eş vakitli konut baskınlarında 11 gazeteci gözaltına alındı. Diyarbakır merkezli Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), gözaltına alınanların Mezopotamya Haber Ajansı (MA) Yazı işleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli ile JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Kıymet olduğunu bildirdi.
Yetkililer davanın ayrıntılarına 24 saat erişim kısıtlaması getirdi. Bu durum, Türkiye’de avukatların gazeteci müvekkillerine ve dava bilgilerine erişiminin sıklıkla engellendiği, hasebiyle tesirli bir savunma yapmanın zorlaştığı daha geniş bir modelin modülü. DFG’ye nazaran, bir öbür JINNEWS muhabiri Derya Ren de ayrıntıları şimdi bilinmeyen başka bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. DFG Eşbaşkanı ve MA editörü Dicle Müftüoğlu IPI’a yaptığı açıklamada, operasyonun birinci ayrıntılarını güvenlik güçleri tarafından hazırlanan ve Ankara merkezli birtakım WhatsApp basın kümelerinde dolanıma sokulan bir bildiri aracılığıyla öğrendiklerini söyledi. Açıklamada, “gazeteci kılığına girmiş şüphelilerin” yasadışı PKK ismine basın faaliyeti yürüttüğü argüman ediliyordu.
‘MAHSUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLDİ’
Müftüoğlu, MA’nın Ankara ofisinin de basıldığını ve polisin kitaplara, gazete arşivlerine ve başka eşyalara el koyduğunu söyledi. Müftüoğlu, basın kümelerine dağıtılan bildirinin savcılık tarafından değil de güvenlik güçleri tarafından hazırlanmış olmasının sanıkların adil yargılanma hakkını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini söyledi.
Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü toplumsal medya üzerinden yaptığı resmi açıklamada ‘PKK/KCK terör örgütünün Basın Kurulu’na bağlı olarak faaliyet gösteren ve teknik takip sonucu tespit edilen halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici yayınlar yapan Mezopotamya Haber Ajansı’na yönelik terörle gayret operasyonu kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan 14 şüpheliden 11’inin eş vakitli operasyonlarla gözaltına alındığını” bildirdi. Açıklamada ayrıyeten bir dizi dijital gereç, kitap ve evraka de el konulduğu belirtildi. Resmi açıklamaya güvenlik güçleri tarafından yayınlanan ve kimi gazetecilerin meskenlerinden zorla çıkarıldığını, kelepçelendiğini ve başlarının yere gerçek itildiğini gösteren kısa bir görüntü eşlik etti. Müftüoğlu görüntüye atıfta bulunarak “Bu operasyonlar yalnızca gazetecileri kriminalize etmek ve kamuoyunda bunların terörist olduğu algısını yaratmak için yapılıyor’ dedi.
KÜRT GAZETECİLER MAKSATTA
Bu ayın başlarında IPI, Hudut Tanımayan Gazeteciler (RSF) ve Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa’dan (OBCT) oluşan bir heyet Türkiye’deki basın özgürlüğü misyonunun bir kesimi olarak Diyarbakır’a gitti. Heyet üyeleri Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti ve ortalarında MA ve JINNEWS muhabirlerinin de bulunduğu mahallî gazetecilerle bir ortaya geldi. IPI liderliğindeki heyet, gazetecilerin, gazetecilikleri ve Kürt kimlikleri nedeniyle iki kere gaye alınmalarının sonucu olduğunu söyledikleri daima yasal taciz, gözaltı, izleme ve nezaretle ilgili tasalarını dinledi. Heyet ayrıyeten Haziran 2022’de Diyarbakır’da terör suçlamasıyla tutuklanan ve hala cezaevinde bulunan 15 gazeteci ve bir medya çalışanı ile dayanışma gayesiyle kısa bir şov düzenledi. Tüm meslektaşlarımızla dayanışma içindeyiz ve Türkiye’ye tüm gazetecileri gecikmeksizin özgür bırakmalı.” (HABER MERKEZİ)