Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’den Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy’a açıklamalar yaptı.
Seccade tartışmalarına değinen İnce, Millet İttifak’ı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP içerisinde kumpas kurulduğunu argüman ederek Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki isimleri işaret etti ve “Birbirine kumpas kuran tipler var orada” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazansa da kaybetse de genel başkanlık koltuğunun boşalacağına dikkat çeken İnce, genel lider olmak için CHP Genel Merkezi’nde farklı kümelerin çatışma halinde olduğunu lisana getirdi.
“Herkes birbirini biçiyor” diyen İnce canlı yayında mevzuyla ilgili şunları söyledi:
“(İlk sefer seçime girdiğimiz için sandık şurasında Memleket Partisi’nin elemanı olmayacak?) Benim vazifeli koyma hakkım yok ki. Yasa bu türlü. Silahlı adam mı koyacağız, ne yapalım? Biz fakat müşahit koyabiliriz; lakin imza atma yetkimiz yok tutanağa. Bütün muhalefet partileri bir ortaya gelerek sandıkları denetim edebilirdik. 50 defa söyledim bunu. 75 yaşında adam fark etmemiş olabilir Sen nasıl partilisin. Birbirine kumpas kuran tipler var orada. Orada Cumhurbaşkanlığı kazanmak diye kaygı yok. Kılıçdaroğlu’nun son seçimi, genel başkanlık boşta. Herkes birbirini biçiyor. Kendi genel liderlerine kumpas kurarlar, bunu biliyorum. Nasıl partisiniz siz? Tam Erdoğan’a gereç veriyorsunuz. Evvelden Kur’an’la çıkıyordu, artık seccadeyle çıkıyor.”
İnce’nin programdaki konuşmalarından öne çıkan başka başlıklar şöyle:
İttifakların mühleti geçmişti. Sayın Kılıçdaroğlu partimizi ziyarete geldiğinde ittifaklar artık bitmişti. Adaylıkların katılaşmasına 24 saat kalmıştı. Bir nezaket ziyaretiydi. Tahminen de kamuoyu önünde ‘Bak ziyaret ettim’ demek içindi. Sayın Kılıçdaroğlu ve yardımcılarımız zelzele konusu, seçim güvenliğini konuştuk. “Benim adaylığımda sandıklara sahip çıkamadınız” diye konuştuk. Trolleri konuştuk. Sonunda kapıdan uğurlarken ‘Hoşgeldiniz, güle güle’ dedim. Bu arka niyetli cümle değildi. Onu yanlış yorumlayanlar oldu. Bir tweetle düzelttim ancak. Sayın Kılıçdaroğlu giderken Halilibrahim sofrasında bahsetti, içeride onu da söylemedi. Gaye anlaşmak, ikna etmek değildi aslında. O denli bir emelleri olsaydı son güne kalmazdı, onu da milletimin takdirine bırakıyorum.
“MUHARREM İNCE ÇEKİL DERKEN HATALIYI ŞİMDİDEN İLAN EDİYORLAR”
Açılamayan üniversiteler, yapılamayan tarım, korunamayan bayanlarımız, geçinemeyen emeklilerimiz, et yiyemeyen çocuklarımız, çadır satan Kızılayımız, bütün bu ortamda bu bizim bahtımız olamaz. 17 parti bir ortaya gelmiş. 21 yılda hiçbir dediğini gerçekleştirememiz bir iktidar var. Hiçbir dediğini tutturamamış, maharetsiz, başarısız, yorgun iktidar. Bunun karşısında muhalefet var. 7 cumhurbaşkanı yardımcısı. 11 büyükşehir belediye yardımcısı, Hazine yardımı, köşe muharrirleri, ekran bülbülleri var. Zelzele Türkiye’yi vurmuş. Euro 20 lira, devlet çökmüş. Bu türlü bir ortamda ‘Muharrem İnce çekil’ deniyor. Seçimi kazanmak üzere bir niyetleri yok. Seçimi kaybedeceğiz, hatalıyı şimdiden ilan edelim, kederleri bu.
“O İŞ BİTTİ! BİZİM ÇEKİLMEMİZİ GEREKECEK BİR DURUM YOK ARTIK”
Kendilerine, adaylarına güvenmiyorlar. 13 toplantıda adaylarını belirlemediler. Erdoğan’a muhalefet edersen teröristsin, 6’lı Masa’ya muhalefet edersen hainsin. Ben adaylıktan çekilsem bile o oylar çantada keklik değil ki. Muharrem İnce tek başına bir adam değil. 3 yıldır yollarda. Parti kurmuş, 73 vilayet, 483 ilçe binası olan gönüllülerin kurduğu parti. 115 bin kişi sandığa gitti imza verdi. Ben bunlarla birlikte iş yapıyorum, siyaset yapıyorum. Burada çekilmemizi gerekecek bir durum yok, teknik olarak da bu mümkün değil. Kuralar seçildi, yerler muhakkak. Bitti orası.
“İKİNCİ ÇEŞİDE KALIRSA SAYIN KILIÇDAROĞLU DEĞİL BEN SEÇİLİRİM”
Bu seçimin ikinci çeşide kalacağını herkes biliyor. Bu bir ön seçim olacak. İkinci tipe kaldığında Kılıçdaroğlu mu Erdoğan’ın karşısında kolay kazanır, bunu düşünsünler. Ben çok daha şanslıyım Kılıçdaroğlu’na nazaran. Onu düşünsünler. Hasebiyle ikinci çeşidi düşünün. Erdoğan’ın karşısında sayın Kılıçdaroğlu mu daha şanslı, ben mi? Bunu herkes vicdanına, aklına, beynine sorsun. İkinci tıpta Erdoğan’ın gitmesi için ne gerekiyorsa onu yapacağım. Ben diğer bir partinin genel lideriyim ve Cumhurbaşkanı adayıyım. Birinci savaşı geçmeden, ikinci savaşı konuşmam ben. Birinci cinste ben kalırsam daha şanslı olurum. Onun için beni destekleyin, Erdoğan’ın karşısında ben olayım diyorum. İkinci çeşide kim kalırsa o vakit Pazartesi sabahı onu konuşuruz.
“KILIÇDAROĞLU SANDIK KOYSAYDI, TAHMİNEN İMAMOĞLU ADAY OLACAKTI”
Ne sağdan ne soldan Atatürk’ün yolundan diyoruz. Memleket Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı için ilan ettik. ‘Başka olmak isteyen var mı?’ dedik. Sandık koyduk, kimse çıkmadı. Üyeler oy kullanmadılar, aday oldum. Kılıçdaroğlu bunu yapsaydı tahminen sayın İmamoğlu, sayın Mansur Yavaş aday olacaktı. Kılıçdaroğlu partinin eski evlatlarına davet yapsaydı. Masanın suramı yanlış. 17 parti, 11 büyükşehir belediyesi, Hazine parası, bütün bunlarla maharetsiz, başarısız olacaksın, sonra diyeceksin ki, ‘Muharrem İnce sokağa çıkamazsın, sana baskı kurdururum’ diyeceksin. Bunu merhum Ecevit’e yaptılar ‘bir bölen’ dediler. Ecevit iki defa başbakan oldu, ona ‘bölücü’ diyenler hiçbir şey olamadı.
“BU ÜLKEDE OYUNU ERDOĞAN, İMAMOĞLU VE İNCE ARTIRIR”
Siyasette ya menfaat ya unsur ittifakı olur. Burada unsur ittifakı yok. ‘Beni Cumhurbaşkanı yapın sizi Cumhurbaşkanı yardımcısı yapayım’. Bu ülke ne Erdoğan üzere tek adam yönetilir ne de 7 cumhurbaşkanı yardımcısıyla yönetilir. Bizi birkaç ay öncesine kadar yok sayıyorlardı. Artık oylar astronomik artıyor. Partinin oyunu 11 gösteren var, benim oyumu 14, 16, 17 gösteren var. Benim de elimde bilgilerim var. Tahminen de inanmakta zahmet çekebilirler ancak internete girdiklerinde her çeşit bilgiyi görüyorlar. Ne oldu da bizim oylarımız arttı? 2018 4 Mayıs’ta aday olduğum gün anket yaptırık. CHP’nin oyu 18, Muharrem İnce’nin 20’ydi. Muharrem İnce oyunu 11 puan arttırdı daha sonra. Ben kampanya adamıyım. Bu ülkede oyunu üç kişi arttırır Erdoğan, Ekrem İmamoğlu, Muharrem İnce.
“SEÇMEN YAŞINI 15’E DÜŞÜRÜRSEK BEN BİRİNCİ TİPİ ALIRIM”
Gençler benim samimiyetimi sorgulamıyorlar. Doğruya yanlışsız, yanlışa yanlış diyorum. Ben bu ülkeyi şu sıkışıklığa düşürmek istemiyorum. Erdoğan’ın dış siyasette sıkışmışlığıyla verdiği ödünler var. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de. Kılıçdaroğlu gelirse HDP’den ötürü taviz verecek. HDP desteklemeyecek bu mevzularda. Ben Türkiye’yi HDP’nin kıskacındaki Kılıçdaroğlu’na ya da memleketler arası kıskaçtaki Erdoğan’a terk etmek istemiyorum. Birinci çeşitte kimse kazanamayacak. İkinci tıpta ben kalacağım. Seçmen yaşını 15’e düşürürsek ben birinci çeşitte alırım. Bu ülkenin gençleri israf ediyor. Her sene 12 bin üstün zekalı çocuğumuz var bizim. Bunların 10 bini ziyan oluyor. Ya yurt dışına gidiyor ya okuyamıyor. Ben bu çocukları ziyan ettirmeyeceğim.
“CHP, MEMLEKET PARTİSİ VE YETERLİ PARTİ YAPMALIYDI BUNU”
Erdoğan gitmeli diyorum, beceremedi. Erdoğan’ın yerine Erdoğan’ın eski Başbakanı mı gelmeli? Davutoğlu mu gelmeli? 15 yılında bu ülkenin Babacan ve Davutoğlu yok mu? Erdoğan’ın Başbakanı olan, artık Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak olan Davutoğlu, Babacan mı kurtarır? Ben akla vevbilime inanırım. Ben diyorum ki, Erdoğan da olmaz, eski ortakları da olmaz. Ben masayla işim olmaz dedim. Ben CHP’yle başka görüşürdüm. Benim teklifim, CHP, ÂLÂ Parti, Memleket Partisi. Üçü yapsın bunu. Babacan’ı daha evvel Aziz Divan’a göndereceğini söylüyordu sayın Kılıçdaroğlu. Türkiye’nin en çapsız Dışişleri Bakanı diyordu Davutoğlu için. Buradan sonuç alınmaz. Türkiye’ye bir üçüncü yol lazım.
“ARKADAŞLARIMI AŞAĞILAMAYIN, ONLAR SİZE LAZIM OLABİLİR”
Yaptıkları şey şu; A’yı mı seçeceksin, B’yi mi? İnsanları aşağılıyorsun, hakaret ediyorsun. Tahminen bunlar sana ikinci çeşitte lazım olacak. Ben diyorum ki, aşağılamayın benim arkadaşlarımı, ben de sizi aşağılamayayım. Aday ne kadar çok olursa iştirak o kadar fazla olur. İştirak ne kadar çok olursa Erdoğan’ı yenmek o kadar kolay olur. Bugün bana ‘çekil’ diyenler. Ben 2018’de ben CHP’nin adayıydım, sayın Kılıçdaroğlu sayın Akşener’e, sayın Karamollaoğlu’na niçin çekil demedin. Hatta milletvekili vermiştin. Bu türlü bir mantık yok. Evvel birinci tipi görelim, birbirimizi birinci tıpta incitmeyelim.
“CHP’NİN İÇİNDE BİR KÜME DAİMA KUMPAS KURMAKLA MEŞGUL”
İlk sefer seçime girdiğimiz için sandık şurasında Memleket Partisi’nin elemanı olmayacak. Benim misyonlu koyma hakkım yok ki. Yasa bu türlü. Silahlı adam mı koyacağız, ne yapalım? Biz fakat müşahit koyabiliriz; lakin imza atma yetkimiz yok tutanağa. Bütün muhalefet partileri bir ortaya gelerek sandıkları denetim edebilirdik. 50 defa söyledim bunu. 75 yaşında adam fark etmemiş olabilir Sen nasıl partilisin. Birbirine kumpas kuran tipler var orada. Orada Cumhurbaşkanlığı kazanmak diye sıkıntı yok. Kılıçdaroğlu’nun son seçimi, genel başkanlık boşta. Herkes birbirini biçiyor. Kendi genel liderlerine kumpas kurarlar, bunu biliyorum. Nasıl partisiniz siz? Tam Erdoğan’a materyal veriyorsunuz. Evvelce Kur’an’la çıkıyordu, artık seccadeyle çıkıyor.
“BİZİM PARTİ MECLİSİMİZE, MYK’MIZA BAKIN İKİ TANE KABİNE ÇIKAR”
Oy bölme parlamenter sistemde olur. Bu sistemde oy bölmesi olmaz. Basketbol oynuyorduk, artık futbol oynuyoruz. Demirel’le Ecevit rahmetliler yarışırken ‘kadron kim’ diyorlardı. Onlar da ‘Ben İstanbul milletvekili adayı Ahmet’i Maliye Bakanı, İzmir milletvekili adayı Ayşe’yi Dışişleri Bakanı yapacağım’ diyordu. Artık Bakanlar milletvekili mi? Değil. Memleket Partisi’nin takımları kimler? Bizim Parti Meclisi’ne, MYK’ya bakın iki tane Bakanlar Şurası çıkar.
“BENİM ETNİK, PARTİSEL, MEZHEPSEL BİR ANGAJMANIM YOK”
Pazar seçim oldu, Cumhurbaşkanı oldum diyelim. Bütün takımlar benim değil mi? Bütün Türkiye’nin evlatları hepsi benim takımım. Hepsini Memleket Partisi’nden yapmam kaide mı? Değil. Bunu bu adayların içinde bir tek ben yapabilirim. Kılıçdaroğlu yapamaz, angajmanları var. Erdoğan yapamaz, tarikatlarla göbek bağı var. Tarikatlara milletvekili kontenjanı veriyorlar artık, biliyorum. Bunu bir tek Muharrem İnce yapabilir. Benim etnik, mezhepsel, partisel bir angajmanım yok. Benim hayalim Müşavere Meclisi kurmak. Ben aksaçlılardan oluşan Müracaat Kurulu kurmak istiyorum. Bunlara önereceğim isimleri seçimden evvel açıklayacağım. 40 isim. 40’lar Meclisi. Bunlara maaş yok. Yemek, ulaşım, yatacak yer yok. Ayda bir defa çağıracağım. Seçimden evvel bu isimleri de açıklayacağım fakat artık değil.
“CHP’DE KUŞKU DUYANLAR VARSA, MEMLEKET PARTİSİ’NE OY VERSİN”
Memleket Partisi’nin genel lideri Muharrem İnce’ye oy verecekler Muharrem İnce’nin müritleri değil. Demokratik yarıştır, hakkımızı kullanıyoruz, bu kadar kolay. Partimin baraj sorunu yok. Kuşkusu olanlar varsa, CHP’de çok dillendiriliyor bu. CHP’nin bu çeşit akıllıları MHP barajı geçsin diye oy verdiler. 2015’te HDP’ye oy verdiler. Şayet kuşkunuz varsa Memleket Partisi’ne oy versinler. Kılıçdaroğlu’na nazaran bahtım çok yüksek, seçimi alacağım. Aksi durumda 17 parti biraraya gelmiş olanlar versin partiyi. 17 bakanlık var. Sayın Kılıçdaroğlu 22 bakanlık açıkladı. Bir sürü parti var, hepsine bakanlık verecek. Kime ne verir? Onu ben bilemem. Kamuoyunda konuşulduğu için söyledim. Ben Cumhurbaşkanı seçilirsem heyetler, ofisler var ya, onları tek çatı altında toplayacağım. 13 konsey olacak. 13 bakan olacak. Cumhurbaşkanı yardımcısı 1 kişi olacak, 2 kişiyi asla geçmeyecek.
“ESAD’LA MÜZAKERE, ŞAM’A BÜYÜKELÇİ, MÜLTECİLER GÖNDERİLECEK”
Ben bu milletin faydasına işler getireceğim. Herkes takviye verecek, o denli yağma yok. Yabancıya konut satışını durduracağız. 400 bin doları bas, vatandaşlık al, oy kullan. Onun için kiralar artmış. Buna hayır oyu veren milletvekilini millete şikayet ederim. Türkiye’de üretilen araçlardaki ÖTV aracın fiyatının yüzde 50’sini geçemez. Haydi oy verme. Millete şikayet ederim. 100 bin öğretmen atayacağım. Tabiplerin ülkeyi terk etmesinin önüne geçeceğiz. Rektörleri üniversite bileşenleri seçecek. Okluk Koyu’ndaki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı engellilere tahsis edeceğiz. Devlet okullarının niteliğini arttıracağız, özel okullara gitme kederinden kurtulacaksınız. Esad’la müzakere, Şam’a büyükelçi atanacak, mülteciler gönderilecek.