İstiklal Caddesi’ndeki bombalı hücumun akabinde Twitter, Instagram, YouTube üzere platformlara erişim kısıtlanmıştı. Bilim Hukuku Uzmanı ve Söz Özgürlüğü Derneği Kurucusu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, toplumsal medya yasağına dair değerlendirmelerde bulundu. Akdeniz kısıtlama hakkında ‘Tepeden talep ile keyfi uygulama’ tabirlerini kullandı.
‘İfade özgürlüğüne karşı…’
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, dün yaşanan toplumsal medya kısıtlamasına ait VoA’dan Yıldız Yazıcıoğlu’na değerlendirmelerde bulundu. İfade Özgürlüğü Derneği (İFOD) Kurucusu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Yediden yetmişe herkesi internete erişim sonlandırılması etkiledi. Haber sitelerine değerli ölçüde erişim derdi olduğu için beşerler neler olduğunu da anlayamadı. Herkes televizyonlar başında haber almaya çalışmıyor, internet ortamında bilgiye erişmeye çalışıyor. Yurt dışında herkes Türkiye’deki saldırıyı konuştuğu sırada Cumhurbaşkanlığı’ndan, zirveden talep ile internet ve toplumsal medya platformlarına erişimi sonlandıracak halde keyfi halde bant daralma uygulaması kullanıldı. Tümüyle haber alma ve haberleşme özgürlüğüne karşı sansür uygulandı” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı ile BTK’nın yasaklamalara ait “halkı dehşet ve paniğe kapılmaması” münasebetini ileri sürmesi ile ilgili de Akdeniz, “Bu kabul edilebilir bir açıklama değil. İnternet ortamında bant daraltmayla bilgi edinme hakkına ziyan verildi. Demokratik ülkelerde böylesi terör taarruzlarında direkt internet ortamına müdahale edilmesi üzere uygulamaları görmüyoruz. Halkın haber alması hakkı dikkate alınmadı. Bunun yapılabilir olması yani internet ortamında yargı kararı olmaksızın erişimi keyfi halde sonlandırma uygulaması önemli bir sorun oluşturuyor. Artık “kamu güvenliği ve kamu barışını korumak” gerekçesiyle internet erişimi seçim gecesi de sonlandırılabilir tasası yaşanıyor. Dün akşam itibariyle seçim gecesi de uygulanabileceği görüşü var. Üstelik Twitter ortamında resmi kurumlarca açıklamalar yapılırken haberciler dahi bu açıklamalara lakin VPN kullanarak ulaşabildi” diye konuştu.
Medya kuruluşlarına yayın yasağı getirilmesi yargıya taşınıyor.
Öte yandan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) medya kuruluşlarına yayın yasağı getirilmesini haberleşme özgürlüğünün ihlali olarak değerlendir ve itiraz etti.
MLSA’nın yayın yasağına karşı itiraz müracaatında, “yayın yasağıyla Anayasa’nın haberleşme hürriyetini garanti altına alan 22. unsuru, kanıyı açıklama ve yayma hürriyetini garanti altına alan 26. unsuru ve basının sansürlenemeyeceğini garanti altına alan 28. hususunun ihlal edildiği” söz edildi.