İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin göz arkası edilmiş etkenlerinden birisi de kültür ve sanat aktivitelerinin pahalılaşması. Yurttaşlar ekonomik kriz hasebiyle sinema, konser üzere etkinliklere gitmek bir yana dursun, kitap alırken dahi zorlanır halde. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner, “Tüm paydaşların işbirliği ve güzel niyetli uğraşlarına karşın, bilhassa büyük yapımları İstanbul’da izleyicilerle buluşturmak her geçen gün zorlaşıyor. Bu yıl birçok milletlerarası isim etkinliklerimizde sahne aldı lakin kur ve maliyet artışlarının bu halde devam etmesi halinde önümüzdeki devir bu seviyede aktifliklerin sayısının azalması kaçınılmaz olacaktır” dedi.
“BİREYİN KENDİ ÖZGÜN LİSANINI KEŞFETMESİNE YARDIMCI OLUR”
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Dr. Mehmet Emin Balcı da, sanat ve kültüre erişimin gençlerin gelişimindeki ehemmiyetine dikkat çekti. Balcı, “Kültür bir istikametiyle bireylere dünya hakkındaki ortak pahaların, hafızanın, his, düşünme ve harekete biçimlerinin transferidir. Bu bağlamda yeni kuşakların öncekilerle bütünleşmesine hizmet eder, öldükten sonra yerimizin boş kalmamasına. Öteki tarafıyla ise her şeyin birbirine benzediği bir ortamda bireyin kendi özgün lisanını keşfetmesine yardımcı olur” diye konuştu. Toplumdaki sosyo-ekonomik kümeler ortasındaki farkların ağırlaşmasıyla ortak söz formlarının da tekrardan küme özelliklerine nazaran şekillendiğini belirten Balcı, “Toplumsal hiyerarşi içindeki durumlar kırılganlaştıkça kümeler estetik yahut lükse dair alışkanlıklarını gözden geçirirler. Minimum şartlar içinde estetik tasaları birinci elden çıkaranlar bir yana bunu daha hayati bir gereksinim gören kısımlar de farklı maliyet hesaplarına girişir” dedi.