AK Parti’nin kurucularından olan eski Ulusal Eğitim Bakanı Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na verilen cezasının “sıkıntılı” bir karar olduğunu söyledi. Cezanın nihaileşmesi durumunda uygulamaya konacak olan siyasi yasak için de Çelik, “Kabul edilebilir yanı yoktu” dedi. Çelik, bu kararı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eleştirmesi gerektiğini söyledi.
Halk TV’de Perdenin Önü Arkası programına bağlanan eski AK Parti milletvekili ve eski bakan Hüseyin Çelik de gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Bazı ihtimaller üzerinde durarak görüşlerini belirtmek istediğini söyleyen Çelik, şöyle konuştu:
“Diyelim ki bu mahkeme siyasi iradenin talimatı ya da hali üzerine bu türlü bir karar verdi. Bu türlü bir ihtimali bile düşünmek istemiyorum. Şayet bu türlü bir şey varsa bu çok vahimdir. Bundan evvelki süreçlerde de daima şunu söyledim; şayet bir ülkede adaletin gücü yoksa, orada gücün adaleti devreye girer. Gücün adaleti her vakit zalimcedir.
İkinci ihtimal, diyelim ki bu türlü bir şey kelam konusu değil. Bu kararı veren merciler hükümete yaranmak için karar verdiler diyelim bu daha da vahimdir. Demek ki yargı tamamıyla iktidara angaje olmuş durumda demektir. Bu türlü bir şey varsa bu yargı tarafsız ve bağımsız değildir.
Üçüncü ihtimal iktidarın imajı makus olsun diye bu türlü bir karar verildiyse bu da hükümetin ve ülkenin lehine olmaz. Hangi istikametten bakarsanız bakın bu son derece düşünceli bir karardır.
Sayın İmamoğlu olsun öteki biri olsun kimseye hakaret etme hakkı yoktur. Siz bir beşere hakaret etti diye siyasetten men cezası keserseniz bunun kabul edilebilir yanı yoktur.
Netice prestijiyle siz hukuku, adalet sistemini insanların doruğunda Demoklas’in kılıcı üzere sallandırırsanız orada tuz kokmuş demektir.
Ben 98’de Sayın Erdoğan’a verilen cezadan ne farkı var derken de şunu söyledim. 1998’de o ceza verilirken ben Gerçek Yol Partisi’ndeydim. O Refah Partisi’nin belediye lideriydi fakat tıpkı yansıyı vermiştim. Lakin Türkiye’deki Kemalist çevreler, Türkiye’deki sol çevreler, Türkiye’deki CHP’li çevreler bu karardan olağanüstü mutlu olmuşlardır. Bizim en büyük sorunumuz şudur; acı yalnızca bize acı verdiğinde rahatsız oluyoruz.
Biz seçime gidiyoruz arkadaşlar savaşa gitmiyoruz. Herkes baltaları bilemiş. Ortalık birbirine karışmış bu sahiden ülkemiz açısından son derece vahim bir durum.
‘SİYASETÇİ BUNA TAHAMMÜL ETMEK ZORUNDA’
İsmail Saymaz’ın “İzzet Özgenç’i bilirsiniz. İzzet Beyefendi bugün bir tweet attı ve o tweetinde ‘bu kararı incelediğimde ben de bu mahkumiyet kararının sanığın bilhassa siyasetten yasaklanması hedefiyle kurulduğu kanaati oluşmuştur’. Dikkate paha bir tespit değil midir?” sorusuna Çelik şu cevabı verdi:
“Çok saygın bir hukukçudur. Bu kararın doğruluğunu yahut yanlışlığını tartışmayı abeste iştigal buluyorum. Ben Ulusal Eğitim Bakanı iken bir CHP’li vekil basına ‘Sayın Bakan, bakanlığın içine etti’ üzere bir söz kullanmış. Ben de mahkemeye verdim hakaret ettiği gerekçesiyle. Çıkan yargı kararı şu; bu ağır tenkide girer siyasetçi buna tahammül etmek zorunda.
Ben o vakit dedim ki artık ben bu kararla ilgili desem ki ‘yargı bu kararıyla yargının içine etmiştir’ herhalde beni asarlar. Bu iki yüzlü durumu kabul etmek mümkün değil. Şu savunma da komiktir. Sayın Soylu’ya da hakaret etme hakkı yok. Hakaret yanlış da onun karşılığı bu değil.
Türkiye kararın verilmesinden bu yana bunu tartışıyor. Bunun için ceza hukuku profesörü olmaya gerek yok okuma yazma bilen vatandaş bunun sağlıklı bir durum olmadığını bilir. Bizim AK Partili arkadaşlar da şunu söylüyor; daha sonuçlanmadı. Âlâ de kardeşim bu birinci kademe mahkemesinden de bu türlü bir şey çıkması bizim adalet sistemimizin ne kadar sıhhatsiz işlediğini gösterir.
Ben şunun altını çizmek isterim; geçmişte yargı bir kümenin elindeydi maalesef. Artık o küme gitti diğer bir küme geldiyse bu da çok vahimdir. Yargı herkesin güvenebileceği mercii olmadığı sürece maalesef biz bu hali çekeceğiz.
Bizim adalet binalarımızın üzerinde adalet sarayı müellif. Bırakın kardeşim ne sarayı marayı ya. Biz saraylarla kafayı bozan bir halk olduğumuz için adalet sarayı var emniyet sarayı var bilmem ne sarayı var. Fakat içi boş.
Bütün AK Partili arkadaşların başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere ‘böyle saçma karar olmaz’ demesi lazım. Evet yargıya talimat vermememiz lazım lakin bu karar benim aklıma yatmıyor demesi lazım.
‘BİR ÜLKENİN BEDELİ HUKUK SİSTEMİYLE ÖLÇÜLÜR’
Seda Selek’in “Herkesin merak ettiği neden Sayın Cumhurbaşkanı bu bahisle ilgili tenkitlere yanıt vermiyor çıkıp konuşmuyor. Neden bu bahisle ilgili uçakta soru sorulduğu halde daha sonra metinden çıkarıyor. Yargı süreci ile sonlu kalacaksa geçmişte daha evvel yargı süreciyle ilgili beyanat verdikleri çok var” sözlerine Çelik’ten şu cevap geldi:
“Ben Sayın Cumhurbaşkanı’nın hangi saikle sustuğunu bilemem. Bu orta ben hala AK Partiliyim bunu da söyleyeyim. Lakin şunun altını çizmek isterim bir ülkenin bedeli o ülkedeki hukuk sisteminin varlığıyla, ötekiye ait muameleyle ölçülür.
Yoksa alt yapı şudur budur. Yol yapmışız, köprü yapmışız, baraj yapmışız. Bunları geçin. Bunların en uygun komünist ülkelerde var. Komünist ülkelerde bizim yolların genişliği 50 metre olduğu vakit onların 150 metreydi. Dünyanın en büyük otoyollarını Çin yapıyor şu anda. Ancak idare prestijiyle Çin dünyanın en iğrenç ülkesidir. AK Parti’nin maddi alanda yaptıklarını görmezlikten kimse gelmesin. Ancak ben şunu eleştiriyorum. AK Parti iktidara geldi. AK Parti hukuk devleti dedi. Demokrasi, insan hakları, azaba sıfır tolerans dedi ve biz bütün dünyada prestijimiz arttı.”