Hava durumuna baktınız ve piknik için mükemmel bir gün olduğuna karar verdiniz. Ancak dışarı çıktıktan sonra, hava durumu uzmanının tahmin ettiğinden çok daha sıcak veya daha soğuk bir havayla karşılaştınız. Peki bunun sebebi ne?
Basitçe söylemek gerekirse, tahmin edilen sıcaklık her zaman gerçek dünyanın hissettiği gibi değildir. İşte burada “hissedilen sıcaklık” kavramı devreye giriyor.
Sıcaklık nedir, nasıl ölçülür
Bu karışık konuyu daha iyi anlamak için önce daha temel sıcaklık kavramını anlamalıyız. Temel olarak sıcaklık, sıcak ve soğukluğun ölçüsüdür.
Bize sıcaklık hissini veren, bir maddede bulunan ısı derecesidir. Moleküler düzeyde sıcaklık, bir malzemenin atomlarının sahip olduğu ortalama kinetik enerjidir.
Bir cismin sıcaklığı ne kadar yüksek olursa, kinetik enerjisi de o kadar yüksek olur. Sıcaklık ölçümüne atfedilen birçok birim vardır, ancak en ünlüleri Celsius, Fahrenheit ve Kelvin’dir.
Sıcaklık, termometre adı verilen aletlerle ölçülür. Bugün piyasada gaz ampulü, cıva ve bimetal termometreler gibi çok çeşitli termometreler mevcuttur .
Bunlar arasında maksimum termometre olarak da bilinen camdaki cıva termometresi en basit ve en yaygın kullanılanıdır.
Bu termometre, sıvıların ısıtıldığında genleşmesi ve soğutulduğunda büzülmesi temel prensibine dayanır. Böylece, sıcaklık arttığında cıva genişler ve tüp içinde yükselir ve sıcaklık düştüğünde büzülür ve bunun tersini yapar.
Bu hareketler, sıcaklık okumalarının değerini elde etmek için bir referans noktasıyla karşılaştırılır.
Hissedilen sıcaklık nedir
Hissedilen sıcaklık, çevredeki havanın sıcaklığından başka birkaç farklı faktörü daha göz önünde bulundurarak hesaplanır.
Bu kavram, normal sıcaklıktan farklı olarak insanların dışarıya çıktığında nasıl hissedeceklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
Hissedilen sıcaklık hesaplanırken; rüzgarın hızı ve kuvveti, havanın sıcaklığı, bölgenin bağıl nemi ve insan vücudunun mevsimsel kıyafetler içinde yaşayabileceği ısı kaybı gibi değerler dikkate alınır.
Tüm bu faktörleri ve çevrede ölçülen sıcaklığını birleştirdiğimizde, nihai sonuç bize “hissedilen sıcaklık” değerini verir. Peki yukarıdaki faktörler, hissedilen sıcaklığı nasıl değiştiriyor? Gelin şimdi bunlara yakından bakalım.
Rüzgar neden bizi olduğumuzdan daha soğuk hissettiriyor
Bir an için hızlı hareket eden rüzgarı ele alalım. İnsanlar sıcak kanlı canlılardır ve sonuç olarak vücudumuz kendini sabit bir sıcaklık aralığında tutar. Örneğin sağlıklı bir insan vücudunun ortalama sıcaklığı 37 santigrat derecedir.
Ellerimizde, bacaklarımızda ve vücudumuzun diğer kısımlarında akan bu ısı deriye de aktarılıyor ve bu da onu çevreleyen havayı ısıtıyor.
Vücudumuzla hava arasındaki sıcaklık farkı azaldıkça kendimizi sıcak ve rahat hissederiz. Rüzgârın yaptığı şey, bu sıcak hava tabakasını uzaklaştırmak ve cildimizi çevreleyen daha soğuk havaya maruz bırakmaktır, bu da bizi daha soğuk hissettirir.
Yüksek nem, neden sıcaklığı yükseltir?
Sıcaklık algımızı değiştiren bir diğer faktör olan nem ise rüzgarın tam tersi bir şekilde işliyor.
Sıcak ve güneşli bir günde vücudumuz, vücut ısısını düşürmek için çok özel bir işlem kullanır: Ter.
Ter (bazı mineraller ve iyonlar içeren tuzlu su), çevredeki havadan ısıyı emer ve cildimizden buharlaşarak bir soğuma hissi sağlar. Bu işlem buharlaşmalı soğutma olarak bilinir.
Bununla birlikte, etrafımızdaki hava nemliyse, yani zaten su taşıyorsa, evaporatif soğutma büyük ölçüde azalır. Sonuç olarak, ılık hava ve ter cildimizde kalır ve kendimizi normal sıcaklıktan daha sıcak hissetmemize neden olur.
Hissedilen sıcaklığı ölçmek için meteorologlar, “Isı İndeksi” adı verilen bir şey kullanırlar. Isı indeksi (HI), insan tarafından algılanan eşdeğer sıcaklığı belirlemek için hava sıcaklığı ile çiy noktasını (bağıl nem) birleştiren bir indekstir.
Örneğin, yüzde 10 nemde 29.4 derece sıcaklık 26 dereceye yakın hissedilirken, yüzde 90 nemde 37 dereceye yakın hissedilir.