İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Çukur, hazirandaki sağanak ve iklim değişiklerinin nedeninin, atmosferde çok fazla enerji birikmesi olduğunu söyledi. Doğadaki dengelerin göz ardı edilmesi halinde hava olaylarının her yıl biraz daha artacağına dikkati çeken Çukur, “Ormanları daraltıp tarım alanları haline getirerek ihtiyacı karşılamaya çalışıyoruz. Bu süreç devam ederse seneye yine aşırı sağanaklar olacak. Hortumlar artacak, sert rüzgarlar, fırtınalar, kuraklık ve seli yaşayacağız” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Çukur, haziranda meydana gelen sağanak ve iklim değişikliğinin nedenleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Son dönemde aşırı hava olayları yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Çukur, atmosfer kaynaklı doğa olayları ve afetlerin yüzde 500 oranında daha fazla meydana geldiğini kaydetti. Kum fırtınaları, hortumlar ve aşırı sağanakların nedenlerini anlatan Çukur, şunları söyledi:
“Atmosferdeki enerji çok artmış durumda. Atmosferde çok fazla enerji biriktiği için bu olayları yaşıyoruz. Bu yüzyılın başında yani 1920’lerde dünya nüfusu 2 milyar dolayındaydı. Şu an ise 7,8 milyara geldik. Nüfus 4 kat, kullanılan su miktarı ise 5 kat arttı. Sanayi devrimi, fosil yakıtların kullanılması, kitlesel tüketimin ve ulaşım hizmetlerinin artması sonucu çok fazla enerji kullanır olduk. Bu enerjiyi atmosfere veriyoruz. Havaya bol miktarda partikül madde yayıyoruz. Bu partikül madde neticesinde güneşten gelen enerjinin bir kısmı yeryüzünde tutuluyor bir kısmı yansıyor. Yaşam kalitesiyle birlikte daha çok üretme ve daha çok tüketme talebimiz arttı. Bu nedenle aşırı enerji kullanır hale geldik. Doğadaki dengeleri göz ardı edersek her yıl bu hava olaylarını biraz daha artan şekilde yaşayacağız.”
‘Sağanak, hortum, fırtına ve kuraklık artacak’
Türkiye’de hem yağışsız gün sayılarında hem de aşırı sağanaklarda artış olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çukur, “Yağışsız günlerde artış var ama günlerce biriken su buharı gümbür gümbür yağıyor. İzmir’de 60-70 gün yağış varsa bu sayı 30-40 güne düşmüş durumda. Aynı yağış miktarı bir haftada yağmıyor, bir günde yağıyorsa normal yağışlarda azalma, aşırı sağanaklarda artış var demektir. Bir günde 100 mililitrenin üzerindeki yağışlara aşırı sağanak diyoruz. Marmara ve Trakya’dan başlayıp Güneydoğu’ya bir hat çekersek bu hattın güneyinde yağışsız gün sayılarında ve aşırı sağanaklarda artış var. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, binalarımızın yalıtımını yapmak, orman sahalarını genişletmek zorundayız. Kahve ve kakao plantasyonları için ormanları daraltıp tarım alanları haline getirerek ihtiyacı karşılamaya çalışıyoruz. Yani dünyada ve ülkemizde bu süreç devam ederse seneye yine aşırı sağanaklar olacak. Hortumlar artacak, aşırı sert rüzgarlar ve fırtınaları yaşayacağız. Kuraklığı ve seli yaşayacağız. Toprak kayması olarak bildiğimiz kütle hareketleri yaşayacağız. Ülkemiz çok engebeli ve yüksek bir ülke. Aşırı sağanaklar olduğunda yere düşen yağış akışa geçiyor ve orman alanları azalınca kütle hareketleri ile erozyon yaşanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Suyu çok verimli kullanmalıyız’
Doğa olaylarından daha az etkilenmek için yapılması gerekenleri aktaran Prof. Dr. Hasan Çukur, “Doğa bilimiyle uğraşanları dinlemek gerekiyor. Suyu çok verimli kullanmalıyız. Biz tatlı suyumuzun yüzde 80’ini çiftçimizin hizmetine sunuyoruz. Çiftçi de geleneksel salma sulama yöntemiyle arazisini suluyor. Damla sulamaya geçildiğinde bu kadar fazla su tüketmeyerek birim alandan daha fazla verim alabiliriz. Binaları yalıtmak çok önemli. Şehirlerde su tasarruflu kullanmalı. Ormanlar sadece rekreasyon alanı değildir. Suyumuzu korumak ve sıcaklığı dengelemek için ormanlara ihtiyacımız var” dedi.