Harcama limiti endişesi… Yanıtlanması gereken sorular… 4 yılda 23 milyar TL

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2022-23 sezonuna ilişkin takım harcama limitlerini (THL) belirledi. Kulüplere tanımlanan THL’ye göre 19 Süper Lig kulübü 2022-23 sezonunda yüzde kırk aşım yapabilme hakkı dahil toplam 8 milyar 678 milyon 85 bin 555 TL harcama yapabilecekler.

Dünya Gazetesi Eko-Spor yazarı Tuğrul Akşar, bugünkü köşesinde kulüplere tanımlanan harcama limitlerini kaleme aldı.

Akşar’ın yazısı şöyle:

“KULÜPLER SON DÖRT YILDA 23 MİLYAR TL PARA HARCADILAR!

THL uygulaması 2019-20 sezonuyla başladı. Geçen dört sezonda Süper Lig’de mücadele eden 26 farklı takıma tanımlanan harcama limitleri toplamı 23 milyar TL’ye ulaştı.

RAKAMLARLA TAKIM HARCAMA LİMİTLERİNE BAKIŞ

1- 2019-2023 arası Süper Lig’de mücadele eden 26 takıma toplam 23 milyar 267 milyon 408 bin 902 TL harcama limiti tanımlandı.

2- 2022-23 sezonunda %40 aşım yapabilme hakkıyla birlikte toplam 19 takıma tanımlanan toplam THL 8 milyar 678 milyon 85 bin 555 TL oldu.

3- Son 4 dönemde THL artış oranı %243 oldu.

4- Son 4 dönemde takım başına ortalama THL’deki artış %225 gerçekleşti.

5- Son 4 dönemde 3 büyük kulübün THL’den aldığı ortalama pay %40,12’ye ulaştı.

6- Geçen yıla göre kulüplere tanımlanan THL’de artış oranı ( %40 aşım dahil) %75 olarak gerçekleşti.

7- Takım başına ortalama THL 2022-23 sezonunda 456 milyon 741 bin 345 TL oldu.

8- Üç büyük kulübü çıkartırsak, 2022-23 sezonunda takım başına ortalama THL’i 299.536.349 TL.

9- 4 büyük kulübün 2022-23 sezonunda toplam THL’den aldığı pay %54,9 oldu.

10- 2022-23 sezonunda en yüksek ile en düşük THL arasındaki fark (Galatasaray ile Karagümrük) 1 milyar 384 milyon 799 bin 628 TL olarak gerçekleşti.

11- En yüksek harcama limiti (%40 aşım dahil) 1 milyar 545 milyon 820 bin 482 TL ile Galatasaray’a tanımlanmış oldu.

GELİRİN ÜZERİNDE HARCAMA LİMİTİ OLUR MU?

Takımların harcamalarını kontrol altına alarak, onları mali disipline yönlendirmeyi hedefleyen bu uygulamanın ne kadar amacına hizmet ettiğine bir bakalım. Bu amaçla yine rakamsal veriler üzerinden bir analiz yapmakta yarar var.

a) Süper Lig’in toplam gelirleri yaklaşık 5 Milyar TL civarında… Buna karşın takımlara tanımlanan yaklaşık 8.7 milyar TL THL limiti, takımlarımızın gelirlerinden %73 daha fazla. Yani kulüpler bu harcama limitlerini sonuna kadar kullanmaya kalkarlarsa, 3.7 milyar TL daha borçlanmak zorunda kalacaklar. Özetle, kulüpleri gelirlerinin üzerinde harcama yapmaya yönlendiren (teşvik eden) bir model ile karşı karşıyayız. Buradaki temel soru: Gelirleri kısıtlı olan kulüpler, kendilerine tanımlanan harcama limitleri için parayı nereden ve nasıl bulacaktır? 20 milyar TL’ye dayanan Süper Lig kulüplerinin borcu, bu modelle 25 milyara ulaşabilir.

b) Dört büyük kulübün toplam gelirleri 2 milyar 933 milyon TL civarındadır. Bu kulüplere tanımlanan toplam harcama limiti ise 4 milyar 764 milyon 662 bin 906 TL olup gelirlerinden % 62 daha fazladır. Zaten borç batağında olan bu kulüplerin, bu harcama limitleriyle finansal sorunları daha da artacaktır.

c) Dört kulübün 6.2 milyar TL’ye ulaşan birikimli zararları sonucu özkaynak açıkları (–) 5.1 milyar TL’ye ulaşmıştır. Özkaynaklarını kaybetmiş, gelirlerinin üzerinde birikimli zararı olan dört kulüp THL’ye nasıl harcayacaktır?

d) THL ile gelir karşılaştırması yapıldığında (THL/Gelir) oranı Galatasaray’da %134; Trabzonspor’da %164; Fenerbahçe’de %102 ve Beşiktaş’ta da %90’dır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu rasyonun pratikteki anlamı ise, bu kulüplerin olmayan parayı harcadıklarıdır. Yani, gelecekteki gelirlerini şimdiden iskonto ettirmeleridir.

e) THL uygulaması kulüplerde mali disiplini değil, harcamayı özendiren bir niteliğe sahiptir. Yetersiz gelir nedeniyle borçlanmak durumunda kalan takımların (Top. Borç/Top. Gelir) oranları da sürdürülebilir olmaktan uzaktır. 28/02/2022 verilerine göre bu bağlamda dört kulübün ortalama toplam borçlarının ortalama gelirlerine oranları % 381’e ulaşmış durumdadır. (Bu oran BJK’de %510, FB’de %384, GS’da %311 ve TS’de % 320’dir.)

YANITLANMASI GEREKEN SORULAR…

Şüphesiz hiper enflasyonun olduğu bir ekonomide kulüplerin de parasal gereksinimleri artacaktır. TFF’nin genel mantığı bu uygulamayla ortaya çıkıyor ki, THL’yi de enflasyona yakın bir oranda artırmak yönündedir.

Bu belki böylesi bir ekonomik dengesizlik ortamında makul görülebilir ama gözden kaçırılmaması gereken bir gerçek var ki, kulüplerin gelirleri enflasyon kadar artmamaktadır. Giderlerin gelirlerden daha hızlı arttığı bir ortamda kulüplerin mali dengelerini kurabilmeleri mümkün olamayacaktır.

Enflasyondaki artış oranına göre kulüplere tanımlanan THL’deki artış bir önceki yıla göre %75 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyonun rakamları şişirdiği bir gerçektir. Ancak THL ile uygulaması da futboldaki enflasyonu artırıcı bir etkiye sahiptir. Bunun kaçınılmaz sonucu, Türk futbolunda enflasyonist artış olacaktır. Bu da takımların mali yapılarını olumsuz etkileyecektir.

BUNA GÖRE SORULARIM….

– Zararda (batakta) olan kulüpleri mali disipline sevk etmek için getirilen bu uygulama hala amacına hizmet etmekte midir? Yoksa kulüpleri mali disiplinsizliğe mi (harcamaya mı) teşvik etmektedir?

– Borçlarını döndüremeyen, faaliyet giderlerini bile karşılayabilecek gelir yaratamayan, zararları gelirlerinin üzerine çıkmış, özkaynakları negatife dönmüş, finansal kriz sarmalındaki Türk kulüpleri, kendilerine tanımlanan ya da bloke edilmiş bulunan limitleri harcayabilecek kaynağı nereden ve nasıl bulacaktır?

– Futbol federasyonunun belirlediği limitlerin ne kadarlık kısmının kulüplerce harcandığı kontrol edilmekte midir?

– Futbol otoritesi bu model ile kulüpleri finansal disipline sevk edip mali yapılarını düzeltebileceğine inanmakta mıdır?

– Futbol otoritesi bu limitleri belirlerken, kulüplerin finansal tablolarını kendi web sayfasında yayınlayacak şeffaflığı neden göstermemektedir?

SONUÇ OLARAK:

TFF’nin THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da, mevcut uygulama kulüplerin finansal yeterliğini sağlamaktan ve finansal dengeyi kurmaktan uzaktır. Aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması ve haksız-dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor. Rekabetçi denge, dengesiz rekabete dönüşüyor! Bu uygulamayla, rekabet TFF aracılığıyla yeniden şekillendiriliyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir