Hürriyet Muharrirleri Fırat Aydınus, Güntekin Onay, Uğur Meleke ve Mehmet Arslan, Futbol Kurulu’nda haftanın maçlarını ve yaşanan gelişmeleri masaya yatırdı.
1-G.Saray’ın galibiyet serisi Konya’da bitti. Bu yenilgiyi nasıl yorumlamalı? Bir yol kazası mı yoksa oyundaki gerilemenin sonucu mu?
UĞUR MELEKE: HAZIRLIK MAÇI O KAYBI TELAFi ETMEZ
Futbolun kolay kurallarından biri de şu: Gereğince karşılaşma oynamadan ritim tutturmak güç. Ne kadar mental çalışma yaparsanız yapın, 25 kişilik bir kadroyu canlı tutmanın tek yolu hepsini az ya da çok alana çıkarabilmek. Galatasaray, şubat ayında yalnızca 2 resmi maça çıktı. Mart ayını da şu anda 3 resmi karşılaşmayla tamamladı. Birkaç hazırlık maçı yaptılar lakin bunların resmi karşılaşmaların yerini tutması mümkün değil. 2 ayda yalnızca 5 maç, Galatasaray’a ritim kaybettirdi.
MEHMET ARSLAN: BU iŞ KRiZE DÖNÜŞMEZ
Hiç kaybetmeyen grup var mı? Galatasaray da bir gün kaybedecekti. Bu olağan. Fakat olağan olmayan Galatasaray’ın kapasitesinin çok altında bir performans sergilemesiydi. Bu bir haftalık bir performans düşüklüğü mü, yoksa ligin birinci haftalarında eksiksiz oynayan Fenerbahçe’nin yaşamaya başladığı üzere bir kriz mi, vakit gösterecek. Ben Galatasaray’ın bir kriz yaşayacağı ihtimalini çok düşük görüyorum. Kaliteli ve deneyimli oyuncu sayısı rakiplerine nazaran çok daha fazla. Hâlâ ligin favorisi onlar.
FIRAT AYDINUS: MERTENS’iN YOKLUĞU BÜYÜK PROBLEM
Yaşanan sarsıntı felaketleri sonrası verilen ortanın akabinde Kasımpaşa ve Konya maçlarına çıkan Galatasaray, her iki müsabakada da oyun olarak taraftarını tatmin etmedi. Evvelki maçlarda izlediğimiz istekli, baskılı ve oyunu domine eden Galatasaray’ı bu maçlarda göremedik. Bu düşüşün en değerli nedenlerinden biri, aşikâr bir yükseliş trendi yakalamış ekibin uzun süren bir ekstra ortada maç ritmini kaybetmiş olması. Ayrıyeten Kasımpaşa ve Konyaspor maçları gösterdi ki, Galatasaray’ı suratını ve ritmini ayarlayan oyuncu Dries Mertens. Böylesine deneyimli ve klas bir oyuncunun yokluğu Mauro İcardi’yi de olumsuz etkiledi.
GÜNTEKiN ONAY: MAURO iCARDi GERiYE GiTMiŞ
Deprem felaketi nedeniyle lige verilen orta, formda ve ritmini bulmuş bir kadrosu olumsuz etkileyebilir. Bu pek doğal. Lakin Okan Buruk’un son kısımda savunma güvenliğinden uzak, orta sahayı rakibe bırakan abartılı ofansif atılımları Konyaspor’un çok durum bulmasına yol açtı. Makûs oynadığın bu tip maçları kazanamıyorsan puansız kapatma. Ayrıyeten orta öncesinde İcardi çok formdaydı lakin şu an o da fizikî manada geriye gitmiş.
2- Üç büyükler yeniden birbirlerine girdi. Ortalık toz duman, ‘açıklama’dan geçilmiyor! Bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
GÜNTEKiN ONAY: POZiSYONLARI TEK TARAFLI DEĞERLENDiRMEMELiYiZ
Ben, liderlerin ve yöneticilerin tüm bu açıklamaları ve bildirileri yayınlamaktan hoşlandıklarını ve samimi olduklarını düşünmüyorum. Taraftar baskısıyla ‘sessiz kalmayalım’ düşüncesindeler. İki ekip da dorukta ancak daima hakları yeniyor. Bu türlü bir şey gerçek olabilir mi? Konumları tek taraflı bakış açısı ile pahalandırmak de adil değil. Bu gidişle Yunanistan’ın yaptığı üzere derbilere yabancı hakem gelecek üzere duruyor. Bu da ligdeki öbür ekipler için haksızlık olur.
UĞUR MELEKE: FUTBOLU DEĞiL, YALNIZCA KAZANMAYI SEViYORLAR
35 yıldır Muhteşem Lig izliyorum. 35 yıldır değişen pek bir şey yok maalesef. Zira Türkiye’de kimse adalet istemiyor; diğerine adalet, kendine menfaat istiyor. Zengin-holigan-cahil yöneticiler ve onların finanse ettiği tetikçi medya sayesinde militan bir sporsever kuşak yetişti maalesef. Bu jenerasyonun büyük bir kısmı futbolu sevmiyor, yalnızca kazanmayı seviyor. Diğer hiçbir beklentileri yok spordan.
FIRAT AYDINUS: BU GiDiŞATTAN Huzursuz OLMAMAK ELDE DEĞiL
Futbolumuzdaki dominantlık savaşları ligin uzunluğu kısaldıkça nereye hakikat evrilecek bilinmez. Tedirginlik duyulmaması imkansız. Zelzele felaketinin akabinde verilen tek yürek olma bildirileri ve renklerin kardeşliği sloganları yalnızca 40 gün sürmüşe benziyor. Arkası gerisine gelen beyanatlar, MHK polemikleri ve hakem kararlarına isyanlar, güya fabrika ayarlarına dönüşü simgeliyor. Yaşanan acılarda bir olmayı başaran futbolumuzun paydaşları sportif vazifelerini icra ederken daha hassas davranmalı.
MEHMET ARSLAN: TROLLER AÇIK YA DA Kapalı iSiMLE VAZİFE BAŞINDA
Türkiye’de bir hakem kalitesi sorunu var mı, var. Fakat asıl sorun fanatizm. Bir maçın sonunda bir taraf hakemle kazanıldığını, öteki taraf da hakeme karşın kazanıldığını söylüyorsa orada sorun hakem değil, yöneticiler ve gazetecimsi yorumcular ile silahşörlerdir. Her kulübün toplumsal medyada beslenen trolleri var ve bu troller açık ya da zımnî isimler ile vazife başındalar. Hakemi ve karar vericileri etkilemek için varlar. Misyonları bu. Kin ve nefret kusuyorlar. Ne kadar çok başarılı olurlarsa kulüpler tarafından o ölçüde dayanak görüyorlar. Kulüpler söyleyemeyeceklerini bu isimler üzerinden lisana getiriyorlar. Her türlü kuralı çiğneyenler stadyumda adalet arıyorlar.
3-F.Bahçe, Alanya’da kazandı ve tepe yarışında umutlandı. Avrupa macerasının bitmesi F.Bahçe’nin ligdeki talihini artırır mı?
UĞUR MELEKE: JESUS UNUTTUĞU KİMİ iSiMLERi TEKRAR HATIRLADI
Fenerbahçe enteresan bir halde bu sezonki en uygun periyodunu Perşembe-Pazar maç yaparken yaşadı. Jesus iki cepheyi bir ortada götürürken farkını ortaya koymuş, 25 oyuncunun tamamından randıman almıştı. Dikkat edin, ne vakit Avrupa Ligi küme maçları bitti, karşılaşma yoğunluğu azaldı, Fenerbahçe’nin de form grafiği inişe geçti. Lakin Jesus’un kimi unuttuğu oyuncuları son 10 günde tekrar hatırlaması ve onları devreye sokması olumlu. Fenerbahçe elbet ki yarışın içinde.
FIRAT AYDINUS: AVRUPA’DAN ELENMEK LiG iÇiN AVANTAJ OLABiLiR
Sevilla karşısında güzel oynamasına karşın elenen F.Bahçe için Alanya maçı, G.Saray’ın Konya’dan mağlup dönmesiyle dönüm noktası haline geldi. Avrupa’dan elenmenin yol açtığı hayal kırıklığından çabuk sıyrılabilmesi için bir fırsat oldu. Fakat futbolcular birinci yarıda bunun şuurunda değildi. İkinci yarı alınan riskler ve Alanya’nın oyun anlayışı F.Bahçe’ye üç puan kazandırdı. Bu galibiyetle önder ile ortadaki puan farkının kâğıt üzerinde 6’ya inmesi, Avrupa defterini kapatan F.Bahçe’nin büsbütün lige konsantre olması için bir avantaj olabilir.
MEHMET ARSLAN: BU 11’LE ALANYA MAÇINI BAHTA KAZANDI
Açıkçası Jesus konusunda bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Tempolu, üreten, baskın bir Fenerbahçe gitti, yerine durağan bir kadro geldi. Ve Jesus bu krizi hâlâ ezberlediği oyuncularla aşmaya çalışıyor. King ve Pedro üzere. Sevilla karşısında harika oynayan, ekibin en yaratıcı oyuncusu Arda Güler, Alanya maçında kulübede bekliyor! Pes… Alanya maçı alana sürdüğü bu 11 ile talihe kazanılmış bir maçtır. Fenerbahçe’nin argümanını sürdürmesi için Avrupa macerasının bitmesi yetmez, Jesus’un ezberini bozması da gerekir.
GÜNTEKiN ONAY: VALENCiA VE FERDi DIŞINDAKiLER iSTiKRARSIZ
Fenerbahçe’de Valencia ve Ferdi dışındaki oyuncuların istikrar sorunu var. Saha içi tertibi ve fizikî güç bakımından ligin en uygunu. Jesus’un oyunu efor talep ediyor. Haftada 1 maç yapacak olmaları da bu yüzden bir avantaj. Lakin hamlede çabucak hemen her şeyi yalnızca Valencia yapıyor. Ekvadorlu golcünün sakatlığı zorluk seviyesi yüksek maçlarda zati gol sorunu yaşayan Fenerbahçe’yi olumsuz etkileyecek.
4- Şenol Güneş Fenerbahçe derbisini kazanırlarsa farklı gayelere yönelebileceklerini söyledi. Sizce Beşiktaş yarışa dahil olabilir mi?
GÜNTEKiN ONAY: ŞENOL GÜNEŞ, MAXiM’i GRUBA MONTE ETMELi
Beşiktaş’ın takımı orta transferde güçlendi. Alternatifli ve geniş bir takımı var. Ghezzal de döndü. Aboubakar üzere sıra dışı bir santrforu, Cenk üzere değerli bir golcüsü var. Fakat tüm bunlara karşın oynanan futbolun kalitesi ve temposu tatmin edici değil. Daha uyumlu, prese dayalı, kolektif bir oyun oynamalı Beşiktaş. Şu anda kişisel performanslar ile sonuca gidiyorlar. Haftada 1 maç oynamalarına karşın de fizikî olarak üst düzeyde değiller. Beşiktaş’ın derbiyi kazanacak kalitesi ve gücü var. Şenol Hoca’nın Maxim üzere usta bir oyuncuyu ekibe monte edecek bir yol bulması gerekiyor.
MEHMET ARSLAN: BU DÖNEM iÇiN UMUTLAR KAF DAĞININ ARKASINDA
Galatasaray’dan 11, maç ziyadesiyle Fenerbahçe’den 5 puan geride Beşiktaş. Fenerbahçe maçını kazansalar bile şampiyonluk yarışından çok uzaktalar. Fakat Şenol Güneş’i tebrik etmek lazım. Aldığı sonuçlar ve telaffuzlarıyla, Beşiktaş topluluğunu kenetlemiş ve şampiyonluk yolunda umutlandırmış durumda. Bu sene olmasa bile oluşturduğu takım gelecek dönemin şampiyonluk tezini çok güçlü bir formda gösteriyor. Lakin bu dönem için umut Kaf dağının gerisinde.
UĞUR MELEKE: YENi BEŞiKTAŞ’IN BÜYÜK KISMI SON BiR AYDA KADROYA KATILDI
Beşiktaş’ın kaleciler dışında 2021-22 dönemiyle kalan bağı yalnızca şunlar: Necip, Welinton, Rosier, N’Koudou ve Ghezzal… Kalan oyuncular ya bu yaz, ya bu kış transfer edildiler. Ya da kiralık misyondan döndüler. 2022-23’te adeta gruba reset atıldı, yesyeni bir takım kuruldu. Üstelik bu takımın çok kritik aksamları da son 1 ay içinde gruba katıldılar: Onur, Colley, Amir, Aboubakar yeni transferler. Ghezzal de yeni transfer üzere. Oyunda iniş çıkışların olması olağan. Lakin Beşiktaş’ın çizgisi bence üste gerçek. Gidişat olumlu.
FIRAT AYDINUS: LiDER iLE ORTASINDA 11 PUAN VAR VE BiTiME 12 HAFTA KALDI!
Beşiktaş, 9 puan aldığı bu üç maçta oyun olarak dalgalanmalar yaşadı. Şurası bir gerçek; siyah beyazlıların oyununda süreklilik arz eden bir ritim yok. Evet, derbi maçı kıymetli. Kazanılırsa ruhsal maksatlar ismine yeni adımlar atılabilir lakin biraz da gerçekçi olmak gerek; Beşiktaş ile Galatasaray ortasında 11 puan fark var ve dönem bitmesine 12 hafta kaldı.