Hakan öğretmen ve öğrencileri açık hava müzesinde zarar gören minyatür eserleri restore ediyor
Kepez ilçesinde 2003’te faaliyeti durdurulan Antalya İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası yerleşkesi, yapılan çalışmalar sonucu 2015’te müze ve etkinlik alanı olarak kente kazandırıldı.
Kepez Açık Hava Müzesi içinde ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği alanlar arasında yer alan minyatür parkta, Türkiye’nin çeşitli illerindeki 84 tarihi ve kültürel eserin minyatürleri sergileniyor.
Sivas’taki Gök Medrese’den İstanbul’daki Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ne, Antalya’nın sembolü Yivli Minare’den Ulu Önder Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e çok sayıda minyatür eser, bazen ziyaretçilerin özensiz davranışları bazen de kedi ve kargaların üzerlerine konması nedeniyle zarar görebiliyor.
Minaresi, kubbeleri delinen, üzerine çıkan kedilerin ağırlığını taşıyamayarak devrilen eserler, İsmet İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi plastik sanatlar öğretmeni Hakan Kaya tarafından titizlikle onarılıyor.
Haftada bir gün öğrencileriyle minyatür parka gelen Kaya, tadilat için erken saatlerde işe koyuluyor. Kaya, bazen söktüğü minareyi omzunda taşıyarak onarım yapacağı yere götürüyor, bazen de minyatürlerin kubbe ve çatısında saatlerce küçük dokunuşlarla tadilat yapıyor.
– “MERAKLI ZİYARETÇİLER DE ESERLERE ZARAR VEREBİLİYOR”
Kaya, AA muhabirine, öğrencilerinden oluşan 7 kişilik ekiple restorasyon çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.
Haftanın bir günü müzeye gelerek önce zarar gören eserlerin tespitini yaptıklarını aktaran Kaya, onarım çalışmaları sırasında oluşan ilginç görüntülerin de ziyaretçilerin ilgisini çektiğini kaydetti.
Sergilenenlerin açık havada olmasından dolayı doğa koşulları nedeniyle zarar görebildiğini anlatan Kaya, “Meraklı ziyaretçiler de eserlere zarar verebiliyor. Çocukları eserlerin üzerine çıkartıp fotoğraf çektiriyorlar. Özellikle parlak cisimleri toplayan kargalar da eserlerde tahribata yol açıyor. Biz buradaki kedileri çok seviyoruz. Eserlerin yanında çok güzel fotoğraflar veriyorlar.” diye konuştu.
Kaya, çalışmalarda poliüretan ve polyester kullandıklarını belirterek, “Malzemeleri tutturmak için de vida ve tutkal tercih ediyoruz. Sembol bir mimari eserin önemli bir parçasını tutkalla tutturmak bazen bana da garip geliyor. ‘Ayasofya’yı iki haftada tutkalla, vidayla restore ettim.’ dediğimde inanmayıp dalga geçiyorlar. Minyatür olduğunu söyleyince bir gülümseme oluyor, dikkatlerini çekiyor. Burada çalışırken hep bu eserlerin asıllarını yapanları düşünüyor, hayran kalıyorum. Minareleri söküp tamir ederken çok uğraşıp emek veriyoruz.” ifadelerini kullandı.