Google, Avrupa’daki 300 medya kuruluşuna ‘telif hakkı’ çerçevesinde ödeme yapmayı kabul etti. Google’ın AB ülkeleri için ‘telif hakkı ödeme kararı’ sonrası benzer bir sistemin Türkiye’de de uygulanması bekleniyor. Uzmanlar da Google’ın benzer bir sistemi Türkiye’de hayata geçirmemiş olmasını çifte standart olarak yorumluyor. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, 2016 yılında AB Komisyonu’nun AB üyesi ülkelerde dijital alanda telif korumasını tek bir noktada toplamayı öngören Dijital Tek Pazarda Telif Haklarına İlişkin Yönergeyi hazırladığını ve onaya sunduğu belirtti.
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Fransa’da bulunan ve 300 farklı haber sitesini temsil eden APIG isimli dernek, bu yönergeye dayanarak Google’ın basın sektörüne zarar verdiği iddiasıyla şirketi yetkili mercilere şikayet etmişti. APIG yaptığı açıklamada, Google’ın artık Fransız haber sitelerine telif hakkı ödemeye başlayacağını duyurmuştu. Nitekim bu emsal karardan sonra açıklama yapan Haber ve Yayın Ortaklıkları Direktörü Sulina Connal, Almanya, Macaristan, Fransa, Avusturya, Hollanda, İrlanda’da 300’den fazla ulusal, yerel ve uzman haber yayınını kapsayan anlaşmalar yaptıklarını belirtmişti” diyerek, düzenlemenin ardından Avrupa’da bu konuda yaşanan gelişmeleri özetledi.
‘DÜZENLEME OLURSA TELİF HAKKI REFORMU OLUR’
Dijital ortamdaki teliflerin korunmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Ali Murat Kırık, fikir ve sanat eserlerinin dijital ortamda korunabilmesi adına 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda değişikliklere gidilmesinin ve dijital içeriklere yönelik kapsamlı maddeler eklenmesinin son derece önemli olduğunu da ekledi.
Kırık, “Dijital telif hakları FSEK kapsamında detaylı açıklanırsa, 7253 İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da da ilgili mecraların telif haklarını koruması ve bu kapsamda ödeme yapabilmesi hususu entegre edilebilir” dedi ve İletişim Başkanlığı’nın da bu süreçte aktif rol oynamasının son derece mühim olduğunun altını çizdi. Google’ın Türkiye’de AB ülkelerine uyguladığına benzer bir sisteme geçmesi durumunda dijital telif hakkı reformu olarak değerlendirilebilecek gelişmeler yaşanacağını ifade eden Doç. Dr. Ali Murat Kırık, şunları da ekledi:
“Özellikle Google’da öne çıkan içeriklere ait bir telif hakkı ödemesi olması, internet haberciliğinin gelişimine ve içeriklerin özgünlüğüne son derece önemli katkı sağlayacaktır. Bu sayede dijital tek pazarın oluşması ve telif haklarının her ülkede korunabilmesi mümkün olacak. Ancak sadece haber sitelerinin değil, tüm içerik üreticilerinin haklarının korunması bu noktada büyük önem arz ediyor. Geleceğin dijital medya üzerine kurulacağı düşünülürse, bu husus gelecekte çok daha önemli bir hal alacak.”
‘MEVCUT YASALAR DÜZENLENMELİ’
Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural da 2016 yılında hazırlanan Dijital Tek Pazar yönergesine vurgu yaptı ve bu düzenlemenin Google’ın böyle bir karar almasında etkili olduğunu belirtti. Vural, “Yönerge maddeleri veri madenciliğinden (m. 3-4) online platformlara getirilen yükümlülüklere (m. 17) ticari olmayan eserlerden (m. 8-11) eser sahiplerine tanınan adil bedel hakkına (m. 18-23) ve yayıncılara tanınan uygun bedel hakkına (m.16) kadar birçok alana dair kapsamlı bir düzenleme gerçekleştiriyor. 2019 yılında çıkan bu yönergeyi üye ülkeler 6 Haziran 2021 yılına kadar iç hukuklarına aktarmak ile yükümlüydüler. Bugün altı yedi ülke ile başlayan Google’ın telif hakları uygulaması üye ülkeleri de kapsayarak genişleyecektir” dedi.
Türkiye’de öncelikle internet haberciliğine ilişkin düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyleyen Vural, “Dezenformasyonla Mücadele Kanunu ya da popüler adıyla Sosyal Medya Kanunu olarak bilinen 39 maddeden oluşan tasarı kısa süre önce tamamlandı. Ancak bu süreci bir bütün olarak düşünmek ve sadece bir başlığa değil dijital çağda enformasyon üretimi ve paylaşımı ile bu durumdan doğan telif sorunlarını da içerecek şekilde tasarıyı genişletmek atılması gereken ilk adımdır. Yanlış bilginin yayılmasını önlemek ne kadar önemli ise doğru bilginin de içerik üretiminde emeği geçen bireylerin hakkı gasp edilmeden paylaşılması bir o kadar önemlidir” diye konuştu.
Türkiye’de ilgili yasalarda bazı boşluklar bulunduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun dijital içerikli telif haklarını kapsar nitelikte olmadığının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:
“İlk olarak bu boşlukların ve ihtiyaçların medya profesyonelleri, akademisyenler, hukukçular ve STK temsilcileri ile birlikte yapılan çalıştaylardan elde edilen veriler çerçevesinde belirlenmesi daha sonra Meclis komisyonlarında yasa taslağının boyutlarının genişletilerek Google ve benzer arama platformlarını da kapsayacak ve bağlayacak bir şekle dönüştürülmesi gerekiyor. Bu çalışmaya İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu da katkı sağlayacaktır.”
‘DOĞRU VE GÜVENİLİR KAYNAK SAYISI ARTAR’
Vural, Google’ın Türkiye’de de benzeri bir politikaya geçmesi ve mevcut yasalarda düzenleme yapılmasının ardından özgün içerik sayılarında artış yaşanacağını, içeriklerin doğru ve güvenilir kaynakları yaygınlaştıracağını, bağımsız haber ve içerik üreten profesyonellerin bedava içerik üretiminden ziyade yaptıkları işin bedelini maddi olarak sağlayacakları yeni bir finansal kaynak sağlayacağını söyledi.
Google’ın ülkeler bazında farklı uygulamasını sona erdirmek için Türkiye’de internet haberciliğinin sınırlarını çizmek, internet haberciliğini meslek edinenlerin yasal haklarını korumak ve dijital içerik üretimine yönelik telif başta olmak üzere yükümlülükleri belirlemek gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Vural, “Şu an Türkiye’de AB üyesi ülkelerdeki gibi dijital içerik üreten medya profesyonelleri bu süreçten olumsuz etkileniyor. İçerikleri paylaşımlar nedeniyle özgünlüğünü kaybediyor ve emekleri maddi olarak karşılık bulmuyor” dedi.