ABD’nin Minnesota eyaletinde yaşayan Jerry Arnold Westrom, 2019 yılında Wisconsin’de gittiği hokey maçında yediği sosisli sandviçin, sonunu getirecek şey olduğunu bilemezdi.
Sandviçini yedi, ağzını bir peçeteye sildi ve kâğıdı çöpe attı. Farkında olmadığı şey ise çok eski bir cinayetin çözülmesini sağlayacak olan kanıtı, dedektiflere kendi eliyle teslim etmekte olduğuydu.
Bu peçeteden alınan tükürük örnekleri, 13 Haziran 1993’te Minneapolis’teki apartman dairesinde meyyit bulunan Jeanne Ann Childs’ın katilinin Westrom olduğunu kanıtlamak için muhtaçlık duyulan anahtardı.
KOMŞUYA SIZAN SU SAYESİNDE FARK EDİLDİ
Her şey bir komşunun şikayetiyle ortaya çıkmıştı. Minneapolis’in güneyinde yaşayan Childs’ın bir komşusu, dışarıdan bir yerden kendi konutuna su sızmakta olduğunu fark etmiş ve apartman yöneticisine haber vermişti. Yönetici de suyun kaynağının Childs’ın dairesi olduğunu tespit etmiş ve yedek anahtarla içeri girmişti.
Gördüğü görünüm akıl alacak üzere değildi. Su akmaya devam ediyordu. Etrafındakilerin “Jeanie” diye çağırdığı Childs ise duş kabininde yerde yatıyordu. Göğsü, boynu, sırtı, kolları, elleri, kalçaları kesiklerle kaplıydı. Yapılan otopside bayanın 65 kere bıçaklandığı anlaşıldı. Katili Childs öldükten sonra dahi bıçağı saplamaya devam etmişti. Yaralardan bir tanesi tam olarak bayanın kalbini delip geçmişti.
Evin içindeki izler hücumun dakikalar boyunca devam ettiğine, katilin Childs’ı odadan odaya kovaladığına işaret ediyordu. Bayanın yatak odasında ve yatağında kan lekeleri, cansız vücudunun yanında da kanlı bir ayak izi bulundu.
Jeanie Childs öldüğünde 35 yaşındaydı.
Jeanie Childs öldüğünde 35 yaşındaydı.
DOSYA 25 YIL BOYUNCA RAFTA TOZLANDI
Çarşaf, havlu, banyo lifi ve kırmızı bir tişört üzere birçok eşya olay yerinden alınarak DNA testi için laboratuvara götürüldü. Yapılan testlerde Childs’dan diğer bireylere ilişkin DNA izleri bulundu lakin bu izler rastgele bir sabıka kaydıyla eşleşmiyordu.
35 yaşındaki bayanın seks personeli olarak çalışması da işi zorlaştırıyor, zanlı havuzunun genişlemesine neden oluyordu. Görgü şahidi yoktu, eldeki ipuçları da sonluydu. Polisin deyişiyle davayı çözmek “korkunç derecede zordu”. Olay yerinden alınan DNA örnekleri yıllar boyunca bir depoda kilit altında tutuldu.
Bu tabloyu değiştiren ve belgenin yine açılmasını sağlayan şey 2018 yılında yaşanan bir gelişme oldu. DNA geneolojisi denen soruşturma tekniğinde yaşanan ilerlemeler, uzun yıllar boyunca tahlilsiz kalan birçok evrakta gerçeklerin açığa çıkmasını sağladı.
POLİSLERİ KATİLE GÖTÜREN TEKRAR DNA GENEOLOJİSİ OLDU
DNA geneolojisi kamuya açık profiller aracılığıyla şahısların aile ağaçlarının oluşturulmasına deniyor. ABD’de son periyotta epeyce yaygınlaşan bu teknoloji sayesinde belirli bir fiyat karşılığında herkes DNA eşleşmelerini bulup hiç bilmediği atalarına dair bilgi edinme bahtına kavuşuyor.
Polisin soruşturmalarını kriminal bilgi tabanları dışındaki bireylere de genişletebilmesine müsaade veren bu metot, 2018 yılında Golden State Katili olarak tanınan Joseph James DeAngelo’nun yakalanmasında değerli rol oynadıktan sonra kolluk kuvvetleri için çok kıymetli bir soruşturma aracı haline geldi.
Minneapolis kentinin bağlı olduğu Hennepin County Savcılığı’ndan yapılan açıklamada, Childs’ın katiliyle ilgili soruşturmada da bu metodun kullanıldığını söyledi. DNA geneolojisi işini ticari maksatlarla yapan internet sitelerinden alınan bilgilerle iki potansiyel zanlıya ulaşıldı. Onlardan bir tanesi Westrom’du.
HOKEY MAÇINDA YEDİĞİ SANDVİÇ YAKALATTI
Polisi Westrom’a götüren öbür ayrıntılar da vardı. Örneğin 1991-1993 yılları ortasında Minneapolis yakınlarında yaşamış olması ve 2016 yılında bir hayat kadınıyla ilgiye girmekle suçlandığı davada karar giymesi, Westrom hakkındaki kuşkuları artırıyordu.
Mahkemeye sunulan dokümanlara nazaran, Ocak 2019 prestijiyle polisler Westrom üzerindeki baskıyı artırmaya başladı. Bu baskının son noktası ise en başta bahsettiğimiz hokey maçındaki bilinmeyen operasyondu.
Yakalandığı periyotta Minneapolis’in 65 kilometre kuzeyinde bulunan Isanti kentinde yaşamakta olan evli ve iki çocuk babası Westrom’a medya “hokey babası” ismini takmıştı.
Yakalandığı periyotta Minneapolis’in 65 kilometre kuzeyinde bulunan Isanti kentinde yaşamakta olan evli ve iki çocuk babası Westrom’a medya “hokey babası” ismini takmıştı.
Westrom’u uzaktan izleyen ve ağzını sildiği peçeteyle sandviçin kâğıt tabağını attığını fark eden polislerin yapması gereken tek şey, bu kağıtları çöp kutusundan çıkarıp peçetedeki örnekleri cinayet mahalinden alınan örneklerle kıyaslamak oldu.
Yapılan tahlil sonucu birebir eşleşme elde edildi ve Westrom göz altına alındı.
WESTROM SUÇLAMALARI REDDETTİ LAKİN…
Westrom, tabirinde Childs’ın yaşadığı apartmana ve daireye hiç gitmediğini söyledi. Bayanı hayatında hiç görmediğini ve 1993 yılında Minneapolis’te rastgele bir bayanla bağlantıya girmediğini de belirten Westrom, DNA’sının neden olay yerinde bulunduğunu bilmediğini de tabir etti.
Duruşmalar sırasında, bayanın kana bulanmış yorganında meni izleri bulunduğu da açıklandı. Bu izlerin sahibi kişinin DNA’sı banyo havlusunda ve lavabosunda da bulunmuştu. Çöpten alınan peçetedeki DNA örnekleri bu DNA’yla eşleşmişti.
Nihayet Haziran 2020’de Westrom hakkında birinci derece cinayet suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Geçtiğimiz hafta yapılan duruşmada heyet, 56 yaşındaki Westrom’u Jeanne Childs cinayetinden hatalı buldu.
Law & Crime sitesi Westrom’un cezasının belirleneceği duruşmanın önümüzdeki haftalarda yapılacağını belirtti lakin Minnesota eyalet maddelerine nazaran bu suçlama direkt ömür uzunluğu mahpus istemini beraberinde getiriyor ve mahkumlara indirim uygulanmıyor.
ZANLI AVUKATI “TEMYİZ” DEDİ
Kararın açıklanmasının akabinde lokal basına açıklamalarda bulunan Hennepin County Savcısı Mike Freeman, “Kurbana ve ailesine baş sıhhati dileklerimi gönderiyorum. Neredeyse 30 yıl boyunca bu acımasız cinayette adaletin yerini bulmamasıyla başa çıkmak zorunda kaldılar. Umarım bu durum Childs ailesine biraz olsun iç huzuru verir” dedi.
Freeman, “Bugün heyetin verdiği karar şunu gösteriyor: İspatları toplamak için yıllarca çalışmamız gerekse de önemli cürümlerin peşini bırakmayacağız” tabirlerini kullandı.
Westrom’un avukatı Steve Meshbesher ise CBS’e yaptığı açıklamada, Childs’ı “hasta ruhlu, patolojik” birinin öldürdüğünü fakat o kişinin Westrom olmadığını söyledi. Duruşmalar sırasında Meshbesher, Childs’ın katilinin bayanın 2017’de ölen satıcısı olabileceği ihtimaline vurgu yapmıştı. Çünkü Childs’ın otopsisinde avuçlarında bu şahsa ilişkin saç telleri bulunmuştu.
Kararı temyize götüreceğini de belirten Meshbesher, “Çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Heyet kanıtların tamamını görmedi. Biz tüm kanıtları sunduk fakat yargıç ‘hayır’ dedi. Yaşananların kan dondurduğuna kuşku yok fakat asıl sorun bunu kimin yaptığı” diye konuştu.
Westrom’un avukatları duruşmalar sırasında cinayetten çabucak sonra gerçekleştirilen soruşturmada kıymetli yanılgılar yapıldığını öne sürmüştü. Avukatlar, kurbanın lavabosunda bulunan kanlı bıçağın fizikî meczuplar açısından test edilmediğini ve gerçek cinayet silahının hiç bulunamadığını argüman etmişti.
Childs’ın annesi Betty Eakman ise CBS’e yaptığı açıklamada, “Hukukun nihayet o adamdan yaptığı şeyin hesabını soracağını biliyorum. Umarım geceleri rahat uyuyabiliyordur” derken kızı için de “Jeanie, problemleri olsa da kusursuz bir insandı. Kocaman bir kalbi vardı” sözlerini kullandı.
DAHA EVVEL DE ÇÖPE ATILAN KAHVE BARDAĞI KULLANILMIŞTI
Çöpe atılan şeylerden alınan DNA örneklerinin faili meçhullerin tahlilinde kapıyı aralaması son periyotta sık karşılaştığımız bir durum.
Yakın vakitte bir DJ’in çiğneyip attığı bir sakız ve bir havalimanında çöpe atılan kahve bardağı da uzun yıllardır çözülemeyen cinayetlerde gerçeğin gün yüzüne çıkmasında tesirli olmuştu. Kahve bardağının Lindy Sue Biechler cinayetinin tahlilini nasıl sağladığını da birkaç hafta evvel size aktarmıştık.
Savcı Freeman da yaptığı açıklamada bu noktaya dikkat çekerek, “ABD Yüksek Mahkemesi’ne nazaran, bir şeyi çöpe attığınız vakit üzerinde bir hak sav etme talihinizi kaybediyorsunuz. Tükürük DNA örneği elde etmenin yollarından bir tanesi. Bu formda delil toplamanın yasal olduğunu söyleyebilirim” dedi.