Gezi davası kapsamında 18 yıl mahpus cezasına çarptırılan Hakan Altınay, “Cemil Çiçek, Hayati Yazıcı ve başka AK Partili hukukçulara açık mektup” başlıklı yazısında “AK Partili dostlara daha önce iki kere seslendim… Bu üçüncü – ve sanırım son – seslenişim. Faziletliler hareketi olarak yola çıkan, adaleti ismine dahil eden, milyonlarca üyesi olan bir siyasi partinin 20 yıldan sonra fazilete, adalete duyarsızlaşması yalnızca kendisi için değil, geniş bir coğrafyada emsal referansları, tezleri olan hareketler için de çok trajik bir hezimet olacaktır. Birbirimizi sicil amiri olarak görmemiz bizi toplum yapan en değerli özelliklerimizden” sözlerini kullandı.
Altınay, “Açıkça tabir edeyim, benim AK Parti’ye ne özel bir sempatim ne de özel bir antipatim var. Benim gözümde AK Parti’nin muvaffakiyetleri da var, yanılgıları da. Temel eğitimdeki ders kitaplarının fiyatsız verilmesi, yüksek tahsilde harçların kaldırılması kıymetli, olumlu adımlar. Son devirde Azerbaycan dayanışması ve bu iş birliğinin sonuçları çok kıymetli bir muvaffakiyettir. Lakin, AK Parti’nin son yıllardaki lisanını son derece hoyrat, ayrıştırıcı, sevgisiz buluyorum ve topluma çok büyük ziyan verdiği kanısındayım. AK Parti tenkitlerim 27 Nisan muhtırasına itiraz etmemi de engellemedi, 17-25 Aralık sonrasında memleketler arası basına “Hiçbir toplum bu kadar güç kullanan bir hareketin bu kadar gayri saydam olmasına istek göstermez” dememe de mani olmadı. Benim açımdan bunların hepsi Cumhuriyet’in “hür ve mesul vatandaşı” olmanın gereğiydi, benim ve herkesin sorumluluğuydu.
Daha fazla uzatmak istemiyorum ve soruyorum: “Gelin birlikte çalışarak kuralım” dediğiniz sevgi, muhabbet, adalet temelli Türkiye Yüzyılı’nı benim üzere vatandaşları mahpusa atarak mı başlatacaksınız?” diye yazdı.
Yazının tamamı için …