Tüm karbon yakalama teknolojileri içinde yüzde 73 hisse sahibi CCUS (karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri) ile yakalanan karbondioksitin tükenmiş petrol alanlarına taşındığı ve daha fazla petrol çıkarmak gayesiyle tekrar değerlendirildiği belirtiliyor. Geliştirilmiş petrol üretimi ismi verilen bu kullanımla karbon kullanımının sürekliliği sağlanırken; son 50 yılda yakalanan karbondioksit ölçüsünün yüzde 80-90’ının geliştirilmiş petrol üretimi faaliyetlerinde kullanıldığı vurgulandı. SEFiA Yöneticisi Bengisu Özenç, “Karbon yakalama teknolojileri yeşil dönüşümde gecikmeye yol açacak maliyetli bir gayrete işaret ediyor. Rüzgâr ve güneş projeleri kömür ve gaz projelerine nazaran yüzde 40 daha az maliyet yaratırken; daha maliyetli ve güvenilirliği daha belgisiz teknolojinin kullanımında ısrar ediliyor” dedi. SEFiA Analisti Taylan Kurt ise “Karbon yakalama teknolojilerinin kullanımı Türkiye Ulusal Güç Planı kapsamında da bedellendiriliyor. Planda, kömürden çıkışın bilakis, yeni kömür kapasite konseyimi öngörülmesi, düşük kapasite kullanım oranları ile çalışması öngörülen santrallar nedeniyle net sıfır amaçlarına ulaşmanın maliyetinin artması ve kaynakların verimsiz kullanımı manasına geliyor” bilgisini verdi.