Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı?
“Türkiye 70 yıldır NATO’nun gururlu ve vazgeçilmez bir üyesi olmuştur. (…) Aynı zamanda ülkemiz savunma sanayiine milyarlarca dolar yatırım yaparak savunma kapasitesini güçlendirmiştir.”
Yani, “Biz üzerimize düşeni yaptık…”
“Türkiye’nin bu artan kapasitesi NATO’nun dayanıklılığına ve gücüne katkı sunmuştur. Ortaklarımız Türkiye’nin, NATO’nun kolektif güvenlik misyonuna sunduğu katkıyı her zaman takdir etseler de kendi güvenlikleri tehdit altında olmadığı zamanlarda bu katkıyı çabucak unutmuştur.”
Yani, “Siz ise bizi sadece sorunlu dönemlerinizde hatırladınız.”
“NATO için Türkiye’nin ne denli önemli ve kritik bir ülke olduğu bütün üyelerce yeniden kabul edilirken, bazı üyelerin Türkiye’ye yönelen kimi tehditleri tam olarak takdir edememesi talihsiz bir durumdur. Türkiye’ye göre İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğe kabulü, kendi güvenliği ve örgütün geleceği açısından riskler barındırmaktadır.”
Yani, “Deniz bitti…”
“Avrupa Birliği ve ABD tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın eleman devşirme, finansman ve propaganda faaliyetlerini engellemesini beklemek en doğal hakkımızdır.”
Yani “Aklınızı başınıza alın…”
“Türkiye aday ülkelerden tüm terör örgütlerinin faaliyetlerini durdurmalarını ve mensuplarını Türkiye’ye iade etmelerini istemektedir. Bu ülkelerin makamlarıyla açık kanıtlar paylaşılmış ve adım atmaları beklenmiştir. İlaveten Türkiye, bu ülkelerin NATO üyelerince yapılacak terörle mücadele operasyonlarına destek vermelerini arzu etmektedir.”
Yani, “Gerekli kanıtları size ilettik, Beklentimiz de budur…”
“İlaveten Türkiye, (İsveç’in ülkemize uyguladığı türden) her türlü silah ambargosunun NATO şemsiyesi altındaki askeri ortaklık ruhuna aykırı olduğu görüşündedir.”
Yani, “Herhalde bize ambargo koyan ülkelerle aynı askeri ortaklık içerisinde olmamızı beklemiyorsunuz…”
“İttifakın her genişleme sürecinde olumlu ve yapıcı bir noktada duran Türkiye’nin parçası olduğu örgütle ilişkilerini sorgulamaya cüret edenlerin cehaleti ve hadsizliği bu duruşumuzu değiştirmeyecektir.”
Yani, “yoksa bizim NATO’nun genişlemesiyle bir derdimiz yok…”
“Terörle mücadele konusunda gönülsüz olan hiçbir ülkenin Ankara’da talimat verebileceği hiçbir makam bulunmamaktadır. NATO üyelerinin terörle mücadele konusunda çifte standart uygulaması halinde İttifakın itibarının ve inandırıcılığının tehlikeye gireceğine inanıyoruz”
Yani, “terörle mücadele konusunda gönülsüz iseniz, bizde sizi dinleyecek kimse yoktur…”
Sayın Cumhurbaşkanımızın İngiliz The Economist’te yayımlanan makalesi Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması konusunda Türkiye’nin görüşlerini işte bu kadar net ve açık bir şekilde ifade etmektedir.
Peki, ana muhalefetin bu konuda bir görüşü yok mudur?
Vardır.
Muhalefetimiz Türkiye’nin, Finlandiya’nın NATO üyeliğine “güvenlik endişelerini” dile getirerek karşı çıkmasını eleştirmekte;
“Bu konuyu Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel olarak gündeme getirmek, dış politikada açık bir taktik hatadır. NATO ortaklarımızdan güçlü tepkiler alınmasına şaşmamalı.”
Şeklinde değerlendirmektedir. (Cümle Finlandiya’da kurulduğu için İsveç’in adı geçmemektedir, yoksa İsveç konusunda muhalefetin farklı düşündüğüne dair bir ifade yoktur)
Yani, “Türkiye hata yapmaktadır, NATO’daki ortaklarımız Türkiye’ye ne dese haklıdır…”
Nüansı fark etmiyor değilim. Cümleyi bu şekilde kuran arkadaş “ben terörle mücadeleye karşı değilim, Finlandiya ve İsveç’in üyeliğinin bu konuda araç olarak kullanılmasına karşıyım” deyip “kıvırtabilir”
Evet, ancak “kıvırtabilir”, çünkü bu ülkelerin ambargoları tam olarak bizim terörle mücadelemize engel olma amacını taşımakta, terör karşısında onların silahlarını kullanamayacağımız anlamına gelmektedir.
Ambargonun başka bir amacı varsa biri bana söylesin…
Galiba önemli bir sorunumuz var, biz güvenlik kaygılarımızı önce kendi muhalefetimize anlatmalıyız. Muhalefetimizin, ülkemizin terörle mücadelesinin baltalanması ve bu amaçla ülkemize ambargo konması ile bir sorunu yoktur.
O zaman Sayın Cumhurbaşkanının “Terörle mücadele konusunda gönülsüz olan hiçbir ülkenin Ankara’da talimat verebileceği hiçbir makam bulunmamaktadır.” cümlesini bir kez daha ele alalım
Demek ki Ankara’da NATO’nun böyle bir talimat verilebileceği bir makam varmış: Bizim ana muhalefet…
Tabi alacakları talimatı uygulamak için önce seçim kazanmaları gerekecek…
@kalemciler