Küresel ekonomiler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yarın açıklanacak faiz kararına ve ardından yapacağı açıklamalara kilitlendi.
Fed’in yarınki toplantısında faiz artışı bekleniyor mu, yapılacak faiz artışının ne kadar olacağı hesaplanıyor, olası faiz artırımının dolar, euro ve Türk Lirası üzerinde etkisi ne olacak, bu artıştan dünya ve Türkiye nasıl etkilecek sorularını Ekonomi gazetecisi Sadi Özdemir’e yönelttik.
“Fed, faizi 75 baz puan artıracak”
Özdemir, Fed’in dans önce açıkladığı programa uygun olarak hareket edeceğini, enflasyonla mücadele amacıyla faizi artıracağını ve bu artışın yüzde 0,75 yani 75 baz puan olarak hesaplandığını dile getirdi.
“Dolar diğer para birimleri karşısında güçlenecek”
Faiz artışının genel olarak ve Türk Lirası karşısında doları güçlendireceğini ve güçlü doların karşısında ons altının değerinin belirli oranda düşeceğini ancak Türkiye’de yurt içi piyasalarda gram altının bir miktar yükseleceğini dile getiren Özdemir, şu anda para birimlerinin değerli olduğu bir dönemin yaşandığına vurgu yaptı.
“Fed bundan sonra da faiz artırmaya devam edecek”
Özdemir, Fed’in açıkladığı program doğrultusunda 200 baz puana kadar faiz artırımına devam edeceğini belirtirken, kendi içlerinde de ekonomiyi yavaşlatması endişesi ile ekonomik kararlar alırken bazı tartışmaların yaşandığını belirtti.
“Fed’in faiz artışı enflasyonu düşürmedi”
Faiz artırarak enflasyonun düşüp-düşmeyeceği sorusunu yönettiğimiz Sadi Özdemir, Fed’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırımı kararlarının enflasyonu düşürmediğinin görüldüğünü aktardı.
“Avrupa’nın resesyon korkusu daha fazla”
Avrupa’nın savaş, enerji krizi ve resesyon sorunlarının ABD’ye oranla daha ön planda olduğunu bu nedenle faiz artışında temkinli davrandığını belirten Özdemir, alınan kararların sonucunda kaygı yaşandığını ve özellikle işsizlik noktasında problem yaşanmasından endişe edildiğini hatırlattı.
“Talep enflasyonu faiz artırarak düşer ancak bizim yaşadığımız maliyet enflasyonu”
İktisatta faiz artırımının enflasyonu düşüreceğine dain temel bur kuramın olduğunu ancak bunun talep enflasyonu için kullanıldığını dile getiren Özdemir, şu an dünyada yaşanan enflasyonun talep değil maliyet enflasyonu olduğunu, bu nedenle de alınan kararların amacına ulaşmadığına işaret etti.
Özdemir, talep enflasyonunu vatandaşın aşırı satın almasını dizginlemek, harcamayı zorlaştırmak ve parasını daha çok faize yatırmasını sağlamak için kullanıldığını belirtti.
“Türkiye, faiz kararı politikasında başarılı oldu”
Türkiye’nin faiz politikasını değerlendirmesini rica ettiğimiz Özdemir, ülkemizin aşanan enflasyonun talep enflasyonu olduğunu kavrayarak hareket ettiğini ve bu politikada da başarılı olduğunu aktardı.
Özdemir bu konuda şu bilgileri verdi:
“Ekonomik politikalarda şu anda yaşanan denge bir süre daha böyle sürer. Türkiye, koronavirüs salgının ve savaş ortamında faiz düşük kalsın, yatırım, ihracat, istihdam ve büyüme güçlensin politikası yürütüyor. Yüksek faiz politikasından vazgeçildi. Reel ekonomide ve işsizlik anlamında büyük sorunlar yaşanması istenmiyor. Bu süreçte kur atakları yaşanıyor, ancak genel anlamda ekonomi politikasının başarılı olduğu görülüyor. Çünkü issizlik artmadı, yatırmlar devam ediyor, ihracat ve büyüme rakamları yüksek. Ekonomi açısından gözümün bir süre daha dışarıda olacak. Bu tablo bir süre daha böyle devam edecek.”