Habertürk müellifi Fatih Altaylı, Ankara’da karaoke yapmadan müzik söylemesini isteyen kümenin talebini yerine getirmediği için öldürülen müzisyen Onur Şener cinayetinde, kamuda çalışan ikisi devletin müfettişi, biri üst seviye stratejik kuruluşda çalışan üç kişi için “bunlar nasıl devlette memur oldu” sorusunu yönelterek, “Öyle ya, sizin, bizim çocuklarımız KPSS’de birinci olsa dahi, yüksek notlar alsa dahi mülakatlarda eleniyor, kazara, isim benzerliği nedeniyle falan mülakatı da geçmiş olsa dahi memurluğu sırasında en ufak bir yanılgı yapsa, meyhaneye gitse, kısa etek giyse, bir siyasi ya da toplumsal aktifliğin kenarından geçse, LGBT yürüyüşüne bırakın katılmayı o sırada o bölgede dolaşsa devlet memurluğundan atılıyor.
Fakat bu caniler, her türlü imtihanı ve mülakatı muvaffakiyetle geçtikleri, geçirildikleri yetmezmiş üzere, bir de vazifeleri esnasında devlet memurluğunda güzel görülmeyecek kabahatler işlemiş olsalar dahi o işlerini sürdürüyorlar.” diye yazdı.
Normalde asla olmamaları gereken bir makamda mülakat sistemi sayesinde getirildiklerine işaret eden Altaylı, “Bakın ailelerinde, etraflarında, memleketlerinde parti aidiyetine sahip kim var, kimler var, anlarsınız nasıl olduklarını. Ben iktidarın yalnızca üst seviye bürokraside “O işi en yapamayacak ve en layık olmayan kişi bulup atadığını” düşünürdüm daima.
Meğer zirveden aşağıya bu türlü bir yetenekleri varmış. Devleti bitirmenin de esasen en sağlam yolu budur. Bu cinayet bir kişinin öldürülmesiyle kalmadı, cinayetin altından devletin de öldürülmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Hem de taammüden.” tabirlerini kullandı.
Yazının tamamı