Diyarbakır, Halkların Demokrat Partisi’nin (HDP) önünde 3 Eylül 2019’da başlayan, evlat nöbeti hala devam ediyor.
Evlatları, terör örgütü PKK tarafından tutulan evlatlarına ulaşmak isteyen anneler eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor.
Diyarbakır annelerine ses olmak isteyen, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) Başkanlığın konferans salonunda “Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri” sempozyumu düzenlendi.
Evladına kavuşan anneden çağrı
Terör örgütü tarafından kaçırılan evlatlarına ulaşmak isteyen, Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan annelerden Ayşegül Biçer, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, kendilerine verilen desteklerden dolayı herkese ayrı ayrı teşekkür ettiğini bildirdi.
“Onların ölüme terk edilmesini kabullenemiyoruz”
Diyarbakır annelerinin çok büyük bir mücadele sürdürdüğünü belirten Biçer, “Ben kendi evladıma 28 Temmuz 2021’de kavuştum. Ama hâlâ oradayım, orada olmaya devam edeceğim. Çünkü bir tek benim oğlum Mustafa değil; Mustafa gibi binlerce çocuğumuzu kandırarak dağa götürdüler. Onların ölüme terk edilmesini kabullenemiyoruz, kabul de etmiyoruz. Biz oradayız.” diye konuştu.
“Evlatlarımızın hepsini dağdan indirmeden buradan kalkmayacağız”
Diyarbakır HDP İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019’dan bu yana evlat nöbeti tuttuklarını dile getiren Biçer, “Kimimiz evladımıza kavuştuk, kimimiz evladımızı bekliyoruz. Orada hepimiz birbirimize söz vermiştik. Evlatlarımızın hepsini dağdan indirmeden buradan kalkmayacağız. Sloganımız da ‘Ya zafer ya ölüm’ olacak demiştik.
Hepimiz kararlıyız. Hain taşeron terör örgütü, HDP ile beraber yıllardır Kürtlere zulmediyor. Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve HDP zulmü var. Buna ‘Dur’ demek için annelerimiz orada mücadele veriyor.” dedi.
“Çocuklarımız bir hiç uğruna ölmesin”
AA’nın aktarımına göre; 84 milyonun çocuğuna sahip çıkarak orada tek yumruk olduklarını belirten Biçer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyaya sesleniyorum. Gelin annelerimizin feryadına ortak olalım; seslerine ses, nefeslerine nefes olalım. Artık çocuklarımız bir hiç uğruna ölmesin; askerimize, polisimize silah sıkmasın. O yüzden oradayız. Kendi evladımı kazanmış olabilirim ama gidip evimde oturamam.
Çünkü bu dava, vatan-bayrak davası. Bu dava, evlatlarımızı hain taşeron terör örgütüne kurban vermeme davası. Buradan da tüm çocuklarımıza çağrımızdır, Ya leş olarak orada öleceksiniz ya da gelip burada devletinize teslim olup kendi vatanınız, toprağınız için mücadele ederek şehit olacaksınız.
“Diyarbakır anneleriyle tek yumruk olalım”
Buradan tüm anne ve babalara da çağrımdır. Lütfen evlatlarınıza sahip çıkan. Lütfen gelin, Diyarbakır anneleriyle tek yumruk olalım. Hepimiz 84 milyon olarak evladımıza sahip çıkalım.
Uyuşturucuya düşmüş çocuklarımız var, teröre düşmüş çocuklarımız var; bunlar virüs gibi her yerde. Bunlara ‘Dur’ demek de annelere düşüyor. İlk günden beri söylediğim bir sözüm var, ‘Beşik sallayan anne neden dağları yıkmasın.’ Gelin şu dağları yerle yeksan edelim. Üstüne güzel binalar inşa edelim.” ifadelerini kullandı.