Şahin’in açıklamaları şöyle:
“BİR BAKIYOR MESKENİNDE KİRACI VAR”
Adam konutunu boş bırakıp gidiyor. 6 ay 1 sene kadar da konutuna uğramıyor. Daha sonra bir geliyor ki konutunda kiracı var. O kiracıyı da çıkartana kadar mahkeme ile falan uğraşıyor ve hakikaten çok uzun bir vakit alıyor. Zira mahkemelerin haklı olarak orada oturan kiracıları muhafaza üzere bir temel anlayışları var. Burada bir suiistimal var. Bu suiistimalin ortaya çıkması nasıl olur onun bir fizibilitesinin yapılması lazım. Bir defa kira kontratının geçerli olması için Emlakçılar Odasına çok büyük iş düşüyor.
Örneğin bir konutun tapusu, kira kontratının ardına iliştirilmeden o kontratın geçersiz olduğuna dair bir yönetmelik çıkmalı, bir yasa çıkmalı ve Emlakçılar Odası bu bahiste başı çekmeli. Ben meskenimi kiraya vermişsem ya da bir meskeni kiralamışsam, gönül rahatlığıyla kiralamalıyım.
Tapuya ilişkin adresin o konut olduğunu bilmeliyim ve bu sorun bu formda çözülmeli. Ben şayet ki tapusu ekinde olan bir kira kontratı yapmışsam tamam bu konutta oturabilme hakkım var benim rahatlığıyla oturabilmeli. Yoksa bu sorun devam eder sarfiyat. Bunu yapanlara maalesef cezai yaptırım yok. Bununla ilgili yasal düzenlemenin ekine bu kesinlikle konmalı. Aksi halde bu problemler yaşanır sarfiyat.
“BOŞ DURAN KONUTLARINIZA PERDE TAKIN”
Ev sahiplerinin meskenleri kirada değilse ve boşsa orayı bir perde ile kapatarak, kesinlikle dolu göstermeleri gerektiğini belirten Mahmut Şahin; “Yani bir perde ile konutlarını kapatmalılar. Zira boş olduğu vakit o üç kağıtçıların, dolandırıcıların iştahları açılıyor. Orayla ilgili yaptırımlara, uygulamalara başlıyorlar. Mesken açtırmakta aslında kolay bir şey, bir çilingir götürüp, 100 TL verdin mi iş bitiyor. Çilingire kendini konut sahibi olarak tanıttığında çilingir o durumun sağlamasını yapmıyor ve bu sayede konutu açtırarak, rahatlıkla kiraya veriyor.
Ev sahipleri boş meskenlerini kesinlikle perde ile kapatmalılar. Kira konusunda da işi sağlama alıp, kiracıyla şahsen muhatap olmalılar. Yurtdışında ki vatandaşlar meskenlerini genelde aracılara sayesinde kiraya veriyor. Buna dikkat etmeliler. Biz konut sahibi ya da kiracının yanında değiliz. Biz mağdur kişinin yanındayız. Bazen konut sahibi mağdur oluyor bazen de kiracı mağdur oluyor.
Kiraladığı meskeni diğerine kiraya verenler var. O denli bir yetkiyi kontratta almışsan verebilirsin fakat şayet ki kontratta bu türlü bir şey yoksa bu hakikaten doğru da olabilir, yanlışta olabilir. Bunun önüne geçmenin tek yolu mesken sahiplerinin kendilerinin şahsen kiracılarla irtibata geçmeleri ya da akredite edilmiş emlakçılarla çalışmalılar” diye konuştu.
“Şimdi düşünün mesken var, içerisinde bir kiracı var. Kiracı meskeni kiralamış ve oturuyor. Lakin bir oburu ben buranın konut sahibiyim diye gelip, o kiracıyı çıkarmaya çalışıyor. Gözü karalıktaki tepe budur. Bu insanlara karşı bir ceza ve yaptırım olmazsa bunlar bunu yapmaya devam edecek. Bu durum ne çıtalardan yükseldi buralara geldi. Bunlar boş meskeni kiraya vermeden başladılar. Baktılar bir yaptırım yok, artık içerde oturan kiracıya kadar teşebbüs edebiliyorlar, ‘biz konutu satacağız, kiraya vereceğiz çıkın’ diyebiliyorlar. Buna karşı bir cezanın olması koşul. Kiracıda konut sahibi de bu bireylerden şikayetçi olmalılar. Yani onlar ellerini kollarını sallaya sallaya bir kanun ve hukuk devletinde bu hukuksuzluğu yapma cüretini gösteriyorsa bir yerde bir sorun vardır. Bu sorunu yetkililerin görmesi ve tedbir alması lazım”