Suriye Devlet Lideri Beşar Esad’a yakınlığı ile bilinen Suriye Halk Meclisi eski milletvekili Şerif eş-Şehade, Türkiye ile diplomatik görüşmelere ait konuştu. Şerif eş-Şehade, Şam ile Ankara ortasında diplomatik görüşmelerin başlamasından evvel yer hazırlanması gerektiğini söyledi. Şehade, diyalog için birinci koşulun ise Türkiye’nin Suriye’den çıkması olduğunu belirtti.
Rûdaw TV’den Dilbixwin Dara’ya konuşan eş-Şehade’nin açıklamaları şöyle:
“Türkiye ile Suriye hükumeti ortasında istihbarat seviyesinden bağımsız siyasi seviyede rastgele bir görüşme oldu mu?
İki taraf ortasında, Suriye Dışişleri Bakanı (Faysal Mikdad) ile Türkiye Dışişleri Bakanı (Mevlüt Çavuşoğlu) ortasındaki (Belgrad’da) “Bağlantısızlar Toplantısı’nda yapılan görüşmenin dışında rastgele bir görüşme olmadı. Şu ana kadar yalnızca karşılıklı açıklamalar var ve şimdi bir görüşmeye dönüşmüş değil. Önümüzdeki periyotta birtakım siyasi görüşmelerin olacağını ve bunun da bir çok açıdan olumlu sonuçlar doğuracağını varsayım ediyorum.
Ankara ile Şam ortasında diplomatik görüşmeler ne vakit başlayacak?
Bildiğiniz üzere bunun için öncelikle bir grup hazırlıklar yapılmalı. Ölümcül yanlışlara düşmemek açısından araştırmaya ve kimi açılımlara muhtaçlık var. Akabinde siyasi sürece geçiş yapabilmek ve iki ortasındaki meselelerin tahliline yol açabilmek için bir kaç ay üzere bir müddete gereksinim olacak.
Taraflar ortasında diplomatik bağlantıların başlaması için belirlenen ortak kaideler var mı?
Hepimizin de duyduğu üzere Türk yetkililer daima teröre karşı çabaya vurgu yapıyor. Erdoğan son günlerde yaptığı bir açıklamada, Suriye ve Türkiye’ye karşı planlar olduğunu ve bu planın aktörlerinin de ABD, koalisyon güçleri ve Demokratik Suriye Güçleri olduğunu söyledi. Biz de bölgede terör olduğunu biliyoruz. IŞİD, Nusra Cephesi ve bütün radikal kümeler da bu terörün birer kesimidir.
Suriye, Rojava Özerk Yönetimi’ne, DSG’ye, Kürtlere karşı Türkiye ile işbirliği yapmaya hazır mıdır? Zira Türkiye’nin maksadı bu varlığı ortadan kaldırmak.
Konu aslında bu türlü değil. DSG, ABD ile işbirliği yaparak Suriye topraklarının bir modülünü ele geçirmiş durumda. Emelleri küçük bir devlet kurmaktır. DSG kendisini Suriye’ye ilişkin görürse Suriye devleti de onları her açıdan korur, savunur. Fakat otonom bir idare kurarak Suriye’yi parçalamak isterse o vakit farklı olur. Kendisini Suriyeli gören herkesi muhafazaya hazırız. İster Kürt olsun, ister Hristiyan. Ancak bu çerçeveden çıkar ve ABD ile paydaşlık kurar, kendine bağımsız bir devlet kurmak isterse, Türkiye’den bağımsız biz de, Suriye halkı da onlara karşı savaşırız. Fakat Suriye’nin yanında olurlarsa Arap, Kürt, yekvücut oluruz.
Türkiye DSG’ye karşı yeni bir savaş yahut askeri harekat başlatırsa Suriye Türkiye’yi takviyeler mi?
Açık ve şeffaf bir biçimde söylüyorum; DSG Suriye hükumetinden ayrılmak ister, devlet ile savaşır ve ABD ile işbirliği yaparak petrol kuyularını ele geçirmeye devam ederse, Suriye hükumeti bunu kabul etmeyecektir. Türkiye ister içinde olsun ister olmasın. Bahis açıktır. Suriye’nin yanında olanlar korunacak, savunulacaktır lakin Suriye’yi bölmek ve sistemini parçalamak isteyenlere karşı da her türlü gayret verilecektir.
Suriye hükumeti DSG ve Özerk İdare ile mutabakata hazır mıdır? Hazırsa kuralları nelerdir?
Suriye diyalog ve müzakere için hazırdır. DSG otonomi fikrinden vazgeçerse, onlar da bu toplumun bir modülüdür, hakları ve vazifeleri vardır, onlara da öteki tüm Suriye vatandaşları üzere davranılacaktır. Lakin ülkeyi bölmek için ABD ile işbirliği yaparlarsa o artık farklı olur. Kürt kardeşlerimizin bir kadro talepleri olabilir ve Suriye hükumeti bunları uygulamak için onlarla müzakereler yapabilir.
Türkiye Suriye topraklarının büyük kısmını denetimi altında tutuyor. Suriye’nin buna karşı hali nedir?
Bu Türk işgalidir. Türkiye bir an önce Suriye topraklarının tamamından çıkmalıdır. Türkiye gökyüzünden inmiş bir ilah değil, işgalcidir. Çıkmaz ise Suriye halkı onlara karşı savaşacaktır. Ancak çıkarsa o vakit diyalog olur. Bu nedenle diyalog için yol açılmalıdır. Bunun birinci adımı da Türk kuvvetlerinin İdlib’den, Suriye’nin öbür bölgelerinin tamamından çekilmesidir.”