Ertuğrul Özkök, eşinin ismine gönderme yapan “Tansu’ya Mektuplar” başlığı altında yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazılarında bugün, Hasret Türeci ve uğur Şahin’in kurucusu olduğu, Covid-19 aşısını geliştiren BioNTech şirketinin Mainz kentine ödediği vergiye değindi. Özkök, “Belediye lideri Michael Ebling, Liberation gazetesine BioNTech’ten gelen 1 milyar Euro ile kentte nelerin yapılacağının listesini de vermiş. Kentte konut köpeklerinden alınan vergi oranı düşürülecek. Büsbütün parasız nakliyeciliğe geçilinceye kadar, Mainz nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan 30 bin öğrenciye yılda 365 Euro (6570 TL) toplu taşıma bileti verilecek. Türeci ve Şahin’in şirketinin buluşu olan Covid -19 aşısı geçen yıl Alman iktisadının büyümesinin beşte birini, yani yüzde 20’sini sağladı.” yorumunu yaptı.
Özkök’ün “İki Türk, bir Alman, kentinin kedi ve köpek vergisini nasıl düşürdü?” başlıklı yazısı şöyle:
İki Türk, bir Alman, kentinin kedi ve köpek vergisini nasıl düşürdü?
Önce bir düzeltme…
İki Türk, ancak doğrusu “Türk asıllı iki Almanya vatandaşı…”
Evet doğrusu bu…
Adları Özlem Türeci ve Uğur Şahin…
Sadece biz değil bütün dünya tanıyor onları.
Fransa’nın Liberation gazetesinin dünkü sayısında bu iki bilin beşerinin yaşadığı Almanya’nın Mainz kenti ile ilgili iki sayfalık bir haber vardı.
Şehirin, BioNTech sayesinde nasıl Almanya’nın en borçsuz kenti haline geldiğini anlatıyordu.
Alman ekonomik büyümesinin 0.5 puanı bu iki beşerden geldi
Geçen yıl Aydın Doğan Vakfı’nın iki bilim insanına verdiği mükafatın merasimi sırasında bu mevzuyu detaylı biçimde yazmıştım.
Türeci ve Şahin’in kurduğu BionNTech şirketi geçen yıl Mainz kentine 1 milyar Euro vergi ödemişti.
Liberation bir adım ileri gitmiş ve iki bilgi daha vermiş.
Birincisi geçen yıl Kiel Konjonktür Araştırmaları Enstitüsü’nün verdiği sayıydı.
BionTech geçen yıl tek başına Alman iktisadının büyümesine 0.5 puan katkıda bulunmuştu.
0.5 puan küçük üzere duruyor ancak asıl şu sayıya bakın
Sıfır 5 denince beşere küçük üzere görünüyor. Öyleyse ne manaya geliyor bu 0.5?
Şöyle açıklayayım.
Almanya iktisadı geçen yıl yüzde 2.7 büyüdü.
Bu durumda, Türeci ve Şahin’in şirketinin buluşu olan Covid -19 aşısı geçen yıl Alman iktisadının büyümesinin beşte birini, yani yüzde 20’sini sağladı.
Yanlış duymadınız.
Diyeceğim, bu iki insan yalnızca insanları Covid’den kurtarmadı. Tıpkı vakitte Alman iktisadını de kurtardı.
Bu 1 milyar Euro’yu lider nasıl, Türeci ve Şahin nasıl kutluyor?
Ama asıl kurtardığı yer, şirketin merkezinin bulunduğu Mainz kentiydi.
İnsanlık tarihine Gutenberg’in buluşu ile geçen kent, birebir tarihe ismini bir kez daha yazdırdı.
O yüzden kentin toplumsal demokrat belediye lideri geçen yıldan beri bu gelişmeyi şampanya ile kutluyor.
Özlem Türeci ve Uğur Şahin ise buzdolaplarındaki lahana suyu ile kefiri içmeye devam ediyor.
Tabii bir de çay…
Her sabah işyerine tekrar bisikletleriyle gitmeye devam ediyorlar.
Belediye lideri bu parayla yapacaklarının listesini verdi
Belediye lideri Michael Ebling, Liberation gazetesine BioNTech’ten gelen 1 milyar Euro ile kentte nelerin yapılacağının listesini de vermiş.
Alta alta yazıyorum.
(*) Kentte mesken köpeklerinden alınan vergi oranı düşürülecek. (Bugüne kadar Almanya’daki en yüksek köpek vergisi buradaydı)
(*) Kamu nakliyatı ücretsiz hale getirilecek.
(*) Kente elektrikli taşıma araçları alınıyor.
30 bin öğrenciye yılda 365 Euro bilet parası
(*) Büsbütün parasız nakliyata geçilinceye kadar, Mainz nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan 30 bin öğrenciye yılda 365 Euro (6570 TL) toplu taşıma bileti verilecek.
(*) Tramvay şebekesi genişletilecek ve modernize edilecek.
(*) Kentin yüzme havuzları ve tuvaletleri daha uygun temizlenecek ve modernleştirilecek.
(*) BioNTech’in yarattığı cazibeden faydalanılarak kent, startup’lara araştırmacılara ve yatırımcılara açılacak.
(*) Bir bioteknolojik yerleşke kurmak üzere BioNTech’e 30 hektar arazi bağışlandı. Bu yerleşkenin 5 bin yeni iş yaratması bekleniyor.
30 hektar arazi ordudan alınıp BioNTech’e verildi
En enteresan bilgilerden biri de şu: BioNTech’e verilecek arazi hala Almanya ordusuna ilişkin.
Yani belediye, ordudan aldığı yere bir bilim yerleşkesi kurulacak.
Evet işte böyle…
Türk asıllı iki Alman bilim insanı bir ülkenin ve kentin yazgısını böylesine etkiledi.
Türkiye’nin son 20 yılda eğitimdeki gerilemesinin maliyetini artık daha düzgün anlamıyor musunuz…