Ertuğrul Özkök, eşinin ismine gönderme yapan “Tansu’ya Mektuplar” başlığı altında yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazılarında bugün, Netflix’te cuma günü gösterime girecek Sandman dizisine değindi.
Özkök’ün “48 saat sonra o iblisin bacakları ortasında ne varmış göreceğiz” başlıklı yazısı şöyle:
48 saat sonra o iblisin bacakları ortasında ne varmış göreceğiz
Netflix, bir DC Comics ve Marvel tutkunu olarak merakla beklediğim dizi “Sandman’i” bu cuma günü yayına sokuyor.
Dizi tıpkı gün Türkiye’de de gösterime girecek.
Onunla birlikte, hayaller, İlah ve şeytan konusunda da yeni şeyler konuşacağız.
Tabii asıl tartışma, hiç bitmeyen hususta olacak.
Meleklerin cinsiyeti nedir?
Yani şeytanın bacaklarının ortasında erkeklik organı mı var yoksa kadınlık mı…
Berlin Duvarı yıkılırken doğan bir düş alemi
Sandman, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkıldığı yıl yayına başlamış bir çizgi roman.
İngiliz müellif Neil Gaiman tarafından yazılmış ve ünlü çizerler tarafından fotoğraflanarak çizgi roman haline getirilmişti.
D.C Comics tarafından yayınlanmıştı.
Konusu “Dreaming” ismi verilen bir hayaller aleminde ve “Waking” denilen dünyada geçen, birbirinin içine girmiş öykülerden oluşuyor.
Hikâyenin ana kahramanı Morpheus, Endless (Ebediler) denilen bir ailenin üyesidir.
Rüya’nın ablası olsa olsa kim olur?
Aile, “Kader, Mevt, Düş, Yıkım, İstek, Çaresizlik ve Çılgınlık” ismini taşıyan 7 kardeşten oluşuyor.
Bunlardan “Dream” yani Düş ismini taşıyan kardeş kendine ilişkin bir hayal aleminde yaşar.
Rüya’nın ablası ise “Ölüm” ismini taşıyan kardeştir.
Romanın ana kahramanı Morpheus ise Düş Yaradanıdır.
David Bowie karesinden çıkan birinci bayan iblis
Tabii husus bu olunca, yaratılış efsaneleri ve onun etrafındaki kahramanlar da devreye girer.
Bu kahramanlarda biri de “Lucifer’dir…”
Türkçeyle daha çok “şeytan” yahut “iblis” olarak çevrilen karakterdir bu.
Henüz seyretmedim ama dizide bu Lucifer karakterine yepisyeni bir yorum getirilmiş…
Bunu da geçen pazar günü New York Times Magazine’de romanın müellifi Neil Gaiman’la yapılan mülakatta okudum.
Çok derin ve sahiden çok farklı bir mülakat.
Gaiman 1987’de bu karakteri yaratırken, Lucifer, yani şeytanın cinsiyeti üzerine yeni bir yorum getirmekle eleştirilmişti.
Mülakatta o karakteri yaratırken David Bowie’nin 1960’larda şimdi bir folk müzikçisi iken çekilmiş bir fotoğrafından esinlendiğini söylemiş.
O fotoğrafı romanın çizerlerine göndermiş ve karakter o denli doğmuş.
Yani cinsiyetsiz, hünsa bir karakter olarak yaratılmış bir kahraman.
Lucifer’ın cinsel organını kapatan örtüyü kaldırırsak
Oysa biz geçmişte Şeytan’ı daha çok erkek olarak tanımıştık.
Mesela Liege’deki St. Paul Katedrali’nde G. Geefs tarafından yapılan heykelde Lucifer bir erkek olarak tasvir edilmişti.
Lucifer çıplaktı fakat tam cinsel organının üzerinde bir örtü vardı.
Nitekim bundan evvel “Lucifer” ismiyle çekilen dizide de şeytan karakterini Tom Ellis isimli erkek oyuncu canlandırmıştı.
Yani sanat alanında Lucifer’i pek çıplak görmemiştik. Hasebiyle bacaklarının ortasında hangi organ var bilmiyorduk.
Elinde Martini kadehi ile poz veren kibirli bir iblis
Lucifer’i tahminen de birinci kere çırılçıplak göreceğiz.
Öyleyse baktığımızda bacaklarının ortasında göreceğim organ ne olacak?
Söyleyeceğim fakat evvel dizide Lucifer rolü kime verildi ona bakalım.
Bu rolü bir bayan oynuyor..
Gwendaline Christie…
Onu da şahsen romanın müellifi Gaiman teklif etmiş.
Dizinin yayınlanan fotoğraflarında onu kanatları olan ve gövdesinin her yerinden yılanlar fışkıran fatal bir bayan olarak görüyoruz.
Ve elinde bir Martini bardağı var.
Tanrıya itaat etmeyecek kadar cüretkâr, kendini onunla eşit görecek kadar kibirli, ona şirk koşacak kadar günahkâr…
Fotoğraf bana “Şeytan Prada Giyer” sinemasındaki Meryl Streep’i hatırlattı.
Bir tek siyah güneş gözlükleri eksik.
Şeytan Prada mı giyer yoksa kravat mı takar?
Gelelim başlıktaki soruya.
İblis’in cinsiyeti nedir?
Kadın mı erkek mi?
Dizinin geçen yıl San Diego’da Comic Con çizgi roman ve sinema fuarında gösterilen tanıtım sinemasında Lucifer’i birinci kez çırılçıplak gördük.
Fragmandan bacaklarının ortasında hangi organ var anlaşılmıyor.
Ama romanın muharriri Gaiman, geçen Pazar New York Times’da yayınlanan mülakatta onu açıkladı.
Lucifer’in bacaklarının ortasında hiçbir cinsel organ yok.
Bir hünsa yani…
Dolayısıyla isterseniz şeytanın Prada giydiğine inanabilirsiniz.
İsterseniz onun kravatlı berbat bir erkek olduğunu düşünebilirsiniz.
Benim etrafımda iki ihtimali de kabul eden çok sayıda tanıdığım var.
Hatta şeytanın bayan olduğuna inanların sayısı galiba biraz fazla.
Din kitapları şeytanın cinsiyetini söylemezken muharrir nasıl söyler?
Geriye tek soru kalıyor.
Peki lakin nasıl olur da, din kitaplarında Tanrı’nın yarattığı Şeytan’ın cinsiyeti hakkında hiçbir şey bir şey denmezken, çizer onu bu türlü yine yaratabilir?
Gaiman’ın bu soruya yanıtı şu:
“Ben bir fiction (kurgu) yaratıcısıyım. Hayaletlere gereksinimim varsa hayaletler yaratırım. Tanrı’ya gereksinimim varsa İlah yahut Rabler koyarım. Yani öykümün devam etmesi için ne ve kim gerekliyse onu yaratırım.”
Hiç de üzücü bir yanıt değil…
Ancak 20 ve 21’inci yüzyılda yeryüzünü cehenneme çeviren kibirli ve vicdansız zalim diktatörlere bakarsak, iblisin bacaklarının ortasında penis ve testisler var.
Bu kesin….