Türkiye Emekçi Partisi (TİP) Genel Lideri Erkan Baş, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde Cumhur İttifakı ve adayı Tayyip Erdoğan’ın ‘tarihinin en ağır mağlubiyetini alacağını’ söyledi.
Erkan Baş, Habertürk Tv’de Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında açıklamalarda bulundu.
TİP önderi Baş’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“2,5-3 yıl evvel basın toplantısı düzenlediğimizde amacımız yüzde 3 ve parlamentoda küme kurmak demiştik. O gün gülümseyerek karşılandığını hatırlıyorum. Türkiye bu iki kutba sıkışmış siyasetin dışında yeni bir şey arıyor. Bilhassa genç seçmenin faal olduğu bir ülke. Bir arayış var. Cumhur İttifakı’ndan kurtulmak istiyor. Millet İttifakı’na baktığında aradığı heyecanı, yenilenmeyi göremiyor. TİP yeni fikri ortaya koyarak, dümdüz, olması gerektiği üzere söz ettikçe ilgi arttı. Son devirdeki şey tesadüf değil. TİP örneğin daha evvel milliyetçi-muhafazakar mahalle olarak bilinen yerlerden takviyesini alacakmış gözüküyor. Açık söyleyeyim bu beni daha çok heyecanlandırıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, ucube sisteminin yenilmesi, ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu temel misyon.
‘ÇOK MAKÛS DURUMDAYIZ’
Bir de Türkiye’nin tekrar inşa sorunu var. Son 5 yılda yaşadıklarımız; aslında kanalizasyon patladı. Ortalık pis, çok makus durumdayız. Çabucak bir paklık yapmamız lazım. Beşerler biraz rahat nefes alsın diye parfüm de sıkmak lazım hatta. Diğer sorun var, tesisatı yenilemezsek, ileride yine tıpkı sorunla karşı karşıya kalırız. Sevgili Sera bize katıldığında birtakım CHP’li arkadaşlar hız yapmaya başlamıştı. Birkaç arkadaşa sorduğumda ‘Yakıştı mı, size’ deyince, ben de ’20 yıldır sosyalist oyları aldınız, ona sayın’ demiştim. Biz bu seçimde iki oy kullanacağız. Bir tanesi Cumhurbaşkanlığı’nda bir tanesi partilere kullanacağız. TİP, İstanbul 2. bölgede 100 bin oy aldığında ittifakın üyesi olduğu için barajı geçmiş olacak. Bu insanların oy kullanmalarındaki özgürleşmeyi beraberinde getiriyor. Biz hiç palavra söylemedik. Sizin seçiminize katılıp da ‘bu seçimde iktidar olmayacağım’ diyeni görmedim. İktidar her rejimde vardır. Fakat demokrasi şöyle ayrışır; muhalefetin güçlü olduğu rejimdir.
‘AK PARTİ’DE İKTİDAR NİMETİ İŞTİRAKİ VAR’
Türkiye’nin önümüzdeki devirde güçlü bir ana muhalefete muhtaçlık var. AK Parti’de iktidar nimetleri paydaşlığı var. Belirli bir müddet içerisinde yok olacağını düşünüyorum. Son vakitlerde hezimetleri yaşamış partilerle yan yana geliyor. Attan düşmüş üzere. TİP herhalde en erken önümüzdeki seçimlerde muhalefetin ortak paydada birleşmesini söyleyen parti. Haftalarca hiç durmadan vatandaşla toplantı yaptık. Savımız, Türkiye’yi 20 yıldır dünyanın tahminen de en makus iktidarlardan birisi yönetiyor. Çok kritik yanılgılar yaptık. 2018’de ‘ilk cinste çok aday çıksın, iş ikinci tipe kalır, en fazla kim alırsa ona oy veririz’ dendi. Dışarıdan baktığımızda çok mantıklı gözüktü. Keder ikinci tipe kalmak. Muhalefetteki öbür adaylardan fazla oy alırsanız kalırsınız. Muhalefet adayları birbirleriyle rekabet ettiler, Tayyip Erdoğan birinci tıpta aldı. Biz başından bu yana bu seçimin mümkün olduğunca muhalefetin tek adayla birleştiği dedik. Bunun dışındaki her türlü eğilim bana yanlış geliyor. Benim için geçen seçim akşamı Muharrem İnce defteri kapanmıştır. ‘O akşam benden talimat bekleyin’ deyip seçim stratejisi geliştirip o akşam kaybolursanız, size güvenmezler.
‘ERDOĞAN KUTUPLAŞTIRMA KONUSUNDA MAHİR’
AK Parti daima toplumu kutuplaştırdı. Karşısında ittifakları bölmek konusunda Tayyip Erdoğan uzman siyasetçisi. 2018’den bu yana kimyasını bozan şey, halkta oluşan ittifakı bölemedi. Bugün halkın içinde oluşmuş çok önemli bir şey var. Bence krize halk müdahale etti. Tayyip Erdoğan kutuplaşmanın kendisine yaradığını düşünüyor. Her seferinde buna ait düşmanlaştırıcı bir şey kullanıyor. Bir kezinde şunu söyledi, hiç unutmam, ‘ağır terörist’ dedi. Karşısındaki herkes terörist üzere. Hala Türkiye’de geçmiş siyasetin kodları orada belirleyici. Bir genç, bir Kürt, bir Alevi, bir işçi oraya baktıklarında kendilerini görmüyorlar. Orada da siyaset daha çok Ankara kulislerine sıkışmış durumda. Altılı Masa’da güya siyaset masaya hapsedilmiş durumda. Bütün partiler iki kutupta da yalnızca seçmen gözüyle bakıyorlar. Bize oy ver, alkışla, dayanakla, meskeninde otur. Sera’nın mükemmel tespiti; Türkiye’de siyaset, yaşlı, varlıklı erkekler kulübü. Türkiye’de parlamentoya dönün neredeyse hepsi erkek. Türkiye en çok neyiyle övünüyor? Genç nüfusa sahibiz.
‘EN BAŞA YAZILMASI GEREKEN ŞEY HALKIN ÇIKARLARI”
Türkiye’nin yüzde 99’u işçi, parlamentoya bakıyorsanız, neredeyse yoklar. Bir maden personelinin, tarladaki köylünün, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci niçin Meclis’te temsil edilmesini kimse düşünmüyor? Hatay’da parti toplantısı yaptık. Herkes adaylık için şu kadar para vs. diyorlar. Biz dedik ki, ‘Bizden aday olacak olan bir besin kolisi, bir hijyen kolisi alıp sarsıntı bölgesine gönderin’ dedik. Biz milletvekili aday listemizi genel merkezde hazırlamayacağız dedik. Örgütlü çaba dedik. İşyerinde sendikal gayrete katılmış mı, haksızlıklara karşı durmuş mu? Şayet öyleyse hiç tartışmasız onu aday yapın, dedik. Bizi maçımızdan en başa yazılması gereken şey halkın çıkarlarıdır. Barış ve ben birinci vekil seçildiğimizde şunu yaptık. Her hafta halkla konuşuyoruz, Meclis’te ne olduğunu anlatıyoruz. Konuşmalarımız çok beğeniliyor, niçin biliyor musunuz; onların söylediğini söylüyoruz. Çanakkale için hayalimiz. Orada Kaz Dağları Dayanışması diye bir örgütlenme gelişmiş.
‘SOKAKTA ATMOSFER ÇOK GÜÇLÜ’
Kanada’dan bir şirket gelip orayı yağmalıyordu. Hepimiz uyuyorduk. Orada çaba edildi ve o şirket oradan defedildi. Bütün ülkeyi kurtardılar. Şayet biz oradan bir arkadaşımızı milletvekili seçtirebilirsek. Bayan kooperatifinden, emekçi sendikasından aday olursa. Biz halkın örgütlülüğünü teminat haline getireceğimizi düşünüyoruz. Bir kriz olduğunu hissediyorduk. Bu kadar sert çıkışla, neredeyse dağılma noktasına geleceğini beklemiyorduk. Birinci anda şaşırdım. Birinci reaksiyonlarını görünce şayet vazgeçmelerse ağır mağlubiyet yaşayacaklarını hissettim ve geri dönüşün olacağını düşündüm. Beni orada heyecanlandıran şey, halk devreye girdi. En alışıldık siyaset üslubunu sürdüren partiler bile halk bir anda ayağa kalkınca hizaya getiriyor. Biz bu heyecanı tutmak zorundayız. Şu anda benim gördüğüm sokaktaki atmosfer çok güçlü. Dün Hatay’daydım. Havaalanında bakışları görüyorum. Evvelce selam verirken çekinirlerdi. O atmosfer değişmiş.
‘İSTANBUL MUKAVELESİ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR’
Henüz karar vermedik, dayanak verebiliriz dedik. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda müttefiklerimizle de bunu konuşacağız. Başından bu yana tek aday demişiz. Millet İttifakı’nın geçen seçimde 3 adayı vardı. Teke inmiş artık, olumlu gelişme. Kılıçdaroğlu’nun kendisinin tüm muhalefetin adayı haline kendini görüp isteyecek mi, istemeyecek mi? Sendikalar, bayan örgütleri, gençlik, etraf örgütleri ile görüşmeden ‘Ben hepinizin adayıyım’ demek yakışık almaz. AK Parti devleti mahvetti. Bütün sistemleri çöktü, parti devleti haline dönüştü. Altılı Masa devleti rayına oturtma masası. AK Parti bir de toplumu mahvetti. Biz şayet Millet İttifakı iktidarı olursa, muhalefet nasıl yapılır göstermek için varız. Âlâ şeyler mi yaptılar, destekleriz. Mesela bayanlar, bu iktidara karşı en kararlı çabayı verdiler. İstanbul Mukavelesi ortaya çıktı. Altılı Masa’daki kimi partiler buna karşılar ya da tereddütlüler. Bizim açımızdan bu kırmızı çizgi. Bu hususta adım attıklarında gerilerinde duracağız.
‘EĞİTİM, SIHHAT, SATIN ALINABİLİR BİR ŞEY OLUR MU?’
Kemal Beyefendi, parayı geri alacağız diyor. Aldığı parayı nerede kullanacak? Halk için attığı her adımı destekleyeceğiz. Halka karşı bir teşebbüsleri olursa bunun hesabını soracağız. İşçinin, fakirin, halkın direkt temsil edilmesini hedefliyoruz. TİP Türkiye’nin kırmızı çizgisi olacak. Biz eğitimin alınıp, satılabilir bir şey olmasına karşıyız. İki çocuk, tıpkı zeka düzeyine sahip. Birisinin annesinin, babasının parası var diye uygun okullarda okuyacak, başkasının parası yok diye AK Parti İmam-Hatip’e mahkum etti. Sıhhat alınıp, satılabilir bir şey mi? Biz bu açılardan net çizgilere gereksinim olduğunu düşünüyoruz. Enkazdan çıkan bayanın ‘Beni özel hastaneye götürmeyin, param yok’ diyordu.
‘CUMHURİYET NASIL İKTİDARA TESLİM OLDU?’
Ne oldu da 80 yıllık cumhuriyet geldi geldi AK Parti üzere iktidara teslim oldu? Bizim cevabımız var. Diyoruz ki, 80 yıl boyunca solu yok etme temelli siyaset izlediniz. Sol düşmanlığı vardı. Ülkede gerici, ırkçı fikirler devlet tarafından desteklenerek büyütüldü ve sol ezildi. Halk kendisini siyasette temsil edemedi. 1960’lı yıllarda gayretin çok değerli sonucu oldu.12 Mart, 12 Eylül’de faşist cunta çöktü. Sonra Özal, Çiller geldi. En son Tayyip Erdoğan geldi. 40 yılın sonunda Tansu Çiller ‘Son komünist devleti bitirdik’ dedi. Çalışanların görece haklara sahip olduğunu ortadan kaldırıyoruz demektir bu. Artık yapmamız gereken en solu güçlendirmek. Sol 70’lerde mahallelerde güçsüz değildi. 12 Eylül’de bizi zindana atıp, yok edip, tarikatların, ırkçı örgütlenmelere yol açıldığı için o mahalleler teslim edildi.
’65 MİLYON İNSAN YOKSULLUK SONUNUN ALTINDA’
Öğrenciler yurt istiyor. Devlet ne kadar fakir çocuk varsa tarikat yurtlarına yönlendiriyor. Bu isteyerek yaptığı bir şey. Bunu ortadan kaldırdığımız anda Türkiye’de sol yerine oturur. Neden beşerler TİP’in telaffuzlarına kulak kabartır hale geldiler. Türkiye bunu arıyor zira. Yapılması gereken en alttaki en fakirleri üste çıkarabilmek. İktidar doruktaki en zengini servet sahibi yapıyor. 65 milyon insan, hane başı yoksulluk sonunun altında yaşıyor. Geriye kalan 15 milyon beşere ‘halinize şükredin’ diyor. Beyaz yakalı beşerler köle üzere çalıştırıyorlar. Kendilerine vadedilen bir şey var; yoksulluk hududunun üstünde bir hayat.
‘ERDOĞAN TARİHİNİN EN AĞIR MAĞLUBİYETİNİ ALACAK’
Sokakta Kürtler ve Türkler de daha fazla bir ortada yaşama isteği var. Alevi Sünni sıkıntısında tıpkı şeyi görüyorum. Toplumsal cinsiyet konusu da değişti. Siyasetçiler korkak davranıyor. Ben Kemal Bey’in gözü pek olması gerektiğini düşünüyorum. Şişe boğazı üzere bir yerdeyiz. Buradan çıkacağız. Tayyip Erdoğan tarihin en ağır hezimetini yaşayacak. Zira korkan beşerler mührü eline alınca gerekeni yapacak.
‘KEMAL BEY’İN YAKLAŞIMI BİZİ ŞAD ETTİ’
Kızılay’ın büyük skandalını arkadaşlarımız protesto etti. İstanbul vilayet örgütü binamıza polis saldırdı. Kızılay’ı protesto ediyor arkadaşlar. Adam orada çadır satmış. Bizim arkadaşlarımız bunu kitlesel halde söyleyince taarruza uğramış. Kemal Bey’le bunu konuştuk. Birinci kez taarruza uğramadık. Kemal Bey’in o yaklaşım bizi keyifli etti. Kendisine de teşekkür ettik. İlla bizim partimizi, Emek Özgürlük İttifakı’nı ziyaret etmesi kıymetli değil natürel.
‘İTTİFAKIMIZ SOKAKTA, ÇABANIN İÇİNDE KURULDU’
20 yıldır bu iktidara karşı olan toplumsal uğraşların tıpkı vakitte siyasette temsil edilmesi gerekiyor. Bayan hareketi, gençlik, personel hareketi siyasette hak ettiği yerde değil. Bizim ittifak sokakta, uğraşın içinde kurulmuş bir ittifak. Yeni bir yol açmaya çalışacağız, üçüncü bir yol arayışımız var bizim. Cumhurbaşkanı sistemini değiştirmek istiyorsak, AK Parti ve MHP’nin 340’ın altına inmesi lazım. Orada belirleyici olan, şayet Emek ve Özgürlük İttifakı geniş kısımların takviyesini alıp parlamentoya girebilirse.
‘DÜŞMANLAŞTIRAN KAYBEDER, KAYBEDECEK’
HDP’nin Türkiye açısından baht olduğunu düşünüyorum. 6,5 insanın oyunu almış. Bu beşerler 100 yıl evvel de yaşıyorlardı, 100 yıl sonra da yaşayacaklar. Bu ülkede yaşayan her birimiz ‘Ben bu ülkenin eşit yurttaşıyım’ diye hissedebilmeli. İktidar o kadar çaresizleşmiş ki, HÜDA PAR ve Tekrar Refah Partisi. Bayana dönük şiddeti engellemeyi amaçlayan bir sürü şeyi iptal etmeye çalışıyor. LGBT’yi düşmanlaştırmaya çalıştı. Açık söyleyelim, Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması nedeniyle cumhurbaşkanı adayı olup olmadığını tartıştırmaya çalıştı. Bunun karşılığını yurttaş verecek. Ben bu topraklara güveniyorum. Bu topraklarda kardeşlik hukuku daha kuvvetlidir. Düşmanlaştırmanın vakit zaman saman alevi üzere parladığı lakin nihayet birlikte yaşamanın yolunu bulduk biz. Düşmanlaştıran kaybeder, düşmanlaştıran kaybedecek.
‘ASLINDA TÜRKİYE’NİN ÇOĞUNLUĞUNUN YÜREĞİ SOLDA’
Memlekette solculuğun ne olduğunu sol düşmanlarından dinledi. Beşerler kendisinin solcu olabileceğini birinci kez fark etti. İktidarlar sol denince din düşmanlığını anlattılar. Aslında Türkiye’nin büyük çoğunluğunun yüreği soldadır. Artık yeni fark ediyor. Radikal milliyetçi fikirlere sahip personellerin sendikal örgütlenmelerine gidiyorum. Bakıyorlar, anlamaya çalışıyorlar. Rastgele bir personel, işyerinde hak gayretine girdiğinde bir tane sağcı parti gitmiş mi? Bütün sosyalistler için garanti veriyorum, haksızlığa uğrayan kim varsa? Günün 24 saati nereden ulaşırsanız, gelir sizin için bir şey yapar. İstisnası yoktur. Yüzde 10 baraj sistemiyle her şeyi yapan sosyalistler, seçimde yurttaşa bir şey sunamıyorduk. Artık birinci sefer seçenek hale geldi.
‘KEREM KINIK, 15 MAYIS SABAHI KAÇMA KARDEŞİM’
İktidar o denli baskı ortamı oluşturdu ki, bu bir kaygı yaratıyor. İktidar zayıf olduğu için baskıyı arttırıyor. Adım kadar eminim, iktidar şu anda azınlıktır bu ülkede. TİP onların oyuna değer veriyor. Türkiye’nin 87 bölgenin hepsinde seçime girmeyeceğiz. Hakikaten verdikleri oya parlamentoda mana katabildiğimiz yerlerde seçime gireceğiz. Bizim maksadımız parlamentoda yalnızca TİP’i büyütmek değil. Evvel memleketin çıkarı. Cumhur İttifakı’nın oyunu azaltmak için nerede seçime girmem gerekiyorsa orada gireceğim. Şayet muhalefet çok büyük kusur yapmazsa, bu sorun açık farkla bitecek. Sizin programınızda meydan okuyorum; 20 yıldır ölesiye dövüştüğüm bir iktidar var. Bir gün yurt dışına çıkmayı düşünmedim. Bak Kerem Kınık, 15 Mayıs sabahı kaçma kardeşim. Uyanık olanlar kaçacaklar. Madem güveniyorsunuz kendinize, 15 Mayıs uçuşlarını iptal edelim.” (HABER MERKEZİ)