İYİ Parti Küme Başkanvekili Erhan Usta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faizin en büyük düşmanı biziz” kelamına karşılık vererek, “Sayın Erdoğan, ‘Faize en büyük düşman biziz’ demiş. Zannediyorum lisanı sürçmüş. Zira Sayın Erdoğan, siz, faizin de faizcinin de bankaların da en büyük dostusunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birinci kere sizin devrinizde iç borçlarda devletin faiz yükü, yani faiz ödemesi anapara ödemesini geçti. Bunun manası nedir biliyor musunuz? Bunun manası, devletin iflas etmesidir. Devletin tefecinin eline düşmesidir” dedi. Erhan Usta, toplumsal medya hesabında bugün yaptığı görüntülü açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faizin en büyük düşmanı biziz” kelamına karşılık verdi. Usta, şunları söyledi:
Sn. @RTErdogan, faizin en büyük düşmanı benim demiş. Sanırım dili sürçmüş.
Bakın nasıl!👇🏻 pic.twitter.com/1Tzsdxb0DF
— Erhan Usta (@55erhanusta) July 16, 2022
‘Bu hem vatandaşa hem de Hazine’ye kurulmuş en büyük kumpas’
“Sayın Erdoğan, ‘Faize en büyük düşman biziz’ demiş. Zannediyorum lisanı sürçmüş. Zira Sayın Erdoğan, siz, faizin de faizcinin de bankaların da en büyük dostusunuz. Bakın, ben bunu size sayılarla anlatayım. Bankaların nisan ayındaki tam bir aylık kârı 35 milyar TL oldu. Yani geçen yıla nazaran yüzde 707 arttı. Ocak-nisan ayları ortasındaki 4 aylık kârı ise 98 milyar lira oldu. Geçen yıl bu 4 aylık kârı ise yalnızca 21 milyar liraydı. Münasebetiyle bankalar sizin devrinizde ihya oldu. Kur muhafazalı mevduat diye bir şey icat ettiniz. Yüzde 17 ile bankalar, aldığı mevduatı yüzde 40-50 ile vatandaşa veriyor, yüzde 25-26 ile Hazine’ye satıyor. Siz, Hazine’ye kumpas kurdunuz. Siyaset faizini yüzde 14’e düşürdünüz. Şu anda bankalar yüzde 14’le Merkez Bankası’ndan borçlanıyor, birebir parayı yüzde 25-26 ile götürüyor, Hazine’ye satıyor. Götürüyor, yüzde 40-50 ile vatandaşa satıyor. Bu hem vatandaşa hem de Hazine’ye kurulmuş en büyük kumpastır. Güya yurt içinde faiz geliri elde edenlerin geliri azmış üzere ekmekten, sudan vergi alıyorsunuz, faiz geliri elde edenlerden bir kuruş vergi almıyorsunuz. Geçmişte faiz geliri elde edenlerden vergi alınırdı. Artık siz, bu vergiyi de sıfırladınız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birinci kez sizin devrinizde iç borçlarda devletin faiz yükü, yani faiz ödemesi anapara ödemesini geçti. Bunun manası nedir biliyor musunuz? Bunun manası, devletin iflas etmesidir. Devletin tefecinin eline düşmesidir. ‘Faizi düşürdük’ diyorsunuz, ‘Faiz düşmanıyız’ diyorsunuz, ama devletin alacağı olunca milletten yüksek faiz almasını biliyorsunuz. Çiftçi, bugün faiz altında eziliyor. Esnaf, bugün faiz altında eziliyor. Öğrenciler dahi bugün faiz altında eziliyor. Tahsil kredisi alan bir üniversite öğrencisi, 32 bin lira tahsil kredisi alan bir üniversite öğrencisi, 68 bin lira faiz ödemek durumunda kalıyor ve aldığı 32 bin lira para karşılığında da tam 100 bin lira ödemek zorunda kalıyor. Siz, nasıl faiz düşmanısınız? Yalnızca yurt içindeki faizcilerin yüzünü güldürmediniz, yurt dışındaki faizcilerin de yüzünü güldürdünüz. Sizin devrinizde yıllık Türkiye, yurt dışına 15 ila 20 milyar dolar ortasında faiz ödüyor.”