Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neyzen Niyazi Sayın’ı ziyaret etti. Ziyarete ilişkin fotoğraflar toplumsal medyadan paylaşıldı.
Ziyarete Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da eşlik etti.
Ziyarete ilişkin fotoğraflar “Erdoğan Dijital” medyadan servis edildi.
İşte o fotoğraflar:
NİYAZİ SAYIN KİMDİR
Niyazi Sayın, 1927 İstanbul Üsküdar doğumlu Türk neyzen, ebru sanatkarı ve fotoğrafçı. Sanat Musıkisinin ney üstatlarından Mesut Cemil Beyefendi ve İstanbul ekolünün temsilcisidir.
Babası Resneli, annesi Manastırlı olan Niyazi Sayın, Üsküdar’ın Doğancılar (Türbe) semtinde ahşap bir konutta doğar. Üç kardeşin en ufağıdır. Birinci ve orta mektebi Üsküdar Paşakapı’da, liseyi Haydarpaşa ve Beyoğlu’nda okur. İkinci Cihan Harbi sebebiyle tahsilini yarıda kesmesiyle birlikte, askerliğini eğitim alayında yaparken İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’na yazılacaktır.
Müzikle ise çok daha erken bir periyottan beri, aileden gelme musıki birikimi sayesinde aşinadır, babası çocuklarına borulu gramofonun başında hayran olduğu Tamburi Cemil Beyin taksimleri dinletir. Sanat Musıkisinin yanında tutkuyla Klasik Batı Müziği yapıtları dinler, Bach onun için ehemmiyet kazanır. Haydarpaşa Lisesi’nde öğrenciliği sırasında çok âlâ ağız armonikası çalmaktadır. Tıpkı devirde Fenerbahçe genç ekip seçmelerini ön sırada kazanmış ve bir mühlet bu ekipte futbol oynamıştır.
1947 yılında, semtlerinin mescidinde okunan bir ikindi ezanını, kimin okuduğunu öğrenmek için cami kapısına giden Niyazi Sayın, burada müstakbel hocası Mustafa Düzgünman ile tanışır, daveti üzerine Düzgünman’ın konutundaki dinî eser meşklerine iştirak etmeye başlar ve tasavvufla tanışır.
4 Mart 1948’de, ney sazına olan ve kendince dahi kaynağı bilinmez tutkusu, onu Üsküdar Musıki Cemiyeti neyzenlerinden Emin Beyefendiyle birlikte Bayezit Çadırcılar’da ney imalcisi Osman Dede’ye götürür, on lira mukabilinde bir sipürde ney alırlar.
İlk iki derslerini Yenikapı Mevlevîhânesi Piri Abdülbaki Dede’nin oğlu Neyzen Gavsi Baykara’dan alır. Bu günlerde karşılaştığı Hezarfen Hattat Necmeddin Okyay, Neyzen Niyazi Sayın’ı alır, Fotoğraf Heykel Müzesi Müdürü ve Hoş Sanatlar Akademisi fotoğraf hocası Neyzen Halil Dikmen’e götürür, Niyazi Sayın’ı teslim eder. Kendileri Neyzen Emin Dede’nin talebesidir.
Böylece İstanbul Hoş Sanatlar Akademesi’nin büyük hocalarından birisinin talebesi olur. Birinci dersini 21 Ocak 1949’da alır, her Perşembe günü on beş yıl boyunca hocasıyla ney ve ahlâk derslerine devam eder.
Diğer hocası Mustafa Düzgünman’dan ilâhîlerin yanı sıra; ebru, cilt üretimi ve fotoğrafçılık öğrenir; tespih üretimine ilgisi başlar. Bilâhare tespihe olan merakı münasebetiyle altı ay kadar bir süre Edirnekapı’ya, Galip Ustanın yanına tespih yapmasını öğrenmeye masraf.
Hocası Neyzen Halil Dikmen’den neyin yanında fotoğraf dersleri almaya başlar. Bu günler içerisinde hocasının teşvikiyle İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’nda da derslere devam eder. 1950 yıllarına gelindiğinde, Üsküdar Musıki Cemiyeti ve Neyzen Süleyman Erguner (Dede) ile İstanbul Radyosu’nda saz yapıtları icra etmektedirler.
Yapmış olduğu sololar sonucunda, Dr. Nevzat Atlığ Beyin arzularıyle 1954 yılında İstanbul Radyosu Müzik Yayınları’nda görev alır, başlı başına bir ekol kararındaki TRT Radyosu muhitinde feyz ve deneyim kazanır. Bu vazifesini 1956’ya kadar sürdürür. TRT Radyosunun müzik neşriyatına da iştirak eder.
1956-69 yılları ortasında Münir Nurettin Selçuk’un arzusuyle İstanbul Belediyesi Konservatuvarı icra heyetinde görev alır. Bu misyonun akabinde o devranda yeni kurulan İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı’nda Öğretim Vazifelisi ve Nefesli Sazlar Ana Bilim Kolu Lideri sıfatıyle çalışır, 2005’te hala bu misyondadır. 1980’de ABD’nin Seatle Üniversitesinde bir yıl boyunca dostu Tamburi Necdet Yaşar ile birlikte Türk Musıkisi dersleri verirler, bu devirde Seattle Public’te iki de ebru standı açar. Birebir ikili, başta İngiltere, Almanya ve Fransa olmak üzere birçok yabancı ülkede Türk Musıkisi konserleri verirler.