AKP Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Ulusal Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 8’inci Devir Müşterek Komuta Kurmay Eğitimi, 4’üncü Devir Komuta ve Kurmay Eğitimi, 10’uncu Periyot Karargâh Subaylığı Eğitimi Mezuniyet Töreni’ne katıldı.
Açıklamasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini kıymetlendiren Erdoğan, TSK için yetiştirilmesi gereken nitelikli işçi hakkında ise “Bu yeni devirde yalnızca sistemi yenilemekle kalmadık. Her alanda iyileştirmeler yaptık. Vesayetçilerin, FETÖ’cülerin kapalı devre sistem haline dönüştürdükleri TSK’yı tüm evlatlarımızın erişimine açtık” dedi.
“TSK, GERÇEK MANADA MİLLETİN ORDUSU HALİNE GELDİ”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu halde:
“Üniversitemizin 8’inci Devir Müşterek Komuta Kurmay Eğitimi, 4’üncü Devir Komuta ve Kurmay Eğitimi 10’uncu Periyot Karargah Subaylığı kursunu muvaffakiyetle tamamlayanları tebrik ediyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri’miz dünyanın sayılı ordularının başında gelmektedir.
Kahraman ordumuz işçi eksiğine karşın hudut ötesi harekatlarıyla dimdik ayakta durduğunu herkese ispatlamıştır. Üniversitemizin binalarından, eğitim öğretim kurallarına kadar her alanda iyileştirmeler yaptık. Evvel vesayetçilerin akabinde FETÖ’cülerin kapalı devre haline dönüştürdükleri TSK’nın sistemlerini tüm evlatların buyruğuna açtık. Gerçek manada milletin ordusu haline gelmiştir.
Tıpkı öbür ulusal savunma atılımlarımızın önünün sinsice kesilmesi üzere ıslahat gereksinimi da daima sabote edilmiştir. Ulusal Savunma Üniversitesini kurup yeni öğretim sistemine geçmemizin akabinde da sabotaj devam etmiştir. Bunun da elbette eksikleri olabilir, değerli olan yapan bir yaklaşımla bu tekliflerin ortaya konmasıdır. Sistemi çökertip eskisinin de gerisine düşürme çabalarını bu kapsamda görmüyoruz. Türkiye’nin gereksinimi ileriye hakikat adımlar atmaktır.
1800’lü yıllar boyunca modül kesim kopartılan vatanda topraklarını 1900’lerle birlikte büsbütün zaptetmek isteyenlere Çanakkale’de unutamayacakları ders vermiştik. Anadolu’dan ulusal gayret ile kovup binlerce yıllık tarihimize yeni bir sayfa açmıştık. Milletimizin dayanağıyla başlatılan her demokrasi atağımızın önü bir formda kesildi. Tek parti faşizmi ile darbelerle, ekonomik istikrarsızlıkla, toplumsal çatışma çıkarma uğraşlarıyla, terör örgütleriyle bizim başımızı yerden kaldırmamamız için çok çalıştılar. Bu tablodan mazisi birçok şanla dolu ordumuz da nasibini almıştır. Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar ordusunun gerçek durumunu görme imkanı bulamamıştır. Kısa müddet evvel Efes tatbikatı gerçekleştirdik. Dünyadan 39 ülke, başta ABD katıldılar. Başarılı bir tatbikatla dünyaya pek hoş ders verdik. Türkiye küllerinden kalkan bir millet olarak yine her an her yerde, her türlü zafere hazırdır. Bunu Azerbaycan’da Karabağ’da gösterdik, Libya’da gösterdik. Yeniden göstermeye hazırız.
Türkiye terörle çabada hakkı teslim edilmesi gereken bir ülkedir. Biz bu gayretimizi sıfırı tüketene kadar yürüteceğiz. Geniş bir alandaki operasyonlar dahi, gereksinimimiz olan dönüşümün hayata geçirilmesine tam manasıyla yetmemiştir. Savunma endüstrimize özel bir yer verdik.
İçeride maruz kaldığımız engellemelerinin sebebini çözmekte zorlanıyorduk. Uğraşların ardındaki silüetin aslında tıpkı olduğunu vakit bize gösterdi. Emniyet, yargı darbe teşebbüsü, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ordudan kaynaklanan engelleme uğraşlarının sebebi ortaya çıktı. Yakın tarihimizin en büyük tasfiyesi, bir manada ülkemizin önündeki mayınları, dikenleri de temizlemiştir. Türkiye hudut ötesi harekatlarından, bölgesel gelişmelerde oyun kurucu pozisyonunu güçlendirmesine kadar kıymetli muvaffakiyetlerini gerçekleştirmiştir.”
“RİYAKARLIK EMARESİ GÖRÜRSEK EN BAŞTAKİ TUTUMUMUZA DÖNERİZ”
“Üyelik için başvuran ülkelerin koşullarımızı kabul etmeleri birinci adımdı, son iki ülke üye olmamıştır. Üyelik davetine tabi olmuştur. Kuralları yerine getirirlerse biz de üzerimize düşen vazifesi yaparız. Bu taahhütlerin hayata geçirildiğini görme vaktidir. Bu mevzuda bir oyalama ya da riyakarlık emaresi görürsek en baştaki halimize döneriz. Biz herkese karşı açık yürekliyiz, sözlerimizin ardındayız, birebir hali muhataplarımızdan beklemek hakkımız.”