Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Jandarma ve Kıyı Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’nde konuştu.
Erdoğan konuşmasında, “Komşularımıza sırtımızı dönemeyiz. ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ diyenler ülkemizin kötülüğünü istiyor. Yabancı basına ülkemizi şikâyet edenlere yalnızca acıyoruz. İHA’mızı, SİHA’mızı Akıncı’mızı da yapacağız, savaş uçaklarımızı, helikopterlerimizi de yapmaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Erdoğan ayrıyeten, “Kimse Yunanistan’da 101-15 Amerika üssü var diye eleştirmiyor. Ancak en ufak ses çıktığı vakit Türkiye Yunanistan’ı tehdit ediyor, buyurun. Şayet bize yan bakan olduğu vakit yan bakana kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız” dedi…
Erdoğan’ın konuşmasında satır başları şöyle:
İMANIYLA İTİKADIYLA BİR KUŞAK YETİŞECEK: “Bugün 3 bin 700 evladımızı misyon yerlerine göndermenin heyecanını yaşıyoruz. Şu gördüğünüz akademinin her istikametten fiziki yer olarak inanıyorum ki, herhalde dünyada çok çok nadide ülkede tahminen gibisi var. Burası farklı, bu fiziki yere sahip olan bu türlü bir akademi yok ve buradan da işte yapıtları görüyorsunuz, bu halde dipdiri, imanıyla, itikadıyla bir jenerasyon yetişecek. Kumandanlar ordusu yetişecek. Onlar da ne Gabar’da, ne Cudi’de, ne Tendürek, ne Besler Deresi’nde bugüne kadar nasıl terörist bırakmadıysalar, bundan sonra da bırakmayacaklar.
HER OLAY BİZİ DİREKT ETKİLEMEKTEDİR: Yangın mı var jandarmamız orada, sel felaketi mi var oradalar. İşte onlar bizim polisimiz idi, jandarmamız idi ve hepsi her türlü fedakarlığı ortaya koydular, feda-i can ettiler ve gözü yaşlı anneleri, babaları kurtardılar. Her gün şahit olduğumuz hadiseler bize şu gerçeği hatırlatmaktadır, Türkiye üç kıtanın kesişme noktasında yer alan stratejik pozisyonu olağanüstü yüksek coğrafik bir pozisyona sahiptir. Geniş bir bölgede yaşanan her olay bizi direkt etkilemektedir. Afganistan’da 40 yıldır devam eden iç karışıklıkların, Libya’daki kardeş hengamesini, Yemen’de tahlile kavuşturulamayan çatışmalar, Suriye’de 11 yıldır devam eden zulüm ve taarruzların, Balkanlar’da tekrar alevlenmeye başlayan tansiyonların, Afrika’da her yıl yüz binlerce cana mal olan açlığın, Kafkasya’da fitne teşebbüsleri, negatif yansımaları en fazla hisseden ülke hiç elbet ülkemiz, vatanımız Türkiye’dir.
TÜRKİYE’NİN SURİYE’DE NE İŞİ VAR DİYORSA..: Batılılar üzere ‘bana ne oburlarının acısı, göz yaşından’ diyemeyiz. Biz tarihiyle, kültürüyle, bedelleriyle nam salmış büyük bir devletiz. Vicdanı, merhametiyle temayüz etmiş büyük bir milletin evlatlarıyız. Zorluklara aldırmadan gereği neyse onu yapmak, mazlum ve mağdura kucak açmak vicdani misyonumuzdur. Lisanı, kültürü, kökeni, meşrebi ne olursa olsun bu bölgenin tüm halkları birbirlerinin kardeşleri, akrabalarıdır. Birinin yaşadığı acıya başkasının kayıtsız kalması, bu kadim kardeşlik ve akrabalık hukukuna terstir. Filistin, Suriye, Irak’ta öbür dost ve kardeş halklarla bağımızı eleştirenler, Türkiye’nin tarihi ve beşerî derinliğinden de bihaber olan gafillerdir. Şayet birisi zerre kadar tarihi bilgisi olup da hâlâ ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ diyorsa emin olun ülkemizin kötülüğünü istiyordur. ‘Irak’la niçin yakından ilgileniyoruz’ diye soran kimse Türkiye’nin kötülüğünü düşünüyordur. Yunanistan’a yapılan askeri yığınağı gördüğü halde hala savunma sanayine niçin yatırım yapıyorsunuz diyen varsa stratejik bakış açığını kaybetmiş demektir.
TÜRKİYE’Yİ ŞİKÂYET EDENLERE ACIYORUZ: On bin kilometre öteden ülkeme ve ülkemde teröristlere tırlarla şayet mühimmat getiriyorsa, şayet buraya bütün araç, gereç getiriyorsa ve onlarla hudut ötesi bize operasyon yapıyorlarsa, onlara da biz gereken karşılığı hudut ötesinde yaptığımız mutabakatla, hudut çizgisinin 30 kilometre ötesine kadar gereken yanıtını veriyor, bundan rahatsız oluyorlarsa hiç kusura bakmasınlar, onlar rahatsız olacak biz de yolumuza devam edeceğiz. Elbette gün gelecek tarih bunları yargılayacak, kararını verecektir. Yabancı basına Türkiye’yi savunma endüstrini şikâyet edenlere yalnızca acıyoruz. İHA’larımızı, SİHA’larımızı, Akıncılar’ı da, savaş uçaklarını, helikopterimizi de yapmaya devam edeceğiz. Bugün de onları kendi hırsları, sığ hesaplarıyla baş başa bırakıp, işimize bakıyoruz. Kimse Yunanistan’da 101-15 Amerika üssü var diye eleştirmiyor. Ancak en ufak ses çıktığı vakit Türkiye Yunanistan’ı tehdit ediyor, buyurun. Şayet bize yan bakan olduğu vakit yan bakana kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız.
AMACIMIZ YAKIN KOMŞULARIMIZDAN BAŞLAYARAK BARIŞ TESİS ETMEK: Hiçbir ülkeye hasımlık beslemiyoruz. Her ülke, toplumla mümkün olan en ileri, güzel, samimi bağlantıları kurmak, geliştirmek istiyoruz. Hedefimiz yakın komşularımızdan başlayarak etrafımızda barış ve iş birliği jenerasyonu tesis etmektir. Şuurlu olarak bölgemize giydirilen kardeş arbedesi ve mecnun gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız. Kimi mevzularda uyuşmazlık yaşadığımız ülkelerle bağlarımızı kazan kazan, karşılıklı hürmet temelinde yine rayına oturttuk. Türkiye’nin arabuluculuk rolünü Rusya-Ukrayna savaşında çok daha güçlü formda öne çıkardık. Türkiye’yi kelam ve tesir sahibi yaptık, stratejik pozisyona yükselttik. Çatışmaların, istikrarsızlığın eksik olmadığı bölgede Türkiye diplomatik, ekonomik, askeri başarılarıyla göz doldurmaktadır. Artık nerede bir terörist varsa kaynağında etkisiz hale getiriyoruz.
TOPTAN İMHA YERİNE KUYUMCU TİTİZLİĞİ: Türkiye’nin operasyon derinliğini Suriye’den Irak’a kadar uzattık. Bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indiriyoruz. Toptan imha yerine adeta bir kuyumcu titizliğinde, kılı kırk yaran hassasiyetle yürütüyoruz. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, istihbaratçımız, güvenlik korucumuz tam bir uyum içinde terör örgütlerine nefes aldırmıyor. Bir periyot teröristlerin cirit attığı dağlarda artık vatandaşlarımız aileleriyle birlikte piknik yapmanın huzurunu yaşıyor. Teröristlerin akınlarından ötürü yatırım alamayan bölgelerimiz turizmden endüstriye her alanda dorukları zorluyor. Türkiye hata örgütleri, sistemsiz göçle uğraşında muvaffakiyet çıtasını daima üst taşıyor. Kıyı güvenliğimizin inanılmaz gayretleriyle Ege’de ölümlerin önüne geçtik. Vefata terk edilen 41 bin insanın hayatını biz kurtardık.
TAVİZSİZ DURUŞ SERGİLEMENİZİ DİLİYORUM: Türkiye kendini kanunların, hukukun ve demokratik prensiplerin üstünde görenlerden çok çekmiş bir ülkedir. Bizler tıpkı vakitte demokrasi dışı prosedürlerle ulusal iradenin, siyasetin dizayn edildiği acı günler yaşadık. Hamdolsun 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz ıslahatlarla Türkiye’nin bir daha vesayet girdabına girmesine müsaade etmedik. 15 Temmuz’da milletimizle verdiğimiz omuz omuza çaba sayesinde yesyeni bir sistemi inşa ettik. Sizlerden yeni devrin ruhuna uygun biçimde, insanımızın mal, can, temel hak ve hürriyetlerine el uzatanlara karşı odunsuz duruş sergilemenizi diliyorum. Vatandaşlarımıza karşı hep müşfik davranmanızı bekliyorum. En küçük zafiyet göstermeden sorumluluklarınızı yerine getireceğinize inanıyorum. Sizlere güveniyorum ve diyorum ki, daima birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” (HABER MERKEZİ)