Günümüz teknolojik gelişmeleri ve üzerine bir de pandemi bize birçok işin aslında ofiste yapılmasının şart olmadığını öğretti. Artık, kütüphanelerimiz de, kitaplarımız da, belgelerimiz de, çalışma masamız da bir bilgisayara, tablete ya da telefona sığıyor. Hiç ‘mademki artık dijital bir ofisimiz var o halde neden bir ofise ihtiyaç var’ diye düşündünüz mü? Eğer kendi kendinize böyle sorular soruyor ve yaşamınızı sorguluyorsanız o zaman siz potansiyel bir dijital göçebesiniz.
Gökkuşağı gibi adalar
Ancak dijital göçebe olmaya karar verdiğinizde karşınıza yine vize duvarı çıkacağını unutmayın. Ya vize istemeyen ülkeler seçeceksiniz ya da dijital göçmenlere kolaylık sağlayacak ülkelere gitmeyi tercih edeceksiniz. Birçok ülke, uzaktan çalışanlara kendi ülkelerinde çalıştıkları sürece gezmeleri için Dijital Göçmenlik Vizesi imkânı tanıyor. İşte size bu vizeyi alabileceğiniz birkaç ülke seçeneği: Norveç, Almanya, Çekya, Estonya, Meksika, İzlanda, Portekiz, Gürcistan. Endonezya ise bu konuda çok yerinde bir atak yaparak dijital göçmenlik vizesi alanları 5 yıl boyunca tüm vergilerden de muaf tuttu. Yani bu vizeyi alanlar, ülkede hiçbir vergi ödemeden 5 yıl boyunca barınabilecekler.
İstatistiklere göre dijital göçebeler daha uzun süreli kalıp daha fazla para harcıyorlar. Eğer bir dijital göçmenseniz, bu konuda kapıları ardına kadar açık Endonezya’nın. Örneğin dünyaca meşhur Bali Adası’nda hem çalışıp hem de uzatılmış balayı gibi bir tatil yaşayabilirsiniz.
Yemyeşil pirinç tarlalarıyla, volkanik tepeleriyle ve tropik iklimin cömertçe yeşile bürüdüğü doğasıyla başdöndürücü bir ada Bali. Hâkim inanç Hinduizm olunca da bu kültürün bol renkli tapınaklarıyla tam bir gökkuşağı, cümbüş var.
Hint ve Pasifik okyanusları arasında, 17 binden fazla adadan oluşuyor Endonezya. Dünyanın en büyük ada ülkesi unvanına sahip. Yaklaşık 2 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük 14’üncü ülkesi. Aynı zamanda 270 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık 4’üncü ülkesi. Dünyadaki en fazla Müslümanın yaşadığı yer ayrıca.
Endonezya’nın teklifiyle 5 yıla uzatılmış ‘balayı’ gibi bir tatilde çalışabilirsiniz.
Sık sık deprem ve volkanik patlamalar yaşansa da eğer ‘Ben macerayı ve heyecanı severim’ diyen bir göçebeyseniz adresiniz Yogyakarta olmalı. Ödülü de en muhteşem manzaralarla göz ziyafeti çekecek olmanız. Ama ‘Bununla yetinmem, fotoğraflarla belgelemek isterim’ diyorsanız adada fotoğraf çekmenin ücretli olduğu bilgisini vermem gerekiyor.
Kentteki Kalibiru Ulusal Parkı çok iyi bir fotoğraf alanı. Yogyakarta bunların yanı sıra alışveriş için de çok iyi bir seçenek.
Tapınakları da görkemli
Doğal güzelliklerin yanı sıra Borobudur ve Prambanan tapınakları da oldukça göz alıcı. Her ne kadar tapınaktaki bazı taşlar yöre halkı tarafından ev inşasında kullanmak üzere sökülmüş olsa da restorasyonu 100 yıl süren tapınak UNESCO’nun Dünya Kültürel Mirası Listesi’ne girmeyi başarmış. Dünyanın en büyük tek parça tapınağı olması da diğer ilgi çekici özelliği. Cava Adası’ndaki iki hanedanlıktan biri olan Solo adıyla da anılan Surakarta Sultanlığı’nın kraliyet sarayları ve tapınakları da görülmesi gereken yerlerden. Özellikle Pura Mangkunegaran ve Kasunanan saraylarının çarpıcı mimarisi başınızı döndürecek. 1.500 ada ve adacıktan oluşan Raja Ampat ise geçen hafta bu sayfalarda detaylıca anlatılmıştı. Hatırlatayım; dünyadaki en zengin sualtı canlılığına sahip bölgesi kabul ediliyor. Eğer dalış seviyorsanız göçebe duraklarınızdan biri de burası olmalı. Endonezya’nın 5 yıl oturum kolaylığı sağlaması boşuna değil, doya doya gezecek kadar çok seçenek sunuyor…