İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında, “İETT Yeni Araçların Filoya Katılması ve İETT Garaj İşlettirme Modeli Değişim Programı Töreni” düzenledi. Kurtköy Yenişehir Mahallesi’ndeki İETT Garajı’nda düzenlenen merasim; İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Gürsel Erol ve Mahmut Tanal, Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık ile YETERLİ Parti İBB Meclis Küme Başkanvekili İbrahim Özkan’ın iştirakleriyle gerçekleştirildi. Merasimde, İmamoğlu ve İETT Genel Müdürü Alper Bilgili birer konuşma yaptı.
“İETT, 150 YILLIK KADİM BİR KURUM”
İETT’nin 150 yıllık kadim bir kurum olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “150 gün 150 proje açılış ve temel atmalar maratonumuzda, bugün, 150 yıllık tarihe sahip bir iştirakimiz için bir ortadayız. İETT, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değil, Türkiye’nin en bedelli, en esaslı kurumlarından ve markalarından biri. Temmuz ayı itibariyle, toplam 3.324 otobüs, 3 halk otobüsü ve 5.46 sürücü ile 16 milyon İstanbulluya hizmet veriyor. Alışılmış İETT, yalnızca araçlardan ve sürücülerimizden oluşmuyor. Geride çok büyük bir tertip var.
Birçok çalışanımızın, çok pahalı emekleri var. Bu kentte her gün milyonlarca vatandaşımız, İETT ile bir yerden bir yere gidebiliyor. Sayı vermek gerekirse, günde 4 milyondan fazla İstanbullu, İETT ile kent içinde seyahat ediyor. Metro sınırlarımız, deniz çizgilerimiz ve Marmaray dahil, kentimizdeki toplam 7,5 milyon kişilik günlük kitlesel ulaşımın yüzde 60’ını tek başına İETT karşılıyor. Bu sayı, Avrupa’daki kentlerin birçoklarından kat be kat büyük bir rakam” bilgilerini paylaştı.
“HİÇ Mİ ALLAH ENDİŞENİZ YOK, HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR?”
Kendilerinin de soruşturduğu, geçmiş periyotta Hollanda’dan yapılan metrobüs alımlarını hatırlatan İmamoğlu, “Bu araçlar, yerli kaynağımız yokmuş üzere Hollanda’dan alındı. Yabancı kaynaktan almaya karar verdiniz, eyvallah; tanesi 1 milyon 250 bin Euro’ya alındı. Yani bugünün parasıyla otobüsün tanesi, 23 milyon lira. Tam 23 milyon liraya metrobüs alacak bir yönetici, bunun ayrıntısına nasıl bakmaz? Bununla nasıl ilgilenmez? İnanın anlatılabilir değil, anlaşılabilir hiç değil. Bu ülkenin bu kadar güçlü olmadığını, büyük bu ülkenin en büyük belasının, meşakkatinin müsriflik olduğunu, israf olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bırakalım her şeyi bir yana, hani bunu anlatırken, konuşurken bizim toplumsal tarifimizle; ‘Hiç mi Allah endişeniz yok, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?’ diye herkes bunu sorar” sözlerini kullandı.
Söz konusu araçların İstanbul’un topoğrafyasına da uygun olmadığı için kullanılamadığını ve depolarda çürümeye bırakıldığını aktardı. Alım yapılan firmanın da faaliyetine son verdiğini kaydeden İmamoğlu, yaşananları “komedi filmi” olarak niteledi.
“Plansızlık, programsızlık, milletimizin kaynaklarını çarçur etme, şuursuzca kaynaklarımızı harcama, israf etme anlayışıdır bu” diyen İmamoğlu, “Bunları anlamak mümkün değil. En azından bizim kavramlarımız buna uygun değil. Ve bunun karşısında çaba eden bir anlayışa sahibiz. Bu çeşit uygulamaları gördükçe, şu anda ben bunları konuştukça dahi, bu kurumun bir Belediye Lideri olarak yüzüm kızarıyor. Yazıktır ve günahtır. Nitekim utanç verici bir durumdur” formunda konuştu.
“OYUNUNUN İKİNCİ PERDESİ MEĞER ANKARA’DAYMIŞ”
Mevcuttaki metrobüs filosunun büyük kısmının 10 yıllık araçlardan oluştuğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Sefer mühleti dolmuş, tabiri caizse artık hizmetini kaliteli veremeyen, istediği kapasitede çalışamayan ve sık sık arıza yapan bir envanteri kelam konusu. Genel manada metrobüs filomuzun biraz bitkin, biraz yorgun olduğunun farkındayız. Olağan bu can damarı çizgimizi yazgısına terk edemezdik. İstanbullulara mazeretler oluşturacak bir idare de değiliz. Metrobüs çizgisindeki otobüsleri yenilemek için, bilhassa büyük efor gösterdik. Çabucak yaptığımız araştırmalarla -ne hikmettir ki genelde kolay ikna edemiyoruz- ikna ederek, Meclis’ten oy birliğiyle bir borçlanma limiti çıkartarak, 300 yeni otobüsü İstanbul’umuza kazandırmak ismine heyecanla yola çıktık neredeyse iki yıl evvel. Buradan oy birliğiyle aldığımız onay oyununun ikinci perdesi meğer Ankara’daymış, Ankara’da oynanıyormuş. Ve bizim o kredimiz, Cumhurbaşkanlığından hala onay alamadı. Yani şu anda şu yüz 160’ın yanına 300 tane daha katmış olsaydık, biz şu an eskimiş envanteri tümden yenilemiş olurduk. İstanbullular pırıl pırıl, hasarsız, dertsiz otobüslerinde, ne yazık ki bizden evvelki devir ihmal edildiğinden eskimiş otobüs filosunu yenilemiş olurdu” dedi.
“ÇARESİZ Mİ KALDIK; HAYIR”
“ÜLKENİN EN BÜYÜK SORUNU, ÜLKEYİ YÖNETEN BİR KISIM İNSANLARI KUTSALLAŞTIRMA GAYRETİ”
Ülkenin sahip olduğu kaynakların Türkiye’de 86, İstanbul’da da 16 milyona ilişkin olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Ülkenin en büyük sorunu, ülkeyi yöneten bir kısım insanları kutsallaştırma uğraşı. Biz insanız ha; unutmayın. Sizin gibiyiz” diye konuştu.
“YATSIYA AZ KALDI”
İstanbul’u yatırımlarla güçlendirip, güzelleştirdiklerini belirten İmamoğlu, İETT’ye geçiş yapan sürücülere şu sözlerle seslendi:
“Bakın geçmiş yıllardan daha az arıza yapılmasına karşın, her arızayı kendi sistemlerini ve medyalarını kullanarak, sizi millete şikayet ediyorlar. Haksızlık yapıyorlar. Sayılar belirli, sayılar belirli. Sizin kurumunuzu, bizim kurumumuzu kötülüyorlar. Bunlar bir avuç insan. Bu, 150 yıllık bir kurum. Güçleri yetmez bunu kötülemeye. Ancak bunu yapıyorlar. Kısa kısa bu türlü karalamalar yapıyorlar. Tabii ki yalancının mumu nereye kadar yanar? Yatsıya kadar. Yatsıya az kaldı. Daima birlikte milletimize yeterli hizmet yapacağız. Ben de orta ara otobüslerinize bineceğim. Orta ara garajlarınıza geleceğim. Sizlerle sohbet edeceğim”