Geçen yılın kasım ayından beri söylüyorum, iktisat bilimiyle uğraşanlara anlatamıyorum…
Onlar ince eleyip sık dokuyor. Artısını eksinini, getirisini götürüsünü hesaplıyor sonuç olarak diyorlar ki:
Politika faizini siyaseten indirirsen piyasa faizi yükselir…
Politika faizini siyaseten irdirirsen Euro/dolar artar, TL paha kaybeder…
Politika faizini siyaseten irdirirsen enflasyon denetimden çıkar…
Politika faizini siyaseten irdirirsen hayat pahalılığı ülkenin başına bela olur…
Karşı çıkıyorlardı…
Soruyorum, Merkez Bankası’nın siyaset faizini 150 baz puan indirmesinin siyaset bilimiyle uzaktan yakından ilgisi var mı?
Yok…
Yoksa olan biteni artık ekonomistlere sormayın… İktisatçı İbrahim Kahveci ile uzun müddet sabah saatlerinde program yaptık. Hesap yapıyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor bir türlü tutturamıyor…
Yapılanı bir yıldır izah edemedi, hala edemiyor…
Aklı başında hiçbir ekonomist de izah edemiyor zati… Bir sefer daha altını kalın çizgilerle çizerek alınan kararların iktisat bilimiyle ilgisi yok…
Tamamen politik…
Erdoğan geçen hafta faizler daha inecek dedi, Para Heyeti üyeleri buyruk telakki etti… Erdoğan faiz yüzde 10’un altına inecek dedi; Para Şurası üyeleri sona getirdi…
Faiz kaç?
Yüzde 10,5…
Alkış….
Gerçek faiz kaç? Yüzde 30…
Yüzde 30 bile lafta. Bankalar yüzde 30’la faiz vermemek için bin bir dereden su getiriyor. Enflasyonun resmi sayıyla yüzde 85 olduğu ülkede yüzde 30 faizle kredi mi verilir?
Ekonomi bilimine aykırı!…
Ama bizim Maliye Bakanı ne diyor?
Epistemolojik kopuş yaşıyoruz diyor…İtiraf ediyor…
Eyy ekonomistler daha ne desin!…
Faiz neden siyasetin alanına girdi onu da izah edeyim…
Erdoğan’ın tutunacak kısmı kalmadı. Seçim meydanlarına çıktığı vakit söyleyecek kelamı olması lazım…
Enflasyonu tek haneye indirdim diyemez…
Refahı arttırdım diyemez…
Yoksulluğun belini kırdım diyemez…
Özgürlüklerin hududunu genişlettim diyemez…
İleri demokrasiye adım attık diyemez…
Eee ne diyecek?
Faizi tek sayıya indirdim diyecek. Sabah akşam bunu söyleyecek. Bununla övünecek.
Yerse!…