Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasında iktisat vurgusu dikkat çekerken, son periyotta yabancı para girişinin artması ve bu hususta da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin vurgu yapması dikkat çekiyor.
Tüm bunların üzerine Borsa’da rekorlar eşliğindeki yükselişler ve tabana vuran yabancı hissesinde yükseliş, Körfez ve Rusya’dan girdiği görülen ve konuşulan paralar, faiz indirimlerinin tekrar başlaması gözleri seçime döndürüyor.
Para girişinin olması iktisat idaresinin elini rahatlatıyor
Son günlerin iktisatta haraketli gündemi içinde en çok dikkat çekenler rezervlerdeki artışa ve Borsa’daki yükselişe takviye olan para girişleri. Rusya’dan Akkuyu için geldiği de söyleniyor, Körfez’den fonlardan BİST paylarına de geliyor. Resmi açıklamada yalnızca giriş olduğu belirtildi. Kaynak bilinmiyor.
Fatih Özatay yazdı: “Seçim yaklaşıyor ya” Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptıkların değinerek 6 husus sıraladı👇
Dünya’daki köşesinde Dr. Fatih Özatay şunları yazdı:
-
Ticari kredi faizi enflasyonun çok fakat çok altına kalmalı. Tüketici kredilerinde ise ne faiz oranı belirlenirse belirlensin; karışmam.
-
Belirlediğim alanların dışına ticari kredi açılırsa, maliyetine katlanılır: Daha yüksek oranda mecburî karşılık tutulur. Lakin bankalara bir güzellik yapıyorum; bu karşılıkları çok düşük faizli de olsa faiz getirisi elde edecekleri menkul değer olarak tutabilirler.
-
Aslında bu yeterlilik Hazine’ye. Böylelikle Hazine çok düşük faizle bol ölçüde borçlanabilecek.
-
Bu borçlar karşılığında elde edilecek fonlar ile seçim öncesi artırılacak kamu harcamaları rahatlıkla finanse edilecek.
-
Sadece harcama artışı mı? Değil elbette. Seçim öncesinde, kimi güç eserlerinin (doğalgaz mesela) fiyatları düşük tutulursa, bunlardan doğacak zaralar da böylelikle rahatlıkla karşılanacak.
-
Haberiniz ola, seçim yaklaşıyor.
Mahfi Eğilmez de “seçim” diyor! Enflasyondaki yükseklik ve faizde süren indirimleri inceliyor👇
Kendime Yazılar isimli blogunda Dr. Mahfi Eğilmez şunları söylüyor:
Türkiye’yi sefalet endeksi liginde en üst sıralara taşıyan birbirine bağlı iki gösterge var: Enflasyon ve faiz. Faiz, enflasyonun sonucu olduğuna nazaran Türkiye’nin bu durumdan kurtulabilmesinin yolu enflasyonu düşürmekten geçiyor. Enflasyonu düşürmek için birinci kademede faizi artırmak gerekeceğinden bir mühlet büyümenin düşük kalması ve iktisadın enflasyon ve büyüme ortasındaki çelişkiyi yaşaması kaçınılmazdır. Türk siyasetçisi ebediyen yüksek büyümeyi düşük enflasyona tercih etmiştir. O nedenle seçim öncesinde hükümetin, büyümeyi feda edip faizi artırarak enflasyonu düşürmeye yönelmesini beklemek gerçekçi görünmüyor. Bu durumda Türkiye bir müddet daha yüksek sefalet endeksiyle yaşamaya devam edecek üzere duruyor.
Hayri Kozanoğlu ise erken seçimin mümkün olmayacağını düşünenlerden! Merkez Bankası kredi kararlarının sonuncunun ‘dövize talebi ve mal stoklama eğilimini’ körükleyeceğini belirtiyor.
Birgün’deki köşe yazısında Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu şunları yazıyor:
Eğer hakikaten Körfez kaynaklı bir döviz girişi olursa, 2022 sonuna kadar 49,5 milyar doları, 2023 Nisan’ına kadar 100 milyar doları bulacak dış borç ödemelerinde tıkanma yaşanmadan seçime gidilebilecektir. Ancak enflasyonun izafi gerilediği, işsizliğin azaldığı, büyümenin sürdüğü; seçmene optimistlik aşılayan, RTE’nin inandırıcı bir iktisat başarısı kıssası yazmasına imkan tanıyan bir iklimde seçimlerin gerçekleşmesi olanaksız görünüyor.
Borsa’daki ralli için seçim yorumları artıyor!
Finansal piyasalar uzmanı İris Cibre, Halk TV’den Nuray Tarhan’a yaptığı açıklamada, yabancı hissesindeki artışı, 2022 sonu ya da 2023 başı bir seçime bağlarken, söylentilerin fiyatlandığını belirtti ve şunları söyledi:
Yabancılar Borsa İstanbul’da şirketlerin döviz bazında ucuzluğu hasebiyle, Türkiye’de de hükümetin değişmesi beklentisine oynuyor olabilir.
Prof. Dr. Şenol Babuşcu da Merkez Bankası faiz ve kredi kararlarını, kredi faizlerini aşağı çekmek ve erken seçim ihtimali olarak yorumladı
twitter.com
“Belli olmayan tek şey seçimin günü”
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın derlemesinde, gazeteci Barış Yarkadaş’ın MHP Genel Lideri Bahçeli tarafından 4 Eylül Sivas mitinginde “erken seçim” açıklaması savına değinirken, MHP’den gelen yalanlamayla birlikte AKP kulislerinden verdiği bilgiyse, seçimin 2023’te olacağı fakat aşikâr olmayan kısmın seçimin günü olduğunu belirtti.
Hükümete yakın müelliflerin seçim vurguları dikkat çekiyor. Zira vurgu üstüne basa basa seçime yönelik çalışmalar olurken, “kalan süre” üzerinden olması farklı bir vitrin oluşturuyor.
Hürriyet’te Abdülkadir Selvi’nin dün yazdığı ‘Önceden seçim aslanın ağzındaydı. Bu defa aslanın midesinde. 2023’te aslanın midesindeki seçimi alacak stratejilerin üretilmesi gerekiyor.’ tabiri dikkat çekti.
Sosyal medya çıkışlarıyla tanınan Hacı Yakışıklı’nın Yeni Akit’te seçime gün sayması da ‘Bu ağustosu ve seneye ‘seçimin yapılacağı haziranı’ saymazsak ‘cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine’ yalnızca 9 AY KALDI!’ formunda sözündeki vurgu da öne çıktı.
Ve Cem Küçük’ün EYT’lilere vurgu yaparak, ‘Seçimlere 9,5 ay kaldı. Önemli bir seçmen kitlesi var burada. EYT çıkarsa hükûmet kesin kazanır ya da çıkmazsa kesin kaybeder üzere yorumlar da yapılıyor.’ şeklindeki tahlili de dikkate bedel görüldü.
Bugünlerde ağır bir formda Türkiye’yi yorumlayan Timothy Ash, WSJ’de yayımlanan bir makaleyi yorumlayarak Türkiye-Rusya bağlarına seçim üzerinden değindi
twitter.com
‘Türkiye, Putin’inki üzere ‘katil, soykırımcı, faşist’ bir rejimle işlerini artırmaya çalışmanın beğenilen olmadığını anlamalı. Erdoğan, Putin’in parasının Haziran 2023’e kadar yine seçilmesine yardımcı olacağını düşünse bile, Türkiye’yi utandırıyor.’
Seçime gittiğimiz kesin! Yorumların bir kısmı erken seçim olacak derken, açıklamalar ve farklı yorumlar seçimlerin vaktinde olacağını belirtiyor.
Dolar ve enflasyonda istikrar sağlanması seçimler için büyüme kadar önemli!
Bunun için altyapı hazırlıklarının ağır olduğu da görülüyor. Piyasalardaki coşkunun devamı geldikçe sorular ve sorgulamalar da artacak üzere görünüyor.
Siz ne dersiniz? Seçim yakın mı?