Omega-3 çocuklar için olmazsa olmaz bir besin öğesi. 1 yaşından itibaren çocukların Omega-3 muhtaçlıklarını nizamlı olarak karşılamaları gerektiğini ebeveynlere daima tembihlediklerini söz eden Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Aydemir, “Çünkü beyin gelişiminin en süratli seyrettiği süreç 0-3 yaş aralığı ve beynin kıymetli bir kısmı Omega-3 yağ asidi DHA’dan oluşuyor. Bu dönemde her gün nizamlı Omega-3 alan çocukların beyin gelişimleri için çok yararlı olduğu tarafında birçok araştırma bulunuyor. Gebelik devrinde anne karnındaki bebeğin beyin gelişimi için annenin Omega-3 gereksinimini nizamlı olarak karşılaması çok değerli. Doğumdan sonra ise bebeğin muhtaçlık duyduğu Omega-3, anne sütü vasıtasıyla çocuğa geçiyor. Yani gebelik ve emzirme devrinde annenin kendi Omega-3 gereksinimini karşılamasıyla bebek de bu Omega-3’ten faydalanıyor.
Norveçli bilim insanlarının yaptığı araştırmada gebelik, hamilelik ve çocukluk periyodunda Omega-3 gereksinimi tertipli olarak karşılanan çocukların 4 yaşına geldikleri vakit uygulanan zeka testinde başkalarına nazaran çok daha yüksek skorlar aldıkları tespit edilmiştir. Omega-3’ün yalnızca beyin gelişimi için değil, çocukların sağlıklı büyümesinde de sayısız yararı bulunuyor. Birçok hastalığın ortak sebebi olan enflamasyonu azaltarak güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmaya yardımcı oluyor. Tertipli Omega-3 kullanan şahıslarda kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranında da önemli bir düşüş görülüyor” diye konuştu.
‘Omega-3 yağ asitlerini dışarıdan karşılamaya mecburuz’
Omega-3 yağ asitlerini bedende üretemediğimiz için kesinlikle dışarıdan almamız gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aydemir, “Peki çocuğuna her hafta sistemli olarak balık yedirebilen ülkemizde kaç aile var? Maalesef ki çok az. Bu sebeple 1 yaşını dolduran çocuğa sıvı balık yağı kullanımının başlanması tertipli Omega-3 alımı için büyük değer taşıyor. 3 yaşına kadar günde yaklaşık 500 mg 3 yaşından sonra ise her gün yaklaşık 1000 mg sıvı balık yağı kullanan çocukların sağlıklı bir beyin ve beden gelişimi için şanslı olduklarını belirtmekte yarar var” diye konuştu.
“Hangisini tercih edelim?” diye soranlara da tekliflerde bulunan Aydemir, Cod Liver Oil formunda olan yani morina balıklarından elde edilen sıvı balık yağlarını önerdi ve ekledi:
“Çünkü hem yüksek oranda DHA ve EPA hem de çocuk gelişiminde değerli olan D ve A vitaminlerini karşılamış oluyorsunuz.”
‘Her mevsimde kullanmak gerekli’
“Balık yağı kullanımına yazın orta verilir” formunda geçmişten kalan yanlış bilgilerin mevcut olduğunu söyleyen Aydemir, “Kışın Omega-3 üretemeyen beden yazın bir anda Omega-3 üretmeye mi başlıyor? Tabii ki hayır. Bu sebeple gerekli faydayı görmeniz için orta vermeden yılın 4 mevsimi kullanılmasında büyük yarar var” dedi.
Bir tabip olarak çocukların kullanımı açısından sıvı formlu balık yağlarını önerdiklerini bu yağların hem daha yüksek EPA ve DHA ölçüleri ile çocuğun muhtaçlığını karşıladığını hem de balık yağının en doğal formu olduğunu belirten Prof. Dr. Aydemir, “Tüketimi özendirmek için jel yahut şeker görünümünde sunulan Omega-3 desteklerini tercih etmiyorum. Çünkü sıvı balık yağına kıyasla içlerindeki DHA ve EPA ölçüleri çok az. Ayrıyeten balık yağını şeker formunda hazırlamak için birçok katkı unsuru de kullanılabiliyor. Bu sebeple çocuğunuz için en gerçek balık yağları sıvı formda olanlardır. Bizim çocukluğumuzdaki üzere sanki çocuklar sıvı balık yağı kullanır mı diye tasa etmenize gerek yok. Doğal aromalarla lezzetlendirilmiş sıvı balık yağlarını artık çocuklar çok rahat kullanıyor. Zira tatları epey lezzetli olan ve çocukların severek kullanabildiği balık yağları bulunuyor” formunda konuştu.
‘Tasarruf etmeye çalışırken dikkat edin’
Balık yağlarının kıymetinin aileler tarafından anlaşılmasının akabinde bilhassa pandemi devrinde birçok markanın türediğini belirten Prof. Dr. Aydemir kelamlarını şöyle tamamladı:
“Oysaki balık yağı üretimi son derece hassas bir bahis. Üretim kalitesi muhakkak olmayan bir eserin etiketinde yazan Omega-3 ölçüsünden yola çıkarak sadece fiyatı uygun diye tercih edilmesinin sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Zira çocuklarımız için daima kullandığımız bir esere inanç duymak son derece kıymetli. Bu sebeple uzun yıllar Omega-3 alanında rüştünü ispatlamış, soğuk denizlerde yaşayan balıklardan elde edilen ve sağlam markaların tercih edilmesi gerektiğine inanıyorum.”