Düzenli egzersiz ve beslenme migrene iyi geliyor

Günlük yaşamı etkileyen, gün içerisinde gerçekleştirilen aktiviteleri zorlaştıran pek çok kişinin müzdarip olduğu migren, sık görülen baş ağırısı nedenlerinden biri. Kadınların erkeklerden 3 kat daha fazla yaşadığı migrende genetik yatkınlık da önemli bir rol oynuyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Doktor Nuran Burcu Arkalı, düzenli beslenmenin ve egzersizin migrene iyi geldiğini söylüyor.

Genellikle tek tarafı zonklayıcı bir tarzda, 4 ila 72 saat arasında süren şiddetli ağrıların kaynağı olan migren, 30-45 yaş arası sık görülmekle birlikte çocuk yaş grubunda da başlayabiliyor. Ağrı esnasında ışık-ses hassasiyeti, bulantı, kusma ve hareketle ağrıda artış olması sık görülen bulgular olmasına rağmen her hastada farklı şekilde seyredebiliyor. Dolayısıyla migren tanısında hastanın öyküsünün dinlenmesi önem arz ediyor. Düzenli uykunun, beslenmenin ve egzersizin migrene iyi geldiği de söylenmekle birlikte alkolden uzak durma ve kafeini sınırlama da migrenin tetiklenmesini engeyen faktörler arasında yer alıyor. Migreni tetikleyen faktörlerinden kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini ancak her baş ağrısının da migren anlamına gelmediğinin söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Doktor Nuran Burcu Arkalı, migrenin tanısından tedavisine kadar pek çok konuya açıklık getirdi.

Baş ağrısının sebebi her bireyde farklılık gösterebilir

Migren ağırısı açlık-öğün atlama, çikolata (fenil etilamin), turunçgiller, süt, peynir (tiramin), domates, tirozin, monosodyum glutamat, aspartam, sülfitler, nitratlar (işlenmiş etlerde-sosis, salam), histamin (bira-şarap), alkol, aşırı kafein veya kafein yoksunluğu, sigara, kadınlarda adet dönemi, duygusal stres durumları, fiziksel stres durumları: Seyahat, aşırı egzersiz, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, rutin yaşam biçiminde değişiklik, çok fazla veya çok az uyku, uyku zamanında değişiklik, boyun ağrısı gibi tetikleyici etkenlerden kaynaklı olarak oluşabiliyor. Ancak sadece bunlarla da sınırlı değil; hava değişiklikleri, lodos, yüksek irtifa, banyo, klima, aşırı sıcak/soğuk, radyasyon, havasız ortam, yoğun kokular ve göz kamaştıran ışıklar gibi dış uyaranlar da migreni tetikleyen faktörler arasında gösteriliyor. Uzman Doktor Nuran Burcu Arkalı, migren ağrısının kişiden kişiye farklılık göstermesi ile ilgili de şunları söylüyor: “Bazen ağrı öncesi veya esnasında görsel parıltı–görme alanında kayıp, göz hareketi kısıtlılığı, uyuşmalar, konuşmada bozulma, göz bebeklerinde büyüme, baş dönmesi, sersemlik, dikkat bozukluğu, bulanık görme, çift görme, bir tarafı görememe gibi şikayetler olabilir. Ancak bu şikayetlerden tamamen farklı başka semptomlar da meydana gelebilir. Bu yüzden hastanın öyküsünün dinlenmesi önceliklidir. Nörolojik muayeneler, görüntüleme ve laboratuvar incelemeleri tanı konulması noktasında normal süreçlerdir ve bunlar diğer klinik hastalıkların nedenlerinin dışlanmasında da yarar sağlar.”

Migrende yeni tedavi yöntemi: Migren aşısı

Migrenin cerrahi tedavisi olduğuna dair söylentiler hakkında da açıklamada bulunan Arkalı, bilimsel herhangi bir kanıt olmadığının ve migrenin ortaya çıkma mekanizması düşünüldüğünde cerrahi bir müdahaleden fayda görme ihtimalinin mümkün olmadığının altını çizdi. Tedavi noktasında da öncelikli olarak tetikleyici faktörlerden kaçmanın önemli olduğunu belirten Uzman Doktor Alkalı; egzersiz, beslenme, uykunun önemine dikkat çekerken alkolden uzak durmayı kafeini sınırlamayı ve ağrı kesiciyi fazla kullanmamak gerektiğini önerdiğini söyledi.

Uzman Doktor Nuran Burcu Alkalı, tedavi yöntemleriyle ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Migrenin tedavisi noktasında, baş ağrısı ataklarında ağrı esnasında ağrıyı geçirmeye yönelik uygulanan tedavilere ‘atak tedavisi’ deniyor. Her ay en az sekiz gün migren ağrısı düzeyinde, 15 gün süreyle baş ağrıları olan hastalar için kronik migrenden bahsetmek mümkün. Bu durumda da ağrı şiddeti ve sıklığını azaltmayı amaçlayan proflaktik tedavi uygulanır. Uzun süreli ilaç kullanımının zorluğu, oluşabilecek yan etkiler ve tedaviye yanıt vermeme gibi nedenler söz konusu olduğundaysa kronik migren tedavisinde Botulinum toksin uygulamasından yararlanılabilir. Migrende en yeni tedavi ise migren aşısı olarak da bilinen enjeksiyon uygulamasıdır. Aylık uygulanan bir enjeksiyon ile ağrının tetiklenmesinin ve yayılımının önüne geçilerek migren ataklarına çözüm oluşturulabiliyor.”

Bu şikayetler varsa dikkat!

Uzman Doktor Nuran Burcu Arkalı, her baş ağrısının migren olmadığını bilmek gerektiğini söylüyor. Tedavide başarı, tanının doğru olmasıyla mümkün olduğunu söyleyen Arkalı, bazı önemli şikayetler noktasında en kısa sürede nöroloji uzmanıyla görüşülmesinin kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Çok şiddetli ve ani başlayan baş ağrılar varsa, baş ağrısı giderek şiddetleniyor ve geçmiyorsa, hapşırmak, ıkınmak, cinsel aktivite veya efor ile ortaya çıkıyorsa, ağrı kafa travması sonrası ortaya çıkmışsa, ağrıya kol ve bacakta uyuşma, güçsüzlük, görme bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi nörolojik semptomlar da eşlik ediyorsa, tedaviye rağmen düzelmiyorsa, baş ağrısı hep aynı bölgede oluyorsa, yüksek ateş, uyku hali, kafa karışıklığı veya vücut döküntüsünün eşlik ediyorsa ve 50 yaş üstünde yeni başlayan bir ağrı ise vakit kaybetmeden hemen nöroloji uzmanına görünmek hayati önem taşıyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir