Boyun ağrısı toplumda epeyce sık görülen bir rahatsızlık olarak gösteriliyor. Boyun ağrısı kronikleştikçe doktora müracaat sıklığı artıyor. Boyun düzleşmesi de boyun ağrısı ile belirti veriyor. Olağanda uzunluğunda hafif bir geriye yanlışsız C kıvrımı varken, servikal kifoz olarak da isimlendirilen boyun düzleşmesinde boyun olağan eğriliğinin bir kısmını kaybetmiş oluyor. Bu durum boynu düz yaparak başın öne eğilmesine neden olabiliyor. Dr. Ayşe Yener Güçlü, boyun düzleşmesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Boyun düzleşmesinin boyun bölgesinin kıvrımını kaybetmesi yahut azalması sonucu ortaya çıktığını belirten Uzm. Dr. Güçlü, “Boyun ağrılı hastaların bir kısmında çekilen servikal grafilerde servikal lordozda azalma saptanmaktadır. Literatürde servikal lordoz azalması ile boyun ağrısı ortasında münasebet olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Servikal lordoz azalması olarak bilinen boyun düzleşmesi bedendeki boyun bölgesinin kendine özel olan kıvrımını kaybetmesi yahut azalması sonucu ortaya çıkan postural bir sorundur. Servikal lordozda azalma; boynun art kısmındaki ligamanlar ve ekstansör kaslarda gerginlik ve fleksör kaslarda ise kısalma ile kendini gösterir” dedi.
Bazı mesleklerde daha sık görülüyor
Boyun yapılarının en uygun nötral konumda çalıştığını kaydeden Güçlü, “Boynun uzun müddet olağandışı postürde çalışılmasını gerektiren yani masa yahut bilgisayar başında çalışanlar, yük taşıyanlar, diş tabipleri ve teknisyenleri, baş düzeyinin üzerinde yapılan işler, uzun müddetli telefon kullanımı ve gibisi mesleklerde kronik boyun ağrısı ve uzunluğunda düzleşme görülebilmektedir. Hastalarda fizik muayene yapılırken genel bir müşahede, tüm yapıların el muayenesiyle denetim edilmesi, eklem hareket açıklığının kıymetlendirilmesi, boyun muayenesine özel testler yapılarak detaylı bir muayene yapılır. Direkt grafi boyun ağrısında dejeneratif değişiklikler ile birlikte servikal lordoz açılarını değerlendirmede başvurulan birinci yöntemdir” diye konuştu.
“Boyun ağrısı şikâyeti olan hastaya yaklaşımda birinci basamak yapılması gerekenin şikâyetin akut ya da kronik olup olmadığının ayrımının yapılmasıdır” diye söz eden Güçlü, “Akut durumlarda ağrının, hasara sekonder gelişmiş olan ödem ve inflamatuar durumunun denetim altına alınması, hasar gören yapıların korunması, erken mobilizasyona geçilmesi, ekleme binen yükün azaltılması ve idmanlar tedavinin temel öğeleridir. Kronik periyoda geçildiğinde eklem hareket açıklığının sağlanması, kas gücünün, dayanıklılığının ve uyumunun kazanılması, olağan aktiviteye dönüşün hızlandırılması ve tekrar etmesinin önlenmesi tedavide uygulanması gereken yöntemlerdir” dedi.
Hastalığın tedavisinde medikal tedavi, sıcak soğuk, analjezik uygulamalar, antrenman üzere fizyoterapi ve rehabilitasyon modaliteleri, enjeksiyon yolları, ortezleme metotları kullanıldığını lisana getiren Güçlü, “Düzenli yapılan idmanlar ile boyun ağrısının tedavisinde hastalar epeyce yarar görmektedir. Boyun mekanik dinamiğinin ve statik çatının korunmasında primer rol oynamaktadır. Bu nedenle hastaya hangi tedavi uygulanırsa uygulansın idman tedavinin vazgeçilmez bir modülü olmalıdır” diye belirtti.
Eğitim programları ve hasta eğitiminin boyun ağrısı ve düzleşmesi tedavisinde ve önlenmesinde değerli olduğunu vurgulayan Güçlü, şöyle devam etti:
“Son vakitlerde yayınlanan çalışmalarda antrenmanlar, konut içi-dışı hayat, korse kullanımı ve görüntü eğitimleri ile hastanın günlük hayat aktiviteleri düzenlenmeye çalışılmıştır ve tüm metotlarda emsal düzgünleşme saptanmıştır. Hastanın genel postürünün nasıl muhafazası gerektiği hastaya öğretilmelidir. Boyun ağrılı hastalarda en sık postür bozukluklarından birisi başın önde yer almasıdır. Bu duruş bozukluğu eklemlere binen yükte artma ile dejeneratif durumların gelişimine taban hazırlamaktadır. Postürün tek başına düzeltilmesi bile uzunluğunda ağrı ve spazmın azalttığı görülmüştür.”