Seray Şahinler- Ebru Ceylan’ın Alman filozof Hegel’in “Tinin Fenomenolojisi” yapıtında geçen bir metinden ilham alarak oluşturduğu fotoğraf seçkisi” Dünyanın Gecesi”, Fişekhane Cocoo’nda… Contemporary İstanbul Vakfı tarafından düzenlenen stanttaki kareler varlık ve ontoloji öncesi olduğu varsayılan ve gece metaforuyla kavramsallaştırılan bir boşluktan referans alıyor. Stantta yer alan sanatçının son iki yılda çektiği monokrom tabiat fotoğrafları serisi, Hegel’in “gece” metaforu ile güçlendirdiği bir atmosferin şiirselliğinden izler taşıyor.
Fotoğraf sanatkarı ve senarist Ceylan’ın ilham aldığı o “gece”de, her şey muhakkak belgisiz, her şey şimdi tamamlanmamış ve eksik. Tıpkı vakitte bir oluş içerisinde. Ceylan, tıpkı vakitte, Hegel’in de köşe taşlarından birini oluşturduğu ideoloji disiplininin mutlaklıktan uzak, açık uçlu doğasıyla; sanatın çağırışımlar, metaforlar ve sorularla dolu dünyası ortasındaki yakın alakayı, stant aracılığıyla görünür kılmayı amaçlıyor. “Dünyanın Gecesi” her çeşitten varoluşa imkân tanıyan, sözgelimi sanatkarın kendini ve dünyasını yoktan var edebileceği ve nihayetinde arzuladığı o boşluğu kendisiyle doldurabileceği bir potansiyel alanı.
“DOLAYSIZCA BAKIN”
Hegel, “Tinin Fenoenolojisi”nde Ceylan’ın kurduğu dünyanın kapısını şu sözlerle aralıyor: “İşte bu kapkara gecedir, kendi kolaylığı içinde her fakat her şeyi içinde barındıran, bu boş hiçliktir insan. Hiçbiri kendine ilişkin olmayan veya mevcut olmayan, sonsuz bir temsiller ve imgeler zenginliğidir. Bu gece -doğanın tam burada, fantazmagorik temsiller içinde var olan bu iç-yüzü, saf benlik- kendisini aşarak, kendi etrafını kapayıveren o kapkara gecedir. O gecede, bir yerde kanlı bir baş düşer, diğer bir yerdeyse meyyit üzere bembeyaz bir silüet aniden peyda olur, düşen başın tabanında tekrar apansız bitiverir ve bir anda yok olur. Bu geceyi görebilmenin tek yolu, insanın gözlerinin içine, dehşetli ve dehşetengiz bir karanlığa dönüşen bu kara geceye dolaysızca bakmaktır.” Stant, 29 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilir.