Dünyaca Ünlü Fast Food Zincirleri Hakkında Gerçek Olmayan Şehir Efsaneleri

Kentucky Fried Chicken, 1991’de ismini KFC olarak değiştirdiğinde  söylentileri ortalıkla dolaştı. Tanınan bir teori, fast-food zincirinin eserlerinde tavuk içermediği için artık isminde ‘tavuk’ sözünü kullanamayacağıydı. Bu da zincirin Çin’de üretilen mutant tavukları kullandığı savlarıyla devam etti. Değişimin gerçek nedeniyse Kentucky Fried Chicken’ın daha kısa bir isim istemesiydi. KFC, Kentucky’ye eyaletin ismini kullanmaya devam etmek için ödeme yapmak yerine, ‘KFC’ ile devam etmek istedi.

Yüksek sesle söyleyince Arby’nin söylemi tıpkı ‘R’ ve ‘B’ üzere duyuluyor. Bunlar da ‘rosto biftek’ manasına geliyor. Fast-food zincirinin rosto etli sandviçleriyle tanındığı düşünülürse bu çok mantıklı. Fakat markanın isminin bu türlü olduğu argümanı yanlışsız değil. İsmin R ve B harfleri aslında markanın kurucuları ‘Raffel kardeşler’den gelmektedir.

Bir ricayete nazaran Tim Horton, kahveye bağımlılık yapması için nikotin katmıştır. Yayılan bu söylentiden sonra 2004 yılında Tim Hortons ve Starbucks da dahil olmak üzere kahve şirketlerinin kahveleri test edildi lakin nikotin bulunmadı.

ABD’de açılan birinci fast food hamburger zinciri White Castle’ın soğan suyuna batırılmış lahana kullandığı söylentisi yayılmıştı. İncelenen tüm eserlerine bakıldığında bunun bir rivayet olduğu açığa çıktı.

Wendy’s fast food rakip zincirleri ortasındakiler üzere çoğunlukla yuvarlak değil kare burgerlar sunuyor. Kare köftenin köşelerini kesmediği için bu türlü olduğu düşünülüyor. Bir başka tez da Wendy’s şirketi için üretimi robotların yapacağıydı. 2017’de self servis robotları piyasaya sürmesinin akabinde beşerler endişenmeye başlamıştı. Bu şimdilik efsane, lakin uzak değil.

McDonald’s, milkshakelerini ‘shake’ olarak adlandırdığından bu içeceğin süt içermediği söylentileri hayli fazlaydı. İnsanların düşündükleri bu içeceğin içinde sümüksü yapışkan unsur olduğuna kadar ileri gidiyordu. Bu olaylardan sonra marka, milkshakelerinin içeriğini internet sitesinde yayınlamaya başladı. Natürel bu da yalnızca bir mit.

2012 yılında Jamie Oliver isminde bir şef, McDonald’s’ın yiyeceklerinden pembe balçık denilen ve amonyum hidroksitten meydana gelen dolgu hususunu çıkarmasını istedi.  Bu tenkitten sonra marka, bu maddeyi eserlerinden çıkardı. 2014’te ise birebir hususun hâlâ nuggetlarda olduğu söylentisi yayıldı. Fakat bu da yalnızca bir rivayet olarak kaldı.

Fast food yiyeceklerin bozulmadığı teorisini ortaya atan pek çok haber var. Lakin kimi araştırmalarda bunun yanlışsız olduğuna yönelik deliller da var. Örneğin McDonald’s eserleri kurudur ve günlerce hatta haftalarca birebir görünebilir. Yeniden de bu duruma nazaran değişir diyebiliriz. Sonuçta her fast food çok uzun müddet bozulmadan duramaz.

Bir fast food restoranının bâtın menüsü olup olmadığı restorandan restorana nazaran değişebilir. Pek çok fast food zinciri siparişlerini özelleştirir ve çalışanlar kendi tasarladıkları siparişleri müşterilerle paylaşabilir. Münasebetiyle bir restoranın bilinmeyen menüsü olup olmadığı büsbütün o restorana bağlıdır.

2011 yılında açılan bir davada Taco Bell’in etinin sırf % 36’sının sığır eti içerdiği sav edildi. Fast food zinciri de etlerinin kontrolden geçtiğini, % 88 oranında kaliteli olduğunu ve varlıklı bileşenlere sahip olduğunu öne sürdü. Hâl bu türlü olunca dava da reddedildi. Bu sav da mit olarak tarihe geçti.

Subway’in eserleri aslında yıllar boyunca tartışılıyordu. Münasebetiyle eserleri hakkında birçok söylenti ortaya atıldı. Bunlardan biri de ton balıklı sandviçiydi. Markanın ton balıklı sandviç satıp satmadığı 2021 yılında tartışma konusu oldu. Ton balığı üzerine yapılan DNA araştırmalarında tavuk, domuz eti ve sığır DNA’sı bulununca mahkeme markanın ton balıksız eser sattığını doğruladı. Lakin Subway hâlâ ısrarla ton balığı sattığını sav ediyor. Söylentiler ise büyük olasılıkla gerçek.