Dünya muharriri Alaattin Aktaş, yazısında şunları belirtti:
“Yurtdışında yerleşikler ya da kısaca yabancılar Türkiye’deki varlıklarını her geçen gün azaltıyor. Varlık dedimse, olağan ki konutu kastetmiyorum.
Konut, kastettiğim manada yatırım değil! Yabancıların burada konut almaları döviz girdisi elde etmemizden öbür işe yaramıyor. Kaldı ki bu alımlar yurtiçinde fiyatların üst gitmesi üzere bir sonuç da doğuruyor. Konut aldıkları için kaç bireye vatandaşlık verdik, o da muhakkak değil.
Benim gittiklerinden kelam ettiğim yabancılar, Türkiye’de yatırım yapmış olanlar… Yani direkt yatırım ve portföy yatırımı yapanlar…
Doğrudan yatırımların tercih edileni natürel ki sıfırdan bir tesis yaratmak. Türkiye’ye gelip zati yıllardır üretim yapmakta olan, istihdam yaratmış bir tesisi almak da tarif olarak direkt yatırım, sıfırdan bir tesis kurmak da… Natürel ki tercih edilen sıfırdan tesis kurulması. Yeni üretim, yeni istihdam, yeni vergi oluşumu, yeni ihracat, büyümeye katkı…
Bu son vakitlerde pek olmadı ve mevcut tesisler yabancılara satıldı.
Neden sanki? Bir risk mi görüyorlar ya da görüyorlarsa o risk nedir?
Ne olacak, bizim ekonomimizin meçhullüğü…
Bugün getirilecek döviz karşılığı TL ile elde edilecek getiri, kur bu getiriyi silip süpürecek halde daha fazla artmayacaksa, natürel ki yatırım yapılır, döviz gelir. Fakat ya aksi olursa!
Hadi düşünelim; Türkiye’de kurun ne vakit ne olacağını söyleyebilecek kimse var mı?
Yürekler pır pır! Ne vakit ne olacak diye bekliyor herkes. Biz mecburuz da, yabancı bu kahrı niçin çeksin ki!
Çekmiyor esasen, “Türkiye’de yatırımla çok kazanmak mümkün lakin anaparadan da olmak var” diye düşünüp terk ediyor işte.”
Yazının tamamı için