Türkiye Multipl Skleroz Derneği, Multipl Skleroz (MS) hastalığını daha geniş kitlelere duyurmak ve farkındalık oluşturmak adına, 30 Mayıs Dünya MS Günü özelinde 29 Mayıs Pazar günü GEN’in koşulsuz desteğiyle “Sekiz Mevsim” konserini gerçekleştirdi. Kendisi de bir MS’li birey olan Şef Aytuğ Ülgen yönetimindeki Internum Oda Orkestrası, solist Oleksandr Samoylenko’nun yorumuyla Vivaldi ve Piazolla’nın eserlerini seslendirdi. Ardından Yonca Lodi ve orkestrası, basının ve izleyicilerin yoğun katılım sağladığı etkinlikte izleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı.
Konser sonrası Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Serkan Demir, orkestra şefi Aytuğ Ülgen ve GEN MS Birim Yöneticisi Ayşegül Eryılmaz Kıralı açıklamalarda bulundu.
TÜRKİYE’DE 70 BİNDEN FAZLA MS HASTASI VAR
Özellikle MS alanında son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Türkiye MS Derneği üyesi Doç. Dr. Serkan Demir, ”Dünyada yaklaşık 3 milyon, ülkemizde ise 70 binden fazla MS hastası bulunuyor. Son yıllarda hem hastalığın sebebinin aydınlatılmasına hem de tedavisine yönelik birçok gelişme kaydedildi. Günümüzde MS artık kontrol altına alınabilen bir hastalık durumuna geldi.” diye konuştu. Harvard Üniversitesi’nin araştırmasına göre MS hastalığına dair güncel gelişmeler arasında Epstein-Barr virüsü (EBV) bulunduğunu hatırlatan Doç. Dr. Serkan Demir sözlerine şöyle devam etti:
“EBV ile MS ilişkisi bilinmektedir. Saygın bilim dergilerinden Science’da yayınlanan bir araştırma, tıp dünyasında oldukça yankı uyandırdı. Araştırma sonuçlarına göre halk arasında ‘öpücük hastalığı’ olarak bilinen enfeksiyona yol açan Epstein-Barr Virüsünün (EBV) MS riskini 32 kat artırdığını gösterdi. Neredeyse 50 yıldır MS hastalığının viral sebeplerle ortaya çıkabileceği yönündeki şüpheler, yüzlerce araştırmadan sonra ilk kez bu çalışmayla net olarak yanıtını bulmuş oldu. Yapılan çalışmada öpücük hastalığını belirtili geçirenlerin belirtisiz geçirenlere göre MS’e yakalanma riskinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları, EBV enfeksiyonuna karşı bağışıklık sisteminin oluşturduğu reaksiyonun, bazı kişilerde MS hastalığına yol açtığını düşünüyor. Şimdi asıl endişe ise, daha önce de MS nedeni olabileceği düşünülen koronavirüs ailesi virüslerinin, bu salgınla uzun vadede MS vakalarında bir patlamaya yol açıp açmayacağı.”
MS hastalığında, moral ve motivasyonun çok önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Serkan Demir, “Hastanın psikolojisine bağlı olarak bazı semptomlar değişebilir. Bu sebeple hastaların hobilerinin olması, müzik ve resim gibi sanat dallarıyla ilgilenmesi, tedavide uyum ve yaşam kalitesini artırıyor. Bu sebeple biz de Türkiye MS Derneği olarak Dünya MS Günü’nde hastalarımıza hem moral vermek hem de MS farkındalığını artırmak için etkinlikler düzenliyor ve onların yanında olduğumuzu hissettiriyoruz” dedi.
Şef Aytuğ Ülgen
‘PROJEMİZLE İLHAM VEREBİLMEYİ ARZULADIK’
Projeleriyle MS konusunda farkındalığın yanı sıra insanlara ilham da verebilmeyi arzuladıklarını ifade eden Şef Aytuğ Ülgen ise proje detaylarını aktardı: “MS ile mücadele eden müzisyen dostlarımızın orkestrada ve projede yer almasını bu bakımdan çok önemsiyorum. Başta ben olmak üzere pek çok kişi için ilham kaynağı olacaktır. Çünkü bizler buradayız, hayatın içindeyiz, mesleğimizi icra etmenin yollarını arıyor, o yolları buluyor ve bunu yapabildiğimiz için kendimizi şanslı sayıyoruz.”
MS hastalığı ile bireysel olarak verdiği mücadeleyi anlatan Aytuğ Ülgen, “Siz kendinizi dışlamadığınız sürece sizi dışlayan bir dış etken olmadığını görüyorsunuz. Ben mesleğimi binlerce kişi önünde ve saatlerce ayakta durup ellerimi kollarımı havada sallayarak icra eden bir orkestra şefiyim. El kol hareketlerimle yaptığım jestlerin her biri çok uzun süre çalışılarak elde edilen büyük küçük sayısız anlamlı işaretten oluşuyor. En başından beri bu yetilerimi zamanla ve ilerleyen aşamalar boyunca yitirmek en büyük endişemdi. Uzun opera veya senfonik eserlerde zaman zaman elimden bastonumu düşürdüğüm oluyor ve doğal olarak bu moralimi bozuyordu. Ancak ne büyük bir mutluluk ve ne beklenmedik bir uyanış ki mesleğimi icra edebilmek için gereken en önemli şeyin el kol hareketlerinden ibaret olmadığını farkına varabildim” dedi.