Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezi çerçevesinde Aralık 2021’den bu yana gerçekleştirdiği 5 toplantıda politika faizini yüzde 14’te tuttu. Buna rağmen yıllık enflasyon yüzde 70’e dayandığı gibi, piyasalardaki belirsizlik nedeniyle son günlerde döviz kurlarındaki artışın da körüklendiği görülüyor. Son 3 aydır küresel merkez bankalarının aldığı faiz kararlarında büyük bir artış gözleniyor. Öyle ki, bu sıkılaşma tepkisiyle alınan faiz artışı, son 20 yılın en büyük faiz artışı hareketine dönüştü.
İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times‘ta yer alan analize göre, son 3 ayda merkez bankaları 60’tan fazla faiz artışı kararı aldı. Bu, 2000’li yılların başından bu yana en yüksek faiz artışı kararı sayısını ifade ediyor. Analizde, merkez bankalarında son dönemde ortaya çıkan sıkılaştırıcı politika çerçevesinin 2008 krizinden bu yana en teşvik edici politika olduğuna dikkat çekildi.
Salgın enflasyonu körükledi
Mart 2020’de salgının ortaya çıkışıyla birlikte birçok ülkenin merkez bankası gevşemeci bir para politikasını devreye almış ve bunun sonucunda tüm dünyada etkisi hissedilen bir parasal genişleme sürecine girilmişti. Bu durum bir yandan enflasyonu körüklerken, tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıkların ardından Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekatı da emtia fiyatlarının hızla artmasına neden olmuştu.
Bunun üzerine başta ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası başta olmak üzere birçok merkez bankası faiz artırımına gitti. Fed, mayıs ayında 50 baz puanlık artışla 2000 yılından bu yana en yüksek faiz artışına imza attı.