Avrupa’da yaşanan güç sorunu sonrası birçok büyük üretici ya üretimlerini durdurdu ya da üretimlerini yavaşlattı. Türkiye’de güç konusunda bir kasvet yaşanmayacağını düşünen Avrupalı firmalar da üretimlerini Türkiye’ye kaydırmak için düğmeye bastı.
Alüminyumun birçok bölümün içinde yer aldığına dikkat çeken Tecdelioğlu, “Özellikle sanayi, otomotiv, beyaz eşya, savunma sanayi üzere birçok kesimin içinde alüminyum stratejik olarak yer alıyor. Bu bahiste Türkiye’nin sahiden güçlü bir üretim kapasitesi var. Güçlü üretim kapasitesinin yanında üretilen eserlerin dünyanın dört bir tarafına süratli teslim edilmesi ve eser çeşitliliğinin olması Türkiye’yi bu alanda farklı bir boyuta taşıyor. Ayrıyeten Türkiye kaliteli eserleriyle de dikkat çekiyor. Türkiye üretim manasında kendini kanıtladı. Bilhassa Avrupa’daki güç probleminin akabinde Türkiye daha da ön plana çıkmaya başladı. Bu niyet Avrupa’da yaşanmaya başlayan güç sorunu ve yükselen güç fiyatları sonrasında oluşmaya başladı. Bu her ne kadar süreksiz bir durum olarak karşımıza çıksa da, üretimin devamlılığı manasında bir epey yararlı olacaktır. Avrupa’daki firmaların Türkiye’deki üreticilere ‘Size sipariş verirsek, güç meselesine takılmadan yerine getirebilir misiniz?’, ‘Temin noktasında kahır yaşanır mı?’ formunda sorularla geliyor. Zira Avrupa’daki birçok büyük üretici güç sorunu nedeniyle ya üretimi durdurdu ya da üretimini yavaşlattı. Bu duruma tahlil arayan Avrupalı şirketler en yakın alternatif olarak Türkiye’yi ve Türk üreticileri görmeye başladı” diye konuştu.
Avrupalı firmaların Türkiye’nin güç konusunda bir ıstırap yaşamayacağını düşündüğünü belirten Tecdelioğlu, “Türkiye’deki endüstriciler ve ihracatçılar olarak da biz de benzeri niyete sahibiz. Şu anda bu türlü bir problem beklenmediği için Avrupalı üretimlerini bize kaydırmak istiyor. Her ne kadar fason üretim istekleri tartıda olsa da süreci gerçek yönetir, yanlışsız güç siyasetleri oluşturup, münasebetlerimizi en güzel formda kullanırsak Türkiye için çok büyük bir avantaj olur ve bu durumu kalıcı kılabiliriz. Yalnızca fason üretimden milyar dolarlar düzeylerine çıkabiliriz diye varsayım ediyoruz” sözlerini kullandı.
Avrupalıların 2-3 yıl öncesine kadar daha büyük makinelerle üretim yaptığını lisana getiren Tecdelioğlu, “Ancak Türkiye’de de büyük çaplı presler, makineler devreye girmeye başladı. Böylelikle Avrupa’daki pazarımız da büyümeye başladı. LME (Londra Metal Market) depolarının da bir an evvel kurulması gerekiyor ki dünyadaki muhakkak stokları Türkiye, sermayeye bağlanmadan kendi hudutları içerisinde mevcut hale getirsin. Bunları yapmazsak gücümüz de olsa hammaddeye ulaşmakta zorluk olabilir. Bunun stratejik olarak düşünülmesi gerekiyor” diye konuştu.