Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Büşra özel gün fotoğrafçılığı yaparken Murat, Antalya’da özel bir tiyatro grubunda direktörlük yapıyor. Çift, seyahat ederken çektikleri belgeselleri ‘Kaybolma Durağı’ isimli Youtube kanallarında vlog halinde paylaşarak karavan sevenlere bilgiler aktarıyor. Evlenmeden evvel otostop ile gezip çadır kampları yaparken, evliliğe karar verdikten sonra farklı arayışlara yönelen çift, 2018 yılında karavan almaya karar verdi. Lakin maddi sıkıntılar sebebiyle ertelemek zorunda kaldı.
DÜĞÜN TAKILARINI BOZDURUP 70 BİN TL’YE KARAVAN YAPTILAR
2019 yılı geldiğinde ise düğünde takılan takılarını bozdurup hayalleri için kolları sıvadılar. 2006 model Mercedes minibüsü 2020 yılında 37 bin TL’ye aldıklarını anlatan çift, “Tüm işçiliğini kendimiz yaparak iç dizaynına 27 bin TL harcadık. Tüm süreçler ve ruhsat dahil toplam harcamamız 70 bin TL tuttu. Pandemi yasaklarına denk geldiği için 5 ay sürdü. En zorlandığımız kısım ise mobilya ve su depolarının montajı oldu, hatta mobilya konusunda dışardan takviye almak zorunda kaldık. Sonunda bitirdik ve karavanımıza da ‘Dilber’ ismini vererek yola koyulduk” dedi.
‘YAPAMAZSINIZ DİYENLERE ALDIRIŞ ETMEYİN’
Çift, kendi karavanlarını yapma konusunda insanların karamsarlığa düşmemesi gerektiğine vurgu yapıyor. “Yapamazsınız” diyenlere aldırış etmemeleri konusunda tavsiye veren çift, öncelikle bol araştırma yapıp, örnek dizaynların incelenmesi gerektiğini söyledi. Karavanın her alanında kendi el emeklerinin olmasının tarifsiz bir his olduğu söyleyen Yerlikaya çifti, “İyi ki biz yapmışız diyoruz ve bu bizi karavana daha çok bağlıyor. Güya iki şey ortasında duygusal bir bağ kuruluyor üzere hissediyoruz. Bizim kurduğumuz tüm hayallerde ve bu süreçte de kendimize motto olarak belirlediğimiz bir cümle var: ‘Şimdi değilse ne vakit?’ Bu yüzden diyebiliriz ki karavan yapmak isteyenler için en hakikat vakit şimdidir” kelamlarıyla karavan yapacaklara cüret verdi.
YAZLARI ÇALIŞIP KIŞLARI GEZİYORLAR
Karavan hayatı minimal ömrü beraberinde getirse de Yerlikaya çifti, “Zaten gündelik ömrümüzde çok tüketim alışkanlığı olan bireyler olmadığımız için minimal olma konusu bizi hiç zorlamadı” dedi. Hatta günümüzdeki tüketim çılgınlığının kendilerini daha sade ve kolay bir yaşama teşvik ettiğini lisana getiren çift, “Karavanda minimal bir hayatı betimlediği için bizi ve gereksinimlerimizi artan tüketim kültüründen sıyırıyor. Bu bağlamda karavan seyahati yapacaklara teklifimiz minimal manada temel hayat gereksinimlerini yanlarına alsınlar ve yola koyulsunlar” biçiminde teklifte bulundu.
Yolda nasıl gelir elde ettiklerini anlatan Büşra Bedel Yerlikaya, özel gün ve tabiat fotoğrafları çektiğini ve online fotoğraf sitelerinde satış yaptığını lisana getirdi. Murat Yerlikaya ise, Antalya’da özel bir tiyatroda direktörlük yapıp, ekstra olarak turizm kesiminde çalıştığını söyledi. Şimdilik her ikisinin de işleri dönemlik olduğu için yazları çalışıp biriktirdikleri gelirleriyle de kışları geziyorlar.
‘HİÇ PALYAÇO GÖRMEMİŞ ÇOCUKLARA ŞOV YAPTIK’
İlk uzun soluklu rotalarının son duraklarında olan çift, Akdeniz’den başlayarak Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya devam etti. Artık ise tekrar Akdeniz’e dönerek Gazipaşa’da konaklamaya başladılar. Birden fazla vakit rotalarına sadık kalsalar da araç arızası sebebiyle gitmekten vazgeçtikleri yerler de olmadı değil. Lakin gerçekleştirdikleri o denli hoş bir aktiflik var ki, tüm aksilikleri alıp götürüyor adeta. Bu rotada en heyecanlandıkları o olayı anlatan çift, “Diyarbakır ve Şanlıurfa’da köy okullarında daha evvel hiç palyaço görmemiş çocuklara, yanımızda taşıdığımız palyaço kostümleri ve çeşitli ikramlarla küçük animasyon şovları yapmak muhteşemdi” dedi.
‘KONAKLAYACAK HİÇ YER BULAMAZSAK SAĞA ÇEKİP YATIYORUZ’
Karavan hayatının zorlukları da yok değil elbette. Yerlikaya çifti, ‘kışın suyun çok soğuk olması hatta donması, tuvalet boşaltımı ve onun için uygun yer seçimi, inançlı ve uygun park yeri bulma, araç hareket halindeyken içerisinin çok tozlanması’ üzere sıkıntılarla karşılaştıklarını lisana getiriyor.
Konaklamalarını çoğunlukla fiyatsız yerlerde yapmayı tercih ediyorlar. Yaban hayata yakın olma istekleri, onları ormanlık alanların kamp yapılabilecek yerlerine çekiyor. Çift, “Eğer bu türlü bir yer bulamazsak kente yakın otoparklarda yahut belediye parklarında, şayet hiç yer bulamazsak sağa çekip yatıyoruz. Güvenlik için ekstra bir tedbir almıyoruz. Şu ana kadar buna muhtaçlık duymadık ve bu hususta insanlara güvenmek istiyoruz” diye konuştu.
‘EVDE 3 BİN 500 TL OLAN AYLIK MASRAFIMIZ ARTIK BİN 500 TL’
Yerlikaya çifti, şimdilik tam vakitli karavanda yaşamıyor olsa da yaptıkları hesaplar, masraflarındaki değişikliği gözler önüne seriyor. Karavanda konaklarken, elektriklerini güneş panellerinden ve sularını da yol üstlerindeki çeşmelerden sağlayabiliyorlar. Market alışverişi kısmında ise yarı yarıya bir fark olduğunu söyleyen aile, “Karavanda günlük tüketim çok değerli olduğu için her şeyden azar azar almak zorundayız. Bu da market masraflarında düşük maliyet demek oluyor. Evde aylık sarfiyatımız 3 bin 500 TL oluyor. Kira, faturalar, market alışverişi her şey dahil. Karavanda mazot, market alışverişi, internet ile birlikte masrafımız bin 500, bazen ondan da düşük olabiliyor. Sonuç olarak mesken ile kıyaslandığında karavan hayatının, mesken ömrü kadar değerli olmadığı hatta çok daha uygun olduğunu düşünüyoruz” formunda yorumda bulundu.
‘BİRİMİZ YEMEK YAPIYORSA, BİRİMİZ BULAŞIKLARI YIKIYOR’
Karavanda kıymetli olan bir bahis da elbette yapılacak işler ve misyon dağılımları. Bu hususta kimsenin muhakkak bir vazifesi olmadığını söyleyen çift, işlerin doğal bir formda ilerlediğini söyledi. Çiftlerden biri yemek yapıyorsa, başkası bulaşıkları yıkıyor ya da biri karavanı silip süpürüyorsa oburu tuvalet paklığını hallediyor. “Biz bunlara vazife olarak bakmıyoruz” diyen Yerlikaya ailesi, “Bunlar ömrümüz için gerekli olan şeyler ve ikimizin de her vakit çalışkan olması gerekiyor. Her gün birebir şeyi yapmak bir mühlet sonra beşere bıkkınlık verebilir ve bunun olmasını istemiyoruz. Karavan hayatının getirdiği hoşluklarla bir arada gün içinde yaptığımız işlerde bize o derece eğlenceli ve katlanılası gelsin istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TAM VAKİTLİ KARAVAN HAYATINA GEÇMEK İSTİYORUZ’
Karavanlarını yaparak Türkiye çeşidine çıkan Büşra ve Murat çifti, turistik yurt dışı seyahatleri dışında gezginlerin öncelikle Türkiye’yi görmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Ülkemizin insanlarının her açıdan çok yardımsever ve misafirperver olduğunu söyleyen aile, “Bazen bir insanı tanımanın bize kattığı şey bir müze gezisinden çok daha bedelli oluyor. Ülkemiz coğrafik olarak mükemmel pozisyona sahip. Doğudan batıya her yeri görülmeye paha. Doğunun kültürüyle batınınkini harmanlamak, farklı toprakların dokusunu solumak değer biçilemez” dedi.
Gelecek planları ortasında şu anda çektikleri belgeselleri ‘Kaybolma Durağı’ isimli Youtube kanallarında devam ettirmek ve sponsor buldukları takdirde köy okullarındaki çocuklara fiyatsız animasyon şovları sunmak bulunuyor. Son olarak işlerini uzaktan da yapabilecekleri bir sisteme taşıyıp, geçimlerini sağlayacak kadar para kazandıklarında da tam vakitli karavan hayatına geçmek istediklerini lisana getirdiler.