Bilecik’in önemli tarım merkezlerinden Karasu vadisi üzerindeki arazilerde domates üretimi yapan Çaltı köylüleri, artan girdi ve işçilik maliyetlerinden şikayet etti. Üretici Mehmet Yavuz, “Tarım politikası yok, hiçbir şeyin politikası yok. Aynı dolar mark gibi savrulduk gidiyoruz. Bindik alamete gidiyoruz kıyamete” dedi.
Bilecik’in Çatlı köyünde domates üretimi yapan çiftçiler, maliyet artışlarından dert yandı. Üretici Mehmet Yavuz, “Savaş eden bir ülkeden buğday ithal ediyoruz diye sevinen bir toplum olabilir mi? Yarın bir gün diğer şeyleri de ithal eder duruma geleceğiz bu kafa ile gidersek. Tarım politikası yok, hiçbir şeyin politikası yok! Aynı dolar, mark gibi savrulduk gidiyoruz. Bindik alamete gidiyoruz kıyamete” şeklinde konuştu.
‘Üç katı masraf var’
Geçen yıla göre masraflarının 3 katına çıktığını söyleyen üretici Oğuz Yavuz ise “Üç katı masraf var. Geçen sene 3.5 liraydı, bu sene 9 lira oldu maliyetimiz. İşçilik aynı şekilde, 250 liralık gübre bin lira oldu. Girdiler gerçekten çok yüksek. Önümüzü görebilsek, yarını göremiyoruz gerçekten öyle bir durum var yani” dedi.
‘Batmamak adına çiftçiliği bırakacağız’
“İşçilik ve girdi masraflarından kaynaklı batmamak adına biz muhtemelen çiftçiliği bırakacağız” diyen Adnan Kayalı, şunları söyledi:
“Geçen seneki rakamlara göre; gübrelerde yüzde 350, ilaçlarda yüzde 350, fidede yüzde 300 bir artış söz konusu. Şu an domates piyasası diplerde. Ekim politikası nasıl oluyor anlamıyoruz ama nereden ne çıkacağı belli değil. Kâh çöpe gidebiliyor, kâh alıcı tezgahlarda sıkıntılı anlar yaşadığı anlar oluyor dengesizlik kaynaklı. Şimdi konuştuğum arkadaşların birçoğu seneye ekmeyeceğini ki ben de ekemeyeceğim zaten. Şu ana kadar 320 bin lira bir masrafım var. Bunun çıkıp çıkmayacağı belli değil. Daha olgunlaşma sürecine bir hayli var.
İşçilik ve girdi masraflarından kaynaklı batmamak adına biz muhtemelen çiftçiliği bırakacağız. Bırakmazsak bu sahip olduğumuz yerlere de sahip olamayacağız. Bıraktığımız noktada en azından atadan kalma yerlerimiz kendimizde kalacak.
Devlet yetkililerini uyarıyoruz, ileride paranız olsa dahi bulunamayabilir. Çünkü, çalışmak gerçekten zor. Dışarıda 33-35 derece seranın içi 45 derece. Şimdi yetkililere sesleniyorum, Allah için gelsinler 15 dakika öyle 1 gün falan değil, 15 dakika bizimle seranın içinde çalışmadan dursunlar halimizi anlamak için. Yani yukarıdan atmak tutmak çok kolay oluyor ama uygulama sahası maalesef böyle değil, burası cehennemin kapısı.”
‘Savrulduk gidiyoruz’
Üretici Mehmet Yavuz, “Çiftçi Bağ- Kur’ları olmuş 1.600 lira. Sübvansiyon kalkmış. Bütçenin yüzde 1’i çiftçiye, üreticiye ayrılması gerekir. Savaş eden bir ülkeden buğday ithal ediyoruz diye sevinen bir toplum olabilir mi? Yarın bir gün diğer şeyleri de ithal eder duruma geleceğiz bu kafa ile gidersek. Tarım politikası yok, hiçbir şeyin politikası yok! Aynı dolar, mark gibi savrulduk gidiyoruz. Bindik alamete gidiyoruz kıyamete” dedi.
‘Yaklaşık 10 bin domates fidesi 80 bin lira’
Vatandaşın bu sene Tarım Kredi’den 1 torba gübre alamadığını aktaran üretici Satılmış Bük ise şunları aktardı:
“On dönüm seramız var. Yaklaşık 10 bin domates fidesi 80 bin lira. On bin salata fidesi 20 bin lira oldu 100 bin lira. Gübre bu sene 50 liralık dap gübresinin torbası 700 lira oldu. Vatandaş Tarım Kredi’den 1 torba gübre alamadı bu sene.
Devletin ne yapması lazım, en azından una bir sübvansiyon uygulaması lazım yüzde 25, eskiden vardı şimdi yok. Ama bağırıyor, ‘destek var’ diye ama destek yok, olsa neden söylemeyeyim. İlaç ona keza, 1 litre lazer ilacı 5 bin TL, her çiftçinin olamazsa olmazı kullanmak zorunda. Sübvansiyon yok. Eğer bu sene domates 5 bin liranın altına düştüğü zaman kesinlikle çiftçi zararda. Şimdi bu hükümet çıkıyor, ‘Yazın mahsul ucuzlayacak, enflasyon düşecek’ enflasyonu domatese bağlıyor. Gelsin yetiştirsin kendisi, bakalım nasıl oluyor görsün gideri? O zaman bizde görelim. 5 binin altına düşerse kimse para kazanamaz. 200 liraya işçi çalıştırıyoruz, kendimiz yapamıyoruz mecburen. 25 kiloluk damlama, sulama gübresi 1.700 lira. Onun normalleri 800 ile 1000 TL arasında. Geçen sene 200-150 liraya alıyorduk, bu sene 1000 lira gübrenin torbası. Kullanamıyoruz, kullanamayınca da kalite düşüyor.
Defalarca bu konuda yazılar yazık, Türkiye Ziraat Odaları Başkanına yazılar yazdık. Parti gözetimi yapmadan her yeri aradık. Milletvekillerini aradık. Fakat kimse üzerine gidemiyor. Ondan sonra, ‘Destek veriyor’ diyor devlet. Nasıl destek veriyor; 5 dönüm serası olana dönüm başına 125 TL destek veriyor, 5 bin 100 metre karenin üstü varsa destek yok. 5 bin 100 metre karenin yukarısı zengin grubuna giriyor. Sonra 125 lira paranın da mecburen Çiftçi Kayıt Sistemi’ne giriyorsun 200 lira Ziraat Odası’na ödüyorsun onu da gidip yaptıran yok. Yani bununla övünüyorlar. 125 TL destek övünülecek bir para mı bu ortamda Allah aşkına. Sulaması, elektriği, mazotu, işçiliği bunları sayarsak içinden çıkılacak gibi değil. 10 dönüm seranın masrafı şu anda 200 bin lira. 100 bin fide parası, 100 bin lira işçi ve ilaç, gübre parası.”
‘Allah insanlara sabır selamet versin’
Eski Çaltı Belediye Başkanı Osman Köse ise, şöyle dedi:
“Ben burada 89’dan 2004’e kadar Belediye Başkanlığı yaptım. O zamanlar çok iyiydi ama şu anda ülkede mi yaşıyoruz nerede yaşıyoruz belli değil. Bu ülkenin geleceği hiç yok, Allah insanlara sabır selamet versin.”