Türkiye genelinde, üzerinde bankalar tarafından icra ve haciz bulunan ultra lüks araçların Diyarbakır’ın Lice İlçesinde bir icra müdürünün UYAP şifresiyle kaldırılarak rehin süreçlerine son verildiği, akabinde da satışa çıkarıldığı ortaya çıktı. 8’i tutuklu, 17 sanık hakkında birden fazla dolandırıcılık cürmünden 150’şer yıla kadar mahpus istemiyle dava açıldı.
Bankaya olan kredi borçlarını ödeyemedikleri için üzerinde haciz, icra ve rehin kararı bulunan bireylere ilişkin lüks arabaların üzerindeki rehin kararlarını Lice Adliyesindeki bir yazı işleri müdürünün şifresiyle kaldırdıktan sonra araçları satışa çıkaran dolandırıcılık şebekesi hakkında Diyarbakır Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.
İCRA MÜDÜRÜNÜN ŞİFRESİNİ KULLANDILAR
İddianameye nazaran, Lice Adliyesinde misyonlu Yazı İşleri Müdürü H.S. müsaadeye ayrılınca yerine M.A. vekâlet etti. Kendini icra müdürü olarak tanıtan K.T., ise müdürlüğe vekâlet eden M.A.’ya icra işlerinden anladığı için yardımcı olabileceğini söyledi.
K.T., müdürlüğe vekâlet eden M.A.’nın şifresiyle UYAP üzerinden bankalarca rehin konulan araçların üzerindeki icra, haciz ve şerh kararlarını teker teker kaldırıp pak araç üzere satışlarına ön ayak oldu.
İZİN DÖNÜŞÜ FARK ETTİ, DARP EDİLDİ
İzin dönüşü UYAP’ı denetim eden müdür H.S., 47 hacizli maddi pahası milyonlarla tabir edilen ultra lüks araçların üzerindeki rehin kararının kaldırılarak satışlarının yapıldığını tespit edince soruşturma başlatıldı.
İfadesi alınan müdür H.S, “Öğlene yanlışsız K.T, F.G. ve A. isimli şahıslar icra takip evrakı açmak için adliyeye geldi. Süreçleri başlattım lakin öğle mesai bitimi olunca orta verdik.
Yemek için lokantanın önüne geldiğimde darp edildim. Darp raporu alıp polise gittim. Öğlenden sonraki süreçlerin UYAP şifremi kullanan M.A. ile K.T. tarafından yapıldığını düşünüyorum” dedi.
SİSTEME GİRİLİNCE ÜÇ SAAT ŞİFRE İSTEMİYOR
Müdürlüğe vekâlet eden M.A. da tabirinde, “H.S. adliyeye geldiğinde yüzü kan içindeydi, gidip savcıya durumu anlattı. Öğle ortası üç kişi H.S.’nin odasında kaldı.
İcra süreçleriyle ilgili benim deneyimim yok. İcra evrakı açmak için adliyeye gelerek kendini icra müdürü olarak tanıtan K.T’ye güvendim, ona müdürüm diye hitap ediyordum.
E-imza şifresi girildiğinde sistem üç saat imza istemiyor. H.S’nin yüzünü kanlar içinde görünce ben de panikle odadan çıktım. Bu durumu fırsata çeviren K.T. hacizli araçların üzerindeki rehini kaldırmış olabilir” dedi.
İMZALANDI, ONAYLANDI, DAĞITILDI YAZISIYLA SATIŞ
Savcılığın talebi üzerine UYAP uzmanı uzmanlarca hazırlanan raporda, süreçlerin “İmzalandı- onaylandı-dağıtıldı” biçiminde metoduna uygun yapıldığı, bu süreçlerin şifresiz gerçekleşmesinin mümkün olmadığı bildirildi.
Araçların satışının yapılacağı ilgili noterliğe başlığıyla haciz ve icra satış şerhinin kaldırıldığı ve karşısına “Mahrumiyet kaldırıldı” ibareli evraklarda müdür vekili olarak M.A.’nın e-imzasının bulunduğu tespit edildi. Süreçleri kaldırılan araçların daha sonra noterden satış ve zaman süreçlerinin yapıldığı, farklı bireyler ismine tescil evrakı düzenledikleri, lakin tescil evraklarının yazıcıdan çıktı alınmadan yapıldığı belirlendi.
Rehinli belgelerde ihale alıcısı alacaklı görünen sanık F.G.’nin belgelerde taraf olmadığı ve hazırlanan tescil evraklarında taraf olarak eklenmeden plakadan sorgu yapılarak icra satış şerhi işlendiği, flaş bellek yardımıyla genel yazılar kısmının kopyala yapıştır halinde satışı yapılan araçlar için evrak düzenlettikleri bildirildi.
ÖĞLEN ORTASI KAPIYI KİLİTLEYİP REHİNLERİ KALDIRDILAR
Tescil evraklarının hafıza kartına yüklenip daire dışında çıktılarının alınarak süreçlerin yöntemsiz olarak yaptıkları eksper raporuyla belirlendi. Kamera kayıtları incelendiğinde kendini icra müdürü tanıtan K.T. ile ihale alıcısı olan F.G.’nin yöntemsiz süreçlerin yapıldığı müdürün odasında kapıyı geriden kilitledikleri, bir vatandaşın kapıyı açmaya çalıştığı lakin kilitli olduğu için açamadığı, imajların devamında ise yöntemsiz süreçler bitince K.T. ile F.G.’nin odadan çıkıp adliyeden ayrıldıkları tutanakla belirlendi.
MESLEKTEN İHRAÇ EDİLMİŞ HATA ÖRGÜTÜNDE SANIK
E-imza ile adapsız süreçleri gerçekleştiren K.T. savcıya verdiği tabirinde, “Yediemin deposunda uzun müddet otoparkta bekleyip de ekonomik ömrünü tamamlamaya yakın olan araçlar otopark alacağına istinaden satışa çıkılıyor.
Ben de bu süreçlerin resmi işlerini takip ediyorum. Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nde İcra Müdür Yardımcısıydım. Hakkımda başlatılan bir soruşturma nedeniyle evvel açığa alındım. Sonra ihraç edildim. Çıkar maksatlı kabahat örgütüne üye olmaktan İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hala sanık olarak yargılanıyorum. 15 ay tutuklu kalıp tahliye oldum.
F.G. alacaklı olduğu belgelerle ilgili ben icra müdür yardımcısıyken yanıma gelirdi. Lice’ye alacaklı olduğumuz evraklar için gitmiştik. Yöntemsiz süreç yapmadım, imzası bulunan bireyler yahut imzasını kullandıran kişi kabahatten kurtulmak için beni suçluyor” dedi.
47 ARAÇ SATIŞIYLA MİLYONLARCA HAKSIZ MENFAAT SAĞLANDI
İddianamede sanıkların fikir ve hareket birliği içinde zincirleme cürüm kastıyla hareket edip 47 aracı metoda karşıt biçimde rehin ve şerh süreçlerini kaldırıp satışa çıkardıkları ve milyonlarca liralık haksız çıkar elde ederek kamu ve özel bankaları ziyana uğrattıkları kaydedildi.
Lice İcra Müdürlüğünde geçersiz olarak oluşturulan tescil evraklarında yer alan 63 aracın ihale alıcısı görünen F.G.’nin bu araçlardan 47’sini noterliklerde satışı sonrasında araçların F.G. ile irtibatlı öteki sanıklarca satın alındığı, tescil kayıtlarının sık aralıklarla değiştirildiği, bir kişinin birden fazla araç satın alarak adapsız süreçlerin zincirleme devam ettirildiği tabir edildi.
F.G ismine oluşturulan uydurma tescil evraklarıyla satışı yapılan araçların piyasa kıymetinin çok altında üçüncü şahıslara satıldığı bildirildi.
Savcılık, icra müdürü H.S., ona vekalet eden yardımcısı M.A. ile eski icra müdürü K.T.’nin de ortasında olduğu 8’i tutuklu 17 sanık hakkında 150’er yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açtı.