İSTANBUL (İGFA) – Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların akademik muvaffakiyetini etkileyen birçok faktör olduğunu ve bunların başında çocuğun bedensel gelişimi, bilişsel düzeyi, duygusal olgunluğu ve toplumsal maharet gelişiminin yer aldığını anlatarak, akademik başarıda ebeveynin rolü hakkında bilgi verdi.
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun gelişiminin yanı sıra ailenin tavrının da akademik başarıda epey tesirli olduğunu söz ederek, ebeveynlerin destekleyici tavır ve davranışlarının çocukların öğrenme motivasyonunda epey değerli bir role sahip olduğunu vurguladı.
SEVİLEN ÇOCUK OKULDA DA BAŞARILI OLUYOR
Ebeveynlerin öncelikle huzurlu bir konut ortamı sağlamayı önemsemeleri gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Öğrenme sadece okulda olan değil, doğum ile başlayan hayat uzunluğu devam eden bir süreçtir. Bu sebeple aile içinde yeni bilgi edinme ve sahip olunan hünerleri destekleme ne kadar önemsenirse çocukların da öğrenme isteği o derece güçlenecektir. Ebeveynlerin kararlı ve dengeli davranım sergilemeleri, ortak eğitim anlayışına sahip olmaları, çocuğa gelişimine uygun sorumluluklar vermeleri, gerektiğinden fazla korumayarak çocuğun özgüvenini desteklemeleri, çok otorite ve baskı kurmaktan uzak durmaları ve de çocuğun gereksinimi olan sevgi ve ilgiyi sağlamaları çocuğun başarısına olumlu tesir sağlar.” dedi.
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, öğrenmenin kendini düzgün hissetmekle mümkün olan bir süreç olduğunu da belirtti.
Çocuk yetiştirirken ailelerin öncelikli gayesinin çocuğunu tanımak olması gerektiğini anlatan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuğun ilgi duyduğu alanları ve yeteneklerini tanıyan bir ebeveyn çocuğu o istikametlerde çok daha güçlü bir formda destekleyebilir. Bunun yanı sıra çocuğun başarılı olmadığı alanları biliyor olmak ebeveynleri çocuğun eğitim hayatını olumsuz etkileyebilecek davranışlardan korur. Her çocuk özel ve biriciktir, çocuğun güçlü istikametlerine odaklanarak başarmanın ve öğrenmenin keyfine varmasını sağlamak çocuğun öğrenme motivasyonunu destekleyeceği üzere, eğitsel travma ya da oluşabilecek negatif kendilik algısının önüne de geçecektir.” diye konuştu.