Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, hala istediği kadar teknolojiyi kullanmayan tarımda, teknoloji odaklı çok ciddi fırsatların olduğuna dikkat çekti.
İklim krizi ile karşı karşıya kalan dünyanın 2050 Karbon Nötr hedefini de işaret eden “2023’e Doğru, 2050 Ufku” ana temasıyla Forum İstanbul, Türkiye’nin dünyanın lider ülkeleri arasında yer alması hedefine katkı sunmaya devam ediyor.
Dünya Gazetesi Canlı Yayın Sponsorluğu ile web sitesi, Twitter, Youtube, Facebook ve LinkedIn adreslerinden eş zamanlı olarak canlı yayınlanan “2023’e Doğru, 2050 Ufku” başlıklı Forum İstanbul’un stratejik partnerliğini 20 yıldır olduğu gibi bu yıl da Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üstleniyor. Türk Telekom ise Oturum Sponsoru olarak Türkiye’nin vizyon zirvesi Forum İstanbul’a destek veriyor. Ana Sponsorlar kategorisinde ise APS Tekstil, Denizbank, Green For Growth Fund, Gülsan Holding, Türkiye Ekonomi Bankası (TEB), Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) bu yıl Forum İstanbul’a katkılarını sunuyor.
INSIDER, DÜNYAYA KADIN YAZILIMCI YETİŞTİRİYOR
Bu yıl çevrimiçi olarak 21’inci kez düzenlenen zirvenin ikinci gününde öğleden sonraki oturumlar, Türk Kahvesi Sohbetleri programı kapsamında,“Küresel Girişimciliğin Yol Haritası” başlığında, Dorman Capital Kurucusu ve Başkanı Ebru Dorman’ın yönetiminde Insider Pazarlamadan sorumlu GMY Merve Nazlıoğlu’nun katılımı ile, girişimcilik ekosistemini küresel bir bakış açısı ile değerlendirilmesiyle başladı.
Türkiye’nin ilk yazılım Unicorn’u olan, dünyanın en büyük 10 B2B yazılım şirketlerinden, bugün 26 ülkede bin 200 müşteriye ulaştığını belirten Nazlıoğlu, INSIDER’ın; farklı kanallardan verileri toplayan, müşteri verilerini toplayan ve bu verileri yapay zekâ ve makine algoritmalarıyla işleyen, sonra müşterilerinizi çok daha iyi tanınmasına yardımcı olan, çok farklı kanallarda kişiye özel tecrübeler sunmayı sağlayan bir teknoloji platformu olduğunu söyledi.
INSIDER’ın 41 ülkede 800 çalışana sahip olduğunu ekleyen Nazlıoğlu, “Genç mühendisleri yetiştirdiğimiz bir programımız var. Bu program sayesinde INSIDER bir akademiye dönüşüyor. Hafta sonları mühendislerimiz, lise öğrencileri gelerek kodlama eğitimleri alıyorlar. Ama kodlama eğitimi yetmez; çünkü bir şeyler üretmek, inşa etmek için bir vizyona ihtiyacınız var, o vizyonu da vermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda çok eğitim veriliyor. Buradan 300 tane öğrenci mezun ettik. Bunların 70’i kız öğrencilerimiz; ama bunu tabii şey, ilkokul seviyesine çekmeyi de hedefliyoruz. Çünkü bir genç insan ya da çocuk CTO’nun ne demek olduğunu bilmeden, girişimcinin ne demek olduğunu bilmeden bunu hayal edemez. Bu nedenle biz de “She Code, She Leads” gibi, “Women in Tech” gibi programlar yapıyoruz ve genç öğrencilere hem mentorlük veriyoruz; çünkü INSIDER’ın aslında üst düzey yönetiminin 60’ı kadın. Çok da güzel arkadaşlarım var benim orada, hatta bazen tersine bir geri dönüşte alıyorsunuz, siz de çok şey öğreniyorsunuz. O yüzden bence hepimizin daha fazla kadın mühendisi geliştirmek için de önemli bir mesai harcıyoruz.”sözleri ile kadın mühendislerin sektördeki varlığını artırmak için yaptıkları çalışmaları detaylandırdı.
DİKEY TARIM İLE VERİMLİ, SAĞLIKLI ASGARİ SU VE TOPRAK İLE ÜRETİM MÜMKÜN
Ardından Türk Telekom Oturum Sponsorluğunda gerçekleşen “Tarım 5.0: Tarım ve Gıda Teknolojilerinin Geleceği” oturumunda söz alan konuk konuşmacı Gelecek Tasarımcısı ve Tarım Odaklı Yatırımcı Stuart Oda görüşlerini paylaştı.
Firmaları Alesca Life gelişirken dikey tarlaların organik olarak büyüme yapısını incelediğini; yazılım, otomatizasyon ve nesnelerin interneti(IOT) ile birlikte tarlaların verimliliğini artırmaya çalıştıklarını belirten Oda, “Tarımsal tedarik zinciri oldukça komplike bir yapı. Üretim, tüketimin çok uzağında gerçekleşiyor. Üreticilerin her türlü girdi, ekipman gibi unsurları ciddi anlamda farklılaşıyor.” sözleri ile tarımsal üretimin zorluğuna dikkat çekti.
Dünya çapında her yıl 1,2 trilyon dolarlık gıdanın israf olduğunu, bir gıda 3 bin kilometreden fazla yol kat ettiğini belirten Oda, “Dünya çapında 600 milyondan fazla insan gıda güvenliği nedeniyle hasta oluyor. 50’den fazla ülke ise gıda güvensizliği konularında ciddi sıkıntılar içerisinde. Bu rakamlardan trendlere geçtiğimiz şehirleşmenin ilk sırada olduğunu görüyoruz. Büyük kentlerde çok fazla birey yaşıyor. Şehirde yaşamayı tercih eden varlıklı, eğitimli bireyler, yüksek, organik ve daha kaliteli gıda ürünlerini talep ediyorlar.” sözleri ile gıdaya olan talebin çeşitliliğine, diğer yandan da erişime yaşanan sıkıntıları örneklendiriyor.
Burada bir denge kurabilmek, ihtiyacı doğru karşılayabilmek adına kent tarlaları dediğimiz iç mekanda, kent içerisinde gıda tarlasının önemli bir çözüm olabileceğini belirten Oda, “Kullanılmayan konteynerler ve kullanılmayan her türlü ticari binanı iç mekanları tarlalara dönüştürülerek, bu talep karşılanabilir.” dedi.
Oda; daha sürdürülebilir olan iç mekan tarımında yüzde 99 daha az su, yüzde 90-99 arasında daha az toprak kullanıldığına, 365 gün boyunca gıda üretimi yapılabildiğine, GDO ya da pestisit kullanılmadan, öngörülebilir yani verimliliği yüksek üretim yapılabildiğinin altını çizdi.
Ardından geçilen oturumda Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar yönetiminde, Tabit Kurucu Ortak Tülin Akın, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Çalışkan, WWF Türkiye YKB Nafiz Karadere, Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, aşağıdaki sorular kapsamında tarım ve gıda teknolojilerinin geleceğini çizdi:
- Tarım Teknolojisi ve Gıda Teknolojileri ile nasıl bir değişim sürecinin içindeyiz?
- Tarım 5.0 ile maliyetlerin düşürülmesi ve verimliliğin artırılması nasıl sağlanabilir?
- 2050 yılında 10 milyara ulaşacak olan dünya nüfusunu beslemek için gereken rekor düzeydeki gıda ihtiyacı hangi yeni teknolojiler ile karşılanacak?
- Tarım tedarik zincirinde, büyük veri ve blockchain teknolojileri nasıl bir dönüşüm sağlayacak?
- Yeryüzündeki toplam tatlı su kaynaklarının yüzde 70’i tarımda kullanılıyor iken geliştirilmesi gereken akıllı su kullanımı politikaları neler olmalıdır?
- Çiftçilerimize teknik altyapı ve eğitimin sağlanması, e-tarım uygulamalarında standart belirleyici mevzuatların belirlenmesi, alt yapı yatırımlarının mobil operatörler ile yaygınlaştırılması, akıllı tarımın devlet politikası olarak uygulama ve sistemlerin yaygınlaştırılması, 5G kullanımına yönelik üretilecek tarımsal alet, ekipman ve yerli yazılımların teşviklerle desteklenmesi için, kamu-özel sektör eşgüdüm ve iş birliği ile nasıl bir yol haritası izlenmelidir?
- Alternatif protein kaynakları için geliştirilen teknikler nelerdir?
TABİT, ÇİFTÇİLERİN HAYATINI KOLAYLAŞTIRIYOR, SAHİP OLDUKLARI DEĞERİ ARTIRIYOR
2004 yılında bir web sayfası kurarak Tabit’in hayata geçtiğini belirten Tabit Kurucu Ortağı Tülin Akın, “Türkiye’nin ilk tarımsal web sayfası aracılığı ile çiftçilerin, ürünlerini satması ve farklı bilgiler edinmesi hedefiyle yola çıkıldı. O yıllarda internetin fazla yaygın olmaması, çiftçinin bilgisayara erişimi olmaması nedeniyle hareket alanımız geliştirmeye karar verdik. Çiftçinin sorunlarından başladık. Pazarlamadan tek alıcıya bağımlı olmasına kadar tespit ettiğimiz pek çok sorunun çözümü için adımlar atarak, öncelikle çiftçilerin alım gücünü ve mikro kredi sorununu çözmek için adım attık. Bu sırada da çiftçiler arasında cep telefonunun yaygın olduğunu gözlemledik ve böylece Vodafone ile yaptığımız iş birliği ile, bilgileri cep telefonu aracılığı ile çiftçilere ulaştırmaya başladık.” dedi.
2009 yılından bu yana verdiğimiz hizmetin alanını 6 ülkeye çıkardıklarını belirten Akın, “Çiftçiler ürünlerinin fotoğrafını çekip ilanını verip cep telefonundan yayınlayabiliyor, hava durumu ya da doğal afet bilgisini önden alabiliyor, ya da hal veya borsa fiyatlarını yerinde öğreniyorlar. Hizmetimiz ve iş birliğimiz sonucunda pek çok kolaylığa sahipler. Üretim şekillerini değiştirmeyen çiftçilerin bunu yapmak zorunda kaldığı iklim krizine karşı bir kontrol sağlanıyor. Teknoloji bu süreçte çok önemli bir yardımcı konumunda. Yeni adımlar elbet gerekiyor: Tarladan verileri almak, tarla yönetimini uzaktan yapabilmek, maliyetleri düşürmek ve sistemlerin kolay kullanılabilir ve erişilebilir fiyatta olması. Çiftçilerin bu beklentisi pandemi döneminde arttı.”dedi.
EKONOMİK GÜCE RAĞMEN GIDAYA ERİŞMEK MÜMKÜN OLMAYABİLİR
Gıda krizinin uzak bir gelecek olacak gibi konuşulduğunu ancak bugün hemen yarın da olabileceğini gösterdiğini belirten Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Çalışkan, “Önceden gıda krizi yeterli ekonomik gücü olmayan, üretimde sıkıntısı olan bölgelerin sorunu olarak değerlendiriliyordu. Ancak bir de fiziksel olarak erişim boyutu var. Rusya ve Ukrayna bölgesinin dünya buğday ihracatının yüzde 30’unu karşılaması bu sorunun bir nedeni olarak karşımızda duruyor. Yani ekonomik gücü olsa da artık gıdaya erişilemeyebiliyor.” dedi.
2050 yılı için öngörüler, bugün üretilenin en az yüzde 60 fazlasını üretilmesi gerektiğine işaret ettiğini belirten Çalışkan, “Artan refah gıdaya talebi çeşitliyor. Ancak başka bölgelerde de yeterli gıda bulamama endişesi baş gösteriyor. Zor olan hem sağlıklı hem yeterli gıda üretilmesi… Tek sorun nüfus artışı da değil. İklim değişikliği bildiğimiz en büyük diğer etkenlerden. Doğal kaynaklarımızın azalması bir başka sorun olarak önümüzde.” sözleri ile temel sorunlara işaret etti.
DAMLA SULAMA İLE 1 YILDA, TÜRKİYE’NİN 3 YILLIK SU KULLANIMI KURTARILABİLİR
Ülkemizde su kullanımı dağılımında tarımın yüzde 73 ile başı çektiğini hatırlatan WWF Türkiye YKB Nafiz Karadere, “Tarımsal sulama ancak verimli değil. Hatalı tarımsal sulama, sulak alan kaybının başlıca sebeplerinden. Sulanan alanların yüzde 97’sinde hala yüzeysel sulama kullanılıyor. 5,7 milyon hektar tarım arazisinin sadece 110 bin hektarında en verimli sulama yöntemi damla sulama kullanılıyor. Modern sulamaya geçiş, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklığa karşı en etkili yöntem olmasının yanı sıra, sulak alanların korunması için de ivedilikle ele alınmalı.” sözleri ile çözüme güçlü bir vurgu yapıyor.
Damla sulama yöntemi kullanımının yüzde 2’ye denk gelmesi nedeniyle, tarımsal üretimde aşırı su kullanımının yaşandığını, bu nedenle de birçok tatlı su ekosisteminin, ekonomik ve ekolojik değerlerin zaman içerisinde yitirmesine katkı sunduğunu belirten Karadere, “Türkiye’de toplam su tüketimimiz 44 milyar metreküp (m3). Sulama alanları için 32 milyar m3 su kullanılıyor. Damla sulama ile su tasarrufu ortalama yüzde 50 olarak ele alırsak tarımda tamamen bu sisteme geçilmesi, yıllık toplam su tüketiminde 16 milyar m3’lük,yani Türkiye’nin 3 yıllık toplam su tüketiminde tasarruf edilmesi anlamına gelecek.” dedi.
İklim krizinin şiddetini artırarak devam edeceğinin altını çizen Kara, bu nedenle dirençli üretim sistemleri ve hızlı onarıcı tarım yaklaşımlarının, tarımsal ve inovasyon süreçlerine dahil etmenin artık vazgeçilmez bir unsur olduğunu söyledi.
KIRAÇ: “TARIMDA TEKNOLOJİ KULLANIMI İÇİN CİDDİ FIRSATLAR VAR”
Nesnelerin interneti ile elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve yapay zekanın da kullanımı ile tarımda yapılabilecekler tespit edilmesi oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, “Tam otomasyon sağlayabilmemiz için IoT hayatımıza tam anlamıyla girmeli. 2021 sonu itibariyle 2,2 milyar IoT cihazı vardı. 2030 itibariyle bunun iki ila 2,5 katı bir IoT cihazı olacağı öngörülüyor. Tarımda 2021 sonu itibariyle IoT cihaz sayısı 45 milyon civarında. 2030’da bunun 11 kat artarak, 500 milyon civarına ulaşması bekleniyor. Aslında bu iki şey gösteriyor: Tarımın hala istediği kadar teknolojiyi kullanmadığı, ama çok ciddi fırsatların olduğunu ve bunun hızlı artışa gideceğini. Teknoloji-tarım iş birliği kapsamında önümüzdeki dönemde yoğun gündemler bekliyor.” sözleri ile güçlü altyapı ve teknolojinin yoğun kullanımının tarıma faydalarına vurgu yaptı.
Su başta olmak üzere her türlü kaynağın etkin kullanımı ve verimliliğin artırılması için akıllı tarım uygulamalarının hayatımızda ciddi anlamda yer tuttuğunu hatırlatan Kıraç, “Tarımda dijitalleşme ile neler sağlanabilir? İlk yanıtı envanteri kontroldür. Yani, coğrafi bilgi sistemi ile tarlalarımızı kayıt altına almalıyız. Telekomünikasyon şirketi olarak 2000’li yılların başlarında ilk yaptığımız iş, altyapımızı dijitalleştirmek oldu. İkinci yanıt ise değerlendirmedir. Dijital sensörlerle donatılmış tarım alanları ile birlikte çiftçilere hangi alanlara ne kadar ve ne tür gübre koyması gerektiği bilgilerini iletebiliyor. Hava koşulları, bitkilerin ihtiyacı olan minareller gibi tüm bileşenleri yine bu teknoloji ile daha rahat değerlendirme ihtimali olacak.” sözleri ile dijitalleşmenin faydalarına dikkat çekti.
Kıraç; dijitalleşme sürecinin yaygınlaşması ve gelişmesi ile birlikte teknoloji okur yazarlığının da önemli hale geleceğini belirtti.
“DİJİTALLEŞME HAYATIMIZIN MERKEZİNDE” &“YENİ ÇAĞIN DİNAMİĞİ: DİJİTAL DEVRİM & METAVERSE”
3 Haziran tarihinde düzenlenecek zirvenin son günü, “Dijitalleşme Hayatımızın Merkezinde” başlıklı Türk Kahvesi Sohbetleri’nde Cisco Türkiye CEO’su Didem Duru, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Aran’ı ağırlayacak.
Ardından saat 10:15-11:45 Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç’ın yönetiminde, Yatırımcı ve 2021 Avrupa Binance Influencer Ödül Sahibi Efe Bulduk, TİM Marka Konseyi Başkan Yardımcısı Süleyman Orakçıoğlu, WTECH Kurucu YKB Zehra Öney, Avalabs Kurucu ve CEO’su Prof. Dr. Emin Gün Sirer, Kiğılı YKB Yardımcısı Hilal Suerdem ve Orderinbox CEO’su Doğu Taşkıran “Yeni Çağın Dinamiği: Dijital Devrim & Metaverse” başlıklı oturumda aşağıdaki sorulara yanıt vermeye çalışacak:
- Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Türkiye’yi uluslararası yapay zeka endekslerindeki sıralamalarda üst sıralara taşımayı hedefleyen Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi (2021-2025) ekosistemde neleri değiştirecek? Önümüzdeki on yılda stratejik öncelikler neler olmalıdır?
- Dijital dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılmasının, küresel yatırım rekabetçiliğinde oynadığı tetikleyici rol nedir?
- Veriye dayalı yapay zeka, işletmelerin çalışma, dünyayla etkileşim kurma ve değer sunma şeklini nasıl yeniden şekillendirecek?
- Altyapı ve kaynakları çok sayıda müşteri arasında paylaştırılan çok kiracılı (multi-tenant) ortamlar olan Bulut Platformları’nın gizlilik ve bilgi güvenliği nasıl sağlanmalıdır? Oluşturulan, görüntülenen ve paylaşılan içerik söz konusu olduğunda çevrimiçi güvenliği artırmak için hangi politikalara, uygulamalara ve ortaklıklara ihtiyaç vardır?
- 5G, fabrika, endüstriyel tesisler, tarım, sürdürülebilirlik, yapay zeka (AI), sağlık, akıllı şehirler, genişletilmiş gerçeklik (XR)de nasıl bir değişim sağlayacak? Sorun çözmede ve yaşama şeklimizi, çalışma şeklimizi değiştirmede nasıl bir fark yaratacak?
- Sanal Gerçeklik (Virtual Reality), Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality), Genişletilmiş Gerçeklik (Extended Reality), Karma Gerçeklik (Mixed Reality) gibi teknolojiler Metaverse evrenini nasıl yaratacak?
- Metaverse, mobil interneti nasıl dönüştürecek? Artık internete bakmayıp, onun içinde beden bulup yaşayacak mıyız?
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı