DIGILOGUE SUMMIT’22 Ufuk Açan İçerikleriyle İki Gün Boyunca Zorlu PSM’deydi!

Zorlu Holding’in DNA’sında yer alan inovasyon, teknoloji ve tasarım kavramları ile Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin dijital sanata olan yenilikçi yaklaşımını somutlaştıran Digilogue platformu; “dijital dönüşüm” ekseninde etkileşim, keşif ve farkındalık yaratmak üzere dört panel, iki masterclass, bir canlı performans ve iki film gösteriminin yer aldığı Digilogue Summit’i beşinci kez gerçekleştirdi. Herkese açık, ücretsiz olarak gerçekleşen etkinlikte; AI, Metaverse, NFT, Web 3.0 gibi çağımızın teknolojilerinin farklı disiplinler aracılığı ile yaratıcı endüstriler üzerindeki etkisi alanında uzman birçok öncü ismin katkısıyla 20-21 Ekim tarihlerinde gerçekleşti.

Teknolojinin ve dijitalleşmenin ve bu eksende doğan üretim gücünün yaratıcı endüstriler üzerindeki etkisini kitlelere göstermeyi hedefleyen, dijitalin farklı disiplinlerle ilişkisini irdeleyerek disiplinlerarası diyaloglar kurmayı amaçlayan Digilogue platformu; “dijital dönüşüm” ekseninde etkileşim, keşif ve farkındalık yaratmak üzere her sene düzenlediği Digilogue Summit’i Zorlu PSM çatısı altında beşinci kez gerçekleştirdi. Herkese açık, ücretsiz olarak gerçekleşen etkinlikte; AI, Metaverse, NFT, Web 3.0 gibi çağımızın teknolojilerinin farklı disiplinler aracılığı ile yaratıcı endüstriler üzerindeki etkisi alanında uzman birçok öncü ismin katılımıyla 20-21 Ekim tarihlerinde katılımcılarının yoğun ilgisiyle gerçekleşti.

Her disiplinden uzman üreticilerin, Zorlu PSM Led Screen’de ‘Açık Çağrı’ ile başvurularının kabul edilip, sahnelemek ve performe etmek üzere geliştirdiği mevcut veya henüz hiç gösterimi yapılmamış eserlerine çalışma ve sergileme alanının sağlandığı Digilogue Summit’in, panel, masterclass ve film gösterimlerinden oluşan 2 günlük programı, bu yıl 20-21 Ekim’de beşinci kez Zorlu PSM’de gerçekleşmiş oldu.

Ufuk açan paneller bu yıl da Digilogue Summit’te katılımcılarıyla buluştu!

Yapay zeka teknolojisinin günümüz dünyasında yaratıcılara ve sanatçılara sunduğu yeni yollar ve fırsatların irdelenip, insan bilinci ve yapımı ürünlerle süren paralel gerçekler üzerine yeni bakış açılarının ortaya çıkarıldığı; Selçuk Artut, Andreas Refsgaard, Mario Klingeman ve Sasha Stiles katılımıyla Yapay Zeka ve Geleceğin Yaratıcı İnsan Potansiyeli’ katılımcıların yoğun ilgi ve merakıyla gerçekleşti. Alper Bahçekapılı’nın moderatörlüğünde, Mode XL, Hey! Douglas, Basemode Records, Kamp Records gibi oluşumların kurucularından olan Yasin Vural (VEYasin) ve Boiler Room, SoundCloud ve shesaid.so platformlarında müzik endüstrisindeki yeteneklerini geliştiren sanatçı Kaitlyn Davies’in katıldığı ‘Web 3.0 ve Müzik Endüstrisinin Yeni Çağı’ panelinde geçmiş zamanın müzik algısı, müzik sürelerini belirleyen faktörler ve geleceğin müzik algısı gibi müziğin dünü, bugünü ve yarını kapsamlı bir biçimde 20 Ekim günü katılımcıların yoğun ilgisiyle masaya yatırıldı.

Panellerin ikinci gününde, insan davranışının incelenerek dijital sanatı ve davranış psikolojisini yakından takip eden akademisyen Levent Erden, CGI ve yapay zekayla çalışan görsel sanatçı ve yönetmen Enes Güç ve daha güvenli bir sanal dünya için çalışmalar yürüten ve Metaverse danışmanlığı yapan Nina Jane Patel’in yer aldığı Metaverse’de İnsan Davranışı’ panelinde, immersive teknoloji, blockchain ve metaverse’ün sınırsız evren tasarımıyla insanın değişen aidiyet algısına paralel olarak hayal gücünün sınırsızlığı, değişen dünya tanımı ve insan potansiyelinin pandemi ile kazandığı yeni boyutları derinlemesine konuşuldu. imeceLAB yöneticisi Zeynep Çelik, sanatçı, tasarımcı ve eğitmen Bager Akbay, sanatçı Meltem Şahin ve sanatında ekonomi ile doğa arasındaki kesişmeleri ele alan sanatçı Elmas Deniz ile birlikte gerçekleşen Yeşil Bir Ayak İzi Küratörlüğü’ başlıklı panelde ise sürdürülebilirlik konularına daha temel noktalardan bakılarak mikro ve makro ölçekte bireyin öz farkındalıklarına dikkat çekilerek insana düşen görevler tüm objektif yönleriyle ele alındı. Tüm paneller sonunda moderatörlerin sorduğu sorular kadar katılımcıların yönelttiği soru-cevap’lar da oldukça ilgi çekici yeni farkındalıkların kapısını aralayarak iki günlük panel maratonu tamamlandı.

Sıra dışı Masterclass’lar katılımcılara yeni deneyimler sundu

Sanat ve etkileşim tasarımı arasındaki diyalog üzerine çalışan ve bu alandaki yaratıcı potansiyeli ortaya çıkarmaya çalışırken kodları, algoritmaları ve makineleri kullanan Andreas Refsgaard, “Eğlenceli Makine Öğrenimi” adlı masterclass’ında bazen bir objeyi binlerce kare arasında kategorize edip kolayca takip ederken bazen de bir fotoğrafın yapay zeka tarafından nasıl uzun betimlemelerle yorumlanabileceğini o anda katılımcıların meraklı gözleri önünde sergiledi. Konular ve temalar arasında hızlı geçişlerin de yer aldığı canlı performansta katılımcılar gözlerini ekrandan bir an olsun ayırmadı. SALT ekibi tarafından gerçekleştirilen SALT’ın Türkiye sanat tarihine ilişkin araştırmaları kapsamında yürütülen “Performans Arşivi” isimli diğer masterclass programında ise Salt Araştırma ve Programlar ekibinden Amira Akbıyıkoğlu, Sezin Romi ve Fatma Çolakoğlu’nun katılımıyla kurumun 2020’den bu yana yürüttüğü Türkiye’deki performans araştırmasına odaklanıldı. Arşiv, sergi ve web sitesi üzerinden ilerleyen masterclass’ın çıkış noktası, arşivlerin nasıl derlendiği, erişime nasıl açılacağı ve Sahnede 90’lar sergisine katkısıydı. Arşivci ve programcı perspektifinden sürecin tartışmaya açıldığı sohbette araştırmanın görselleştirilmesi, performansın kayıt altına alınması ve dijitalleştirilen arşivlerin yeni bir web sitesinde bir araya getirilmesi ile Salt Araştırma’da kamuya açılma süreçleri değerlendirildi.

Eşsiz bir canlı performans ile benzersiz film gösterimleri

‘Blue-Dot’ ve Models for Environmental Literacy’, başlıklı iki film gösteriminin yer aldığı panelde parçalı ekran üzerinde birbiriyle güçlü imajinasyonlar sağlayan görsellerin buluşması izleyenleri bambaşka boyutlara sürükledi. Veri kaydını İskenderiye Kütüphanesi üzerinden farklı bir diyalektik vurgusuyla aktaran ‘Blue-Dot’ filmi, panelin kapanış filmi olurken ‘Gezegen Şehri ve Küresel Vahşi Doğanın Geri Dönüşü’, film ve televizyon endüstrisi için hayali geleceğimizin şehirlerini, mekanlarını ve sahnelerini görselleştiren mimar ve yönetmen Liam Young’ın sesli betimlemesiyle aktarılarak insanın dünyanın geri kalanını küresel ölçekli bir vahşi doğaya teslim etmesi ve dünyanın tüm nüfusu için hayali bir şehirde bir bilim kurgu safarisindeki yaşamı ele alındı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir