Devletin verileri Erdoğan’ı yalanladı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Merkez Ofisi Açılışı ve Ustalara Saygı Ödül Töreni’nde yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Erdoğan’ın, başta milli gelir olmak üzere Türkiye’nin ekonomik göstergeleriyle ilgili verdiği rakamların çoğu gerçekleri yansıtmıyor. Gelin, hep birlikte bu rakamları başta Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankası olmak üzere devlet kurumlarının resmi verileriyle karşılaştıralım:


Dünyada 23’üncü sıraya düştük

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli gelirimizi 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Esasen milli gelirimizin bugün 1.2 trilyon dolar seviyesine ulaşması gerekiyordu. Gezi olaylarından beri maruz kaldığımız saldırıların ayrılmaz boyutunu oluşturan ekonomik tuzakların döviz kuru üzerindeki dalgalanmalar sebebiyle 803 milyar dolarla kapattık” dedi ancak 2023 yılı için milli geliri 2 trilyon dolar olarak hedeflediklerini söylemedi. Ayrıca Erdoğan, bu rakamla dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflediklerini de söylemedi. Bunun yerine “Satın alma gücü paritesine göre milli gelir hesabında ülkemizi dünyada 11. sıraya çıkarmayı başardık. Dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeden durmak bize haramdır” demekle yetindi. Türkiye şu anda bu yıl tahmin edilen satın alma gücü paritesine göre 3.2 trilyon dolarlık milli gelire göre gerçekten de 11. sırada bulunuyor. Ancak AKP iktidarının 2023 hedeflerinde öngörülen milli gelir hedefi gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) üzerinden hesaplanıyor. Türkiye 2021 yılı sonunda gerçekleşen 803 milyar dolarlık GSYH’si ile şu anda dünya liginde ilk 20’ye bile giremiyor, hatta 23’üncü sıraya düşmüş durumda.


Açlık sınırı asgari ücreti aştı

Erdoğan’ın “Birileri çıkıp ‘Aç kaldık’ diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın? Aç kalan falan yok. Yeter ki bu noktada dürüst ol, samimi ol” şeklindeki açıklamaları da her gün yeni bir zamla uyanan vatandaşlardan büyük tepki aldı. Türk-İş’in dün açıkladığı rakamlara göre açlık sınırı 6 bin 17 TL’ye çıkarak, 4 bin 250 lira olan asgari ücreti de aştı. 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı ise 19 bin 602 TL’ye yükseldi.


Enflasyon yükseliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gösterge faiz enflasyon dayatmasını tek kurtuluş reçetesi gibi önümüze getirenlerin bir kısmı zır cahil bir kısmı ise alenen haindir” sözleri de gerçeği yansıtmıyor. Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” teziyle Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 5 toplantısında politika faizini yüzde 14’te sabit tuttuğu halde enflasyondaki hızlı yükseliş bir türlü durdurulamıyor. Türkiye, nisanda yüzde 69.97 olarak açıklanan tüketici enflasyonuyla dünyada ilk beşe, yüzde 122 üretici enflasyonu ile de dünya şampiyonluğuna yükseldi.


Refah düzeyi giderek azalıyor

Erdoğan konuşmasında Türkiye’nin küresel ekonomik krizin büyümesine rağmen Türkiye parlayan yıldızıyla potansiyelini etkin şekilde kullanabilme imkanlarını hayata geçirdiğini de vurgulayarak, “Bir yandan insanlarımızı günlük hayatlarını olumsuz yönde etkileyen hayat pahalılığın önüne geçecek tedbirleri alarak refah düzeyindeki gerilemeyi süratle telafi edeceğiz” dedi. Ancak başta enerji ve akaryakıt olmak üzere ardı ardına yapılan zamların iğneden ipliğe her üründe büyük bir zam dalgası başlattığından da bahsetmedi.


Cari açık 4 yılın zirvesinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kore’den Japonya ve AB’ye kadar normalde cari fazla veren ülkelerin tamamında benzer sıkıntılar yaşanıyor” dedi ancak Türkiye’nin en son ocak ayında açıklanan ödemeler dengesi rakamlarına göre artık cari fazla vermediğini de söylemedi. Merkez Bankası rakamlarına göre cari açık, ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 5.34 milyar dolar artarak 7.11 milyar dolarla 4 yılın zirvesine tırmandı. Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 20.22 milyar dolar oldu.


Zamların ardı arkası kesilmiyor

Erdoğan’ın “Tarımda bereketli yıl bekliyoruz. Enerjide gaza daha da basıyoruz” sözleri de son günlerde ardı ardına gelen zamlarla enerji faturalarını ödeyemez hale gelen, markete gitmeye korkan vatandaşların büyük tepkisini çekti.


İşsizlik rakamları gerçek değil

Cumhurbaşkanı’nın “İstihdamda küçük oynamalara rağmen hamdolsun sosyal kırılmalara sebep olacak riskle karşı karşıya değiliz” sözleri de büyük eleştiri aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), en son mart ayında istihdamda 2020 ile 2021 arasındaki bir yıllık dönemde 2.1 milyon kişilik bir artış olduğunu açıkladı. Böylece istihdam edilenlerin sayısı 2021 yılında 28 milyon 797 bin olarak açıklandı. 2020 yılında yüzde 42.7 olan istihdam oranı ise 2.5 puanlık artışla yüzde 45.2 olarak verildi. Ancak TÜİK’in resmi istihdam verileri de tıpkı dar tanımlı işsizlik verileri gibi resmin sadece sınırlı bir kısmını gösteriyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) verilerine göre gerçek işsiz sayısı salgın öncesine göre sadece 1.4 milyon kişi arttı. Çalışma çağındaki 63.7 milyon yurttaşın ise sadece 19.7 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda.


Türkiye’yi ilk 20’den düşürdü

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiyi öven sözleri muhalefet partilerinde de büyük tepkiye neden oldu. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Erdoğan’ın Türkiye’yi dünyanın ilk 20 ülke sıralamasından düşürdüğünü vurgulayarak, şunları söyledi:

“Türkiye ekonomisi büyük bir ekonomidir. Daha siyasette AKP’nin ismi bile yokken, Türkiye 1990’da ilk 20 ekonomi arasına girdi, 1999’da G20 üyesi oldu. Erdoğan ise 2011’de seçimlere giderken bu millete bir söz verdi, ‘Milli gelirimiz 2023’te 2 trilyon dolar olacak, Türkiye en büyük 10 ekonomi arasına girecek’ dedi. Bunu daha sonra kalkınma planlarına da yazarak resmi hedef haline getirdi. Fakat ucube şahsım rejimi elinde bırakın ilk 10 ekonomi arasına girmeyi, Türkiye ilk 20 ekonomi liginden düştü. Ama sarayın kibirlisi hâlâ büyük bir yüzsüzlükle hiç sıkılmadan ‘ilk 10’a girme’ türküleri söylüyor. Bir de 2023 için söz verdiği hedeflerde tenzilata gitmiş. Önce satın alma gücü paritesiyle ilk 10’a sokacaklarmış… Atalarımızın ‘Çevir kazı yanmasın’ diye güzel bir sözü vardır. Sarayın millete anlattığı masallar da aynı o hesap… 2023 için 2 trilyon dolar milli gelir hedefini veren Erdoğan, şimdi bahaneler üretiyor, ‘Şu olmasaydı, bu olmasaydı milli gelirimiz 1.2 trilyon seviyesine ulaşacaktı’ gibi laflar ediyor. Milli gelir hedefinde yaptığı bu indirim, olsa olsa ‘Patron battı, dükkanı kapatıyoruz’ indirimidir. Bir şeyi de kendilerine hatırlatmak gerekir, oturdukları makamlar bahane değil çözüm üretme makamıdır. Ekonomi bilimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan safsatalarla, ekonomiyi çökerten, milleti hayat pahalılığı altında, bile isteye ezenler, milleti karpuzu dilimle almaya mahkum edenler hiçbir derde çare olamaz. Çünkü sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamaz. CHP, cumhuriyetin ikinci yüzyılında; yeni kadrolar, yeni kurumlar ve yeni kurallarla bu yıkımı temizleyecek. Gençlerimizin yarına umutla baktığı bir ülkeyi milletimizle birlikte inşa edeceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir