TV8’de yayınlanan “Yazgı”da ‘Nazlı’ karakterini canlandırıyorsunuz ve tıpkı vakitte TRT Dijital’de bir üretimde rol alıyorsunuz. Bize biraz rollerinizi anlatıyor musunuz?
İlk dizi tecrübem olarak Nazlı benim için daima çok özel kalır, o birinci benim göz ağrım. Nazlı’nın içinde Denisa’yı bulmak, Denisa’nın içinden Nazlı’yı çok diğer perspektiflerle çıkarmak… Kimi vakit çatışıp, ‘hayır burada bu türlü yapmıyor’ derken, o an aslında kim olarak bu kanıya varıyorum? Çelişkileri lakin bir yandan da asıl öz bene benzettiğim esprili, enerjik, komik, olumlu yanı… Nazlı’yı seviyorum ve birinci karakterim bu türlü tatlı bir kız olduğu içinde kendimi şanslı buluyorum. Bu baht ışığım ardından, kendimi TRT Dijital’de Bülent İşbilen imzalı ‘Koyu Beyaz’ projesinin içinde bulmamla da devam etti. Ana dilim olmayan ve öğrenip şimdi yüzde 100 hakim olmadığım bir lisanda de oyunculuk tecrübem vardı. Melez Kolombiyalı ‘Jade’ karakterinde bir kızı canlandırdım. Müthişti benim için, eşsizdi. Ekip arkadaşları, oyuncular adamları, yöneticilerimiz, partnerlerim hepsi birbirinden profesyonel ve özel beşerler. Onlarla tanışıp birebir projeye yerleşebilme bahtım için artı talihim var.
Profesyonel dansçı ve balerinsiniz. Oyunculukla nasıl tanıştınız?
Sanatın hiçbir kısmı birbirinden ayırt etmeksizin özel ve değerli! Ve ben hepsinin görünmeyen bir bağ üzere birbiri ile ilintili olduğuna inanıyorum. Ritim duygusu çok âlâ olan biri hoş dans edip müzik söyleyip tahminen enstrüman dahi çalabiliyor. Kendini bu doğrultuda tabir edebilen kişi tıpkı biçimde müzikal, tiyatro ve oyunculukta da var olabiliyor. Ben ise tüm bu büyüleyici kısımların ortasında tercih yapmadan hayatın bir formda bu yolda evrilmemiz gereken yere baht frekansı ile bizi götürdüğünü düşünüyorum.
Vücut Geliştirme Ulusal Takımı’nda yer aldınız ve şampiyonluklarınız var. Bıraktınız mı profesyonel sporu?
Artık bu sporu profesyonel manada yapamasam da hayattaki her şeyin sağlıklı bir zihin ve vücutla başladığını, yediğimiz içtiğimiz besinlerin aslında kim olduğumuzu belirlediği farkındalığını ne memnun bana çok erken yaşta misyon edindim. Sıhhatim ve mutluluğum ismine, hayat gayem için bir ulusal kimlikle olmasa da devam ediyor. Disiplinli ve istikrarlı halde idmanlarım devam ediyor.
Oyunculuk eğitimi alıyor musunuz?
İsmail Baha Sürelsan Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden sonra temel eğitimine menajerimin okulu Tümay Özokur Akademi’de başladım. Kubilay Karslıoğlu’ndan diksiyon, Ayşe Tunaboylu’dan doğaçlama, Burak Sarımola’dan ise kamera önü oyunculuğu eğitimi aldım.
Uzun yıllar Anadolu Ateşi’nde dans ettiniz, biraz o deneyiminizden bahseder misiniz?
Anadolu Ateşi’ne teşebbüs çok küçük yaşta, bale çocuk kısmı ile gerçekleşti. Birinci ben balerin olacağım dediğim ve sahne hayatını öğrenme yerimdi. Kısa bir müddet sonra Devlet Opera Balesi’ne geçiş yapıp, eğitimlerime orada devam ettim. Sahnelerim daima DOB’ de oldu.
‘SURVIVOR’ GURUR VERİCİ BİR TECRÜBEYDİ
Sizi Türkiye aslında “Survivor” müsabakasıyla tanıdı. Bu programa katılımınız nasıl oldu? Nasıl geçti “Survivor” deneyimi?
Bizim 2017 takımı Ünlüler-Gönüllüler büsbütün ulusal atletlerden seçilmişti ve ulusal ekip yılıydı. Ben de Türkiye Beden Geliştirme Federasyonu’nda derecelerim olduğu ve dünyada ülkemi temsil ettiğim için o takıma dahil olabilme fırsatı yakalamıştım. İlhan Mansız, Serhat Akın, Adem Kılıçcı, Sema Aydemir üzere eşsiz atlet isimlerle şimdi 18-19 yaşlarındayken tıpkı müsabakada yer almak benim için gurur vericiydi.
Bir yandan da üniversite eğitimiz devam ediyor; ne okuyorsunuz ve ileride okuduğunuz kısımla ilgili neler yapmak istersiniz?
Sinema-TV kısmına geçiş öyküm, “Yazgı” dizisinde oynamaya başlamamla paralel gelişti. İnsan gözünden esinlenerek, ilham alınarak icat edilen ve çok üst teknolojilere kadar ulaşan kameralar set ortamında oyunculuk dışında da ilgi odağım olmuştu. Bu ilgiyi teknik bilgiler ve akademik bir meslek ile de taçlandırmak istemiştim. Umarım mezun olduğum günleri görebiliriz.
Aynı vakitte müzik çalışmalarınız da var. Müzik tutkunuz nasıl başladı ve gündemde yeni projeleriniz var mı?
Set yoğunluğundan ötürü müziği askıya almış üzere görünsem de karavanda grup arkadaşlarıma elimde saç fırçası konserlerimle kaldığım yerden devam ediyorum aslında (gülüyor)… müzik daima içimde! Ve elbette ki ileriye dönük farklı kanılarım ve projelerim de var. Yalnızca biraz vakit. Bölünmem değil, bütünleşmem gereken bir evredeyim. Odağım dağılmadan hamurumun istediğim kıvama erişebilmesi ismine… Lakin şu anda bu münasebetler nedeniyle single-albüm üretemesem de hala birtakım pahalı günlerde, çok sevdiğim orkestralar eşliğinde akustik sahnelerim devam ediyor.
SANAT AĞIR BASARDI
Hem sporun hem de sanatın birçok farklı koluyla ilgilisiniz. Birini seçmeniz gerekseydi, hangisi daha ağır basardı?
Sanat ağır basardı. Üzülerek fiziğime, gücüme veda edip yola ruhum ile devam ederdim. Umarım bir gün bu türlü bir seçim yapmak zorunda kalmam.
Gelecek planlarınız ortasında neler var? 2023’te sizi nerelerde?
Sanırım en büyük hayalim hem oyunculuğu hem müziği hem dansı bir ortada yaşayıp deneyimleyebileceğim küresel ses verecek bir müzikalin içinde yer alıyor. 2023 bana ve sizlere hayallerin amacı olabilme, gayede gerçek olabilme memnunluğunu yaşatsın o halde. Hepimize en içten dileklerimle yeterli yıllar tebrikler.