Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarın yapacağı “Türkiye’nin Yüzyılı” toplantısını, hak ve özgürlükler açısından eleştirdi.
Gelecek Partisi Genel Lideri Davutoğlu, parti genel merkezinde bugün düzenlenen “Gelecekte Gençlik Modelimiz: Acil Aksiyon Kalıcı Vizyonu Planı” bahisli aktifliğe katıldı. Davutoğlu özetle şöyle konuştu:
* “Biz gençlere gömlek biçmeye değil, gençlerle omuz omuza bir yol yürümeye geliyoruz. Biz gençlerin şu yahut bu nitelikte bir mahallenin, bir ideolojinin, bir siyasi görüşün militanları olmaları için değil, hangi görüşte olursa olsun her bir gençle geleceğin özneleri olmaya kendilerini adamış bir gençlik hayal ediyoruz.
“NİCE GENÇLER HEBA EDİLDİ BU ÜLKEDE”
* Gençler vakit tarlasına atılan tohum üzeredir. Uygun kuralları bulurlarsa o tohum büyür, o fidan gümrahlaşır, partimizin sembolü olan bir çınar ağacına dönüşür ve o gençler bir periyot içinde tarihin akışını değiştirirler. İklim, ortam onlara uygunsa. Şayet o ortamı bulamazlarsa, o ortamın besleyici kıymetini kendi koşulları içinde oluşturamazlarsa o ortam çölleşir, o toprağa atılan tohum heba edilir. Kaç gençler heba edildi bu ülkede.
* Sağ-sol çatışmalarıyla, 12 Eylül zulmüyle heba edildi. İşte Diyarbakır hapishanesinde, geçtiğimiz günlerde müze haline dönüştürülmesine karar verilen, birçok gençlerin karartıldı. Bir sağdan, bir soldan diye 12 Eylül’de kaç gençler, daha 2-3 yıl evvel birbirlerini öldürmeye ayarlanmış gençler, 12 Eylül cuntasının darağaçlarında can verdiler.
* 28 Şubat’ta gençlerin geleceği, ‘Şu okuldan mezun oldun’, ‘Başörtü takıyorsun, takmıyorsun’ diye karartıldı. Sonra FETÖ diye bir şey çıktı, sonra Anadolu’nun en uygun zihinlerini koşullandırarak robot haline getirdi. Artık de gençlerden ‘Kindar bir gençlik istiyoruz’ diyen bir sesle kin duymaları bekleniyor. Kıymetli Geleceğin gençleri, biz sizi kin için değil, muhabbet için yola çıkmaya davet ediyoruz.
“‘TÜRKİYE YÜZYILI’ SANSÜR MADDELERİYLE YAZILMAZ”
* Yarın ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ diye bir açıklama yapılacağı söyleniyor. ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ ne ile yazılır biliyor musunuz? İnsan onuruna hürmet duyan özgürlüklerle ve demokratik bir hukuk sistemiyle yazılır. Otoriterlikle ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yazılamaz. 15 gün evvel sansür yasası çıkaracaksınız, gençlerin atacağı bir tweet, onların tanımladığı bir gerçekliğe alışılmamış görülecek ve mahpusa atılabileceksiniz, ‘Türkiye Yüzyılı’ndan’ bahsedeceksiniz.
* Türkiye’nin Yüzyılı, sansür kanunlarıyla değil, özgür niyetle yazılacak ve onu bu gençler yazacak. ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ yasaklarla değil, ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ insan onuruna yakışan insan hak ve özgürlükleriyle yazılacak. ‘Türkiye Yüzyılı’ mafya çeteleriyle, organize kabahat örgütleriyle oluşturulan yolsuzluk sistemiyle değil, pak siyaseti savunan, yüzleri tertemiz, gömlekleri bembeyaz Gelecek gençleriyle yazılacak.
“BU ÜMİTSİZLİK ORTAMINDA GENÇLERDEN ÇOK ÜMİTLİYİM”
* Doğu Anadolu’ya gidiyorum, burada işsizlik oranı yüzde 50-60 düzeyinde. Her kentte. İstanbul’a gidiyorum, Ankara’nın semtlerinde dolaşıyorum, gençler mülakat zulmünden, iş bulamamaktan, diploma sahibi olup iş ve onur sahibi olamamaktan yakınıyorlar. Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de, her yerde. Fakat ben bu ümitsizlik ortamı içinde gençlerden çok ümitliyim.
* Biz gençlere korkmadan fikirlerini söz edecekleri özgür bir iklim vadedeceğiz. Biz gençlere kimseye boyun eğmeyecekleri, anne babalarından harçlık istemek zorunda bile kalmayacakları bir ekonomik refah seviyesi vadediyoruz. Biz gençlere, Avrupa’ya gidebilmek için Schengen kapılarında vizesi için aylarca bekledikleri bir ülke değil, ay yıldızlı pasaportla birlikte dünyanın her yerine gidebilecekleri yeni bir periyot vadediyoruz.
* 2016’da şayet başbakanlığıma mal olan ve ayrılmak zorunda bıraktırılmama sebep olan o yolsuzluklar ve siyasi ahlak yasası ile ilgili teşebbüslerimiz karşısında ayrılmak zorunda kalmamış olsaydım 2016 Haziranı’nda, Türkiye Schengen vizesine girmiş olacaktı. Avrupa Birliği bu hususta karar almıştı. Lakin Türkiye’yi kendi içine kapatmak isteyenler, gençleri Türkiye’de bir açık hapishane kurallarında yaşatmak isteyenler, onlara slogan söyletip özgür kanıyı engelleyenler bütün o kapıları kapattılar. Bunun ismine da ulusallık dediler.
* Bizim kendi kendimize propaganda ettiğimiz ve dışarıda prestiji kalmamış bir Türk lirası dışarıda prestiji kalmamış bir Türk pasaportu değil, gerektiğinde içeride her türlü tenkide hazır lakin dışarı çıktığında ceplerinde taşıdıkları Türk Lirası’nın alım gücüne ve ellerinde taşıdıkları Türk pasaportunun giriş gücüne sahip yeni bir periyot vadediyoruz.
* Bizim kaybedecek tek bir gencimiz dahi yok. Her bir gencimizin bu ülkeye borcu var lakin bu ülkenin de bu gençlere borcu var. Bizim size borcumuz var, bunun gereğini yapacağız.” ANKA