Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘yasal güvence’ teklifiyle başlayan; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasal düzenleme çıkışıyla süren ‘başörtüsü’ tartışmasına ait olarak açıklamada bulundu. Davutoğlu, “Kendisi için birçok bedeller ödenen bir onur gayretinin sembolü olan başörtüsünü siyasi bir gol fırsatı olarak görmeyiniz. Siz bugün başörtüsünü siyasi bir gol fırsatı olarak görüp araçsallaştırırsanız bu tarihi fırsatı kaçırırsınız. Bugün bu imkanı değerlendirmemeniz sebebiyle bu fırsat kaçarsa ve pusuda bekleyen yasakçı zihniyet ilerde bir imkan bulup bu yasağı tekrar hortlatırsa bundan ziyan görecek kuşakların ağır vebali omuzlarınızda olur” sözlerini kullandı.
Gazete Duvar’da yer alan habere nazaran; başörtüsü yasağının 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin kalıntısı olarak niteleyen ve bu yasağın tümüyle gündemden kalkması ve anayasal ve yasal teminat altına alınması konusunda bir davet yapacağını tabir eden Davutoğlu şöyle konuştu:
“Başörtüsü yasağı inandığı formda yaşamak isteyen genç kızların gelecek hayallerini yok etmiş, bayanlarımızın toplumsal hayata iştiraklerini engellemiş, ailelerde büyük travmaların yaşanmasına neden olmuş, kamu vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu yasak çetin gayretler sonrasında benim de içinde bulunduğum AK Parti hükümetleri devrinde kademeli bir formda yeniden fiili olarak kaldırılmıştır. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere bu yasağın kalkması konusunda birlikte uğraş ettiğimiz bütün siyasilere, aydınlara ve kanaat liderlerine teşekkürü bir borç biliyorum” dedi.
“Başörtüsünü siyasi bir gol fırsatı olarak görmeyiniz”
Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Başörtüsü özgürlüğünü yasal teminat altına alma istikametinde Kılıçdaroğlu’nun teklifi sonrasında ortaya çıkan tartışmalar, bu yasakçı ve rövanşist çevrelerin hala var olduğunu ve fırsat kolladığını açıkça ortaya koymuştur. Bugün bu yasağı bir daha gündeme gelmeyecek biçimde ortadan kaldırabilmek için tarihi bir fırsat önümüzdedir.
Bu bağlamda başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, AK Partili yöneticilere ve başörtüsü mağduriyetini yaşamış bütün bayanlarımıza davette bulunmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, başörtüsü yasağının her evresini yaşamış bir jenerasyon ismine ancak en kıymetlisi de bu yasağın gerçek mağdurları onurlu bayanlarımız ismine sizden istirham ediyorum. Bu momentumu kaçırmayınız! Kendisi için kaç bedeller ödenen bir onur çabasının sembolü olan başörtüsünü siyasi bir gol fırsatı olarak görmeyiniz. Siz bugün başörtüsünü siyasi bir gol fırsatı olarak görüp araçsallaştırırsanız bu tarihi fırsatı kaçırırsınız. Bugün bu imkanı değerlendirmemeniz sebebiyle bu fırsat kaçarsa ve pusuda bekleyen yasakçı zihniyet ilerde bir imkan bulup bu yasağı tekrar hortlatırsa bundan ziyan görecek jenerasyonların ağır vebali omuzlarınızda olur.”
Başörtüsü konusunda yapılması gerekenleri de sıralayan Davutoğlu, şu noktalara dikkat çekti:
“Başörtüsü özgürlüğünü anayasal teminat altına alacak teklifi tek başına ve kendi içinde dengeli bir halde gündeme getiriniz”
Ne mi yapmalıyız? Birincisi, başörtüsü özgürlüğünü anayasal teminat altına alacak teklifi tek başına ve kendi içinde dengeli bir formda gündeme getiriniz ve en kısa müddette bütün partilerin tam bir mutabakatı ile anayasa değişikliğini TBMM’nden geçirmeyi hedefleyiniz. Hepimizin en büyük bedeli olan aileyi muhafaza ile ilgili düzenlemeyi de, tekrar bir insan hakları problemi olan Alevi vatandaşlarımız ile ilgili düzenlemeyi de farklı başka TBMM’ne getirin. Onlara da daima birlikte en güçlü takviyesi verelim. Cumhuriyetimizin 100. Yılına girerken bütün sorunlarımızı birer birer geride bırakalım ve bu işin öncülüğünü yapma erdemi size ilişkin olsun.
“Nefsimi bir sefer daha ayaklar altına alarak açık bir formda randevu talebinde bulunuyorum”
İkincisi, bazıları kimyasal silahlar da kullanarak yüzbinlerce insanı katleden milyonlarca insanı süren, bazılarını 15 Temmuz darbesinin faili bazılarını terörist devlet terörü uygulamakla itham edip hiçbir vakit konuşmayacağınızı ilan ettiğiniz yabancı başkanlara uzattığınız elinizi farklı siyasi görüşlere sahip olmakla birlikte birebir bayrağın altında tıpkı ülkenin vatandaşları olarak yaşayan siyasi önderlere de uzatınız. Ve bu mevzuyu kendileri ile müzakere ederek tam bir mutabakat ile çözmek üzere görüşmeye davet ediniz. Bu türlü bir adımdan hiçbir şey kaybetmezsiniz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu geçmişteki kelam ve hareketleri üzerinden mahkûm etmeye kalkmanız da inandığımız pahalar açısından gerçek değildir. Yaşanan deneyimlerden ders alarak tavır ve görüş değiştirmek bir zaaf değil bir fazilettir. Son yıllarda gördüğüm bütün baskıları, hakaretleri ve provokasyonları bir kenara bırakarak ve nefsimi bir defa daha ayaklar altına alarak on yıllarca bu sorunun acısını yaşamış onurlu kızlarımız ve bayanlarımız ismine sizden bu mevzuyu ele almak üzere kamuoyuna açık bir halde randevu talebinde bulunuyorum.
“Bu bahsin siyasi bir gereç, bir gol fırsatı olmadığını haykırma hakkı da size aittir”
Değerli AK Partili yöneticiler, Sayın Cumhurbaşkanına yaptığım bu davet sizler için de geçerlidir. Bu konuşmamı kaleme alırken her biriniz gözümün önünden geçtiniz. Gözüm doldu, yüreğim yandı. Son yıllarda yaşadığım derin hayal kırıklıklarını ve ihtilaflarımızı da bir kenara bırakarak geçmişte bu mağduriyeti yaşamış bayanlarımız ve ilerde yaşaması mümkün gelecek kuşaklarımız ismine sizlerden de istirham da bulunuyorum: Lütfen Sayın Cumhurbaşkanına gidiniz ve bu tarihi fırsatı kaçırmamak gerektiğini anlatınız. Bu mevzunun siyasi bir materyal, bir gol fırsatı olmadığını haykırma hakkı da size aittir.
Başörtüsü çabası vermiş bütün kardeşlerime sesleniyorum. Gelecek kuşakların bir daha bu türlü bir mağduriyet yaşamaması için sesinizi yükseltin. Bütün partilerin mutabakatı ile çıkacak yasal ve anayasal düzenleme başörtüsü özgürlüğünü bir daha hiçbir gücün geri alamayacağı halde teminat altına alacaktır. Sizden bu bağlamda siyasi takviye ve oy talebim de yoktur. Siyasi ahlak anlayışımda böylesi bir siyasi rantiyeciliğin yeri olmamıştır, asla olmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın AK Parti yöneticilerine ve başörtüsü mağduriyeti yaşamış saygıdeğer kardeşlerimize yönelik bu çağrımın karşılık bulacağını ümit ediyorum. Bu çerçevede atılacak hiçbir adımdan geri durmayacağımı bir defa daha kamuoyumuza ilan ediyorum. Sonuç ne olursa olsun bütün uğraşım “Şahit ol Yarab” diyebilmek içindir.”